Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, GEOTHERMAL ENERGY NEWS - Tarih : 30 July 2013
İsviçre’nin yenilenebilir enerji atağı ülkenin Kuzey Doğusu’nda meydana gelen deprem sarsıntılarıyla duraksamaya girdi. St Gallen bölgesindeki jeotermal yatırım için kazı çalışmaları yapılırken, meydana gelen depremde İsviçreli sismologların çalışmaları sonucu 400’e yakın artçı yaşandığı tespit edildi.
Yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısı kaynaklarının oluşturduğu enerjiden doğrudan yaralanmayı esas alan jeotermal enerji, sismik risklere gebe bir kaynak olarak biliniyor.
İsveç Sismoloji Merkezi Uzmanı Stefan Wiemer: “Düzenli sismik şokların aslında en küçükleri olduğunu kavradık. Buradaki ana problem hasar verici depremlerden uzak kalabilmek. Maalesef bu konuda bir deneyimimiz yok.’‘
Jeotermal kazılarda ortaya çıkan sismik hareketlenmeler başka ülkelerde de sık gözleniyor. Almanya’nın Staufen şehrinde oluşan çatlaklar da yine bir jeotermal kazı sırasında ortaya çıkmıştı.
Jeotermal enerji kullanımı için yeteri kadar derinliğe inilmesi gerekiyor ve 140 dereceyi aşkın su veya gazın çıkarılması esas alınıyor. Bu sıcaklıktaki kaynak daha sonra elektriğe çevriliyor.
Almanya’da münih yakınlarında bulunan yeşil enerji üretim tesisinde çalışmaların fikir babası Erwin Knapek yer altında her türlü riskin bulunduğunun altını çiziyor:
‘‘Sismik şok riskiyle yaşamak durumundayız. Bunların çoğu hissedilemeyecek kadar küçükler ama arada büyük olanlarını da yaşamıyor değiliz. 3.4 veya 3.6 şiddetinde artçılar yaşanabiliyor ancak çevreye zarar vermiyorlar. Bu her kazıda yüzleştiğimiz bir risk.”
Yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil bir enerji türü olan jeotermal enerji Türkiye’de özellikle İzmir ve Ege bölgesinde sıklıkla kullanılıyor.
Kaynak: Enerji Enstitüsü