Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 18 July 2019
Bugün iklim değişikliğinin gıdalar üzerindeki etkisi hakkında önemli bir çalışma, Lancet Planetary Health adlı dergide yayımlandı. Çalışma giderek artan CO2 emisyonlarının, temel gıdaların besin değerini azaltarak, 2050 yılında küresel düzeyde beslenme sorunlarına yola açacağını ortaya koyuyor.
İklim değişikliğinin tarım ve gıda güvenliği üzerinde önemli etkileri olduğunu ve bu etkilerin giderek katlanarak artacağını gösteren birçok bilimsel araştırma bulunuyor. Bu araştırmalar, daha yüksek ortalama sıcaklıklar, yağış rejimindeki değişiklikler, yükselen deniz seviyeleri, aşırı hava olaylarının sıklığı ve yoğunluğundaki artışın tarımsal faaliyetleri sekteye uğrattığını ve gıda fiyatlarını olumsuz etkileyebildiğini gözler önüne seriyor.
Bugün Lancet Planatery Health’de yayımlanan bu yeni araştırma ise, başka bir çarpıcı etkiye odaklanıyor. Araştırma, artan sera gazı emisyonları ile temel gıdaların besin değerinde de azalmaların yaşanacağını gösteriyor. Bulgular göre, temel gıda ürünlerinin bu yüzden topraktan karbon emilimi artacak, ve bu yüzden temel besin öğeleri olan çinko, protein ve demir miktarları azalacak.
Araştırma, eğer sera gazı emisyonları şimdiki düzeyde artmaya devam ederse, 2050 yılında, temel besin maddelerindeki bu sorunun önemli bir gıda güvenliği problemi olacağını ifade ediyor.
Araştırma çerçevesinde, buğday, pirinç, mısır, bezelye, darı, soya fasulyesi, patates ve arpada, emisyon artışının besin değeri üzerindeki etkileri araştırıldı. Çalışma sonuçları, bu ürünlerin 2050 yılı itibari ile besleyici değerlerini ortalama yüzde 3 oranında kaybedeceğini gösteriyor.
Çinko, protein ve demir eksikliği, Güney Asya, Ortadoğu, Güney Sahara, Kuzey Afrika ve eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde önemli sağlık riskleri arasında gösteriliyor. Bu coğrafyalarda temel gıdaların besleyiciliğini kaybetmesi önemli insani krizlere sebep olabilir.
Çinko, protein ve demir eksikliği şimdiden önemli küresel sağlık sorunları arasında yer alıyor:
– Çinko eksikliğinin, her yıl 5 yaş altı 100.000 çocuğun ölümüne sebep olduğu tahmin ediliyor.
– Protein eksikliği ise çocukların gelişimini sekteye uğratıyor ve anne ölüm oranlarının artmasına da sebep oluyor. Her yıl 2.2 milyon civarında 5 yaş altı çocuğun ölümünden sorumlu olduğu ifade ediliyor.
Demir eksikliği ise yılda yaklaşık 200.000 kişinin doğrudan ölümünden sorumlu. Aynı zamanda anemi, zeka geriliği gibi birçok sağlık sorununa ve bu sorunlar yüzünden erken ölüme neden oluyor.