Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, SOLAR ENERGY NEWS, WIND ENERGY & RES NEWS - Tarih : 13 July 2016
Akenerji Genel Müdürü Ahmet Ümit Danışman, şu anda sektörde yaşanan kur riski ve arz fazlası nedeniyle özel sermayenin, daha çok döviz cinsinden alım garantisi sunma özelliğine sahip yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelmesini beklediğini belirtti.
Türkiye enerji sektöründe 25 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Akenerji Elektrik Üretim AŞ’nin Genel Müdürü Danışman, halen Türkiye’de özel sektörün çoğunlukla döviz cinsiden borç geri ödemeleri yapmak zorunda olduğunu belirtti.
Son dönemde Türk lirasındaki değer kaybının özel sektör üzerindeki kur baskısını artırdığını anlatan Danışman, “Şu an sektörde yaşanan kur riski ve arz fazlası nedeniyle yakın vadede özel sermayenin, döviz cinsinden alım garantisi sunma özelliğine sahip yenilenebilir enerjide yatırımlarını artırmasını bekliyoruz.” dedi.
Türkiye’de yerli linyit kaynaklarının enerjide yeniden çözüm olarak görülmesine de değinen Danışman, şunları kaydetti:
“Döviz bazında borçlanma ve arz fazlası nedeniyle piyasanın daraldığı bir ortamda, devletin özel sektörün bu tür yatırımlara yönelmesini teşvik etmek için daha çok destek vermesi gerekebilir. Aksi takdirde, şu anki piyasa şartlarında, özel sektörün, döviz bazında alım garantisi olmadan, özellikle linyit gibi, yüksek maliyetli ve ancak uzun vadede gelir elde edilen yatırımlara girme riskini almayı isteyeceğini düşünmüyorum. Yine de linyit santrallerinin hızlanması, yerli kaynakların değerlendirilmesi ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması açısından önemli bir adım. Ancak piyasanın daraldığı bu ortamda, devletin özel sektörün bu yatırımlara yönelmesini sağlamak için desteği şart. Ayrıca kömüre yönelirken, Türkiye’nin imzaladığı Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası taahhütlere dikkat etmesi de gerekiyor.”
Özel sektör yatırımlarını teşvik için herkes açısından adil ve şeffaf bir piyasa oluşturulması gerektiğini ifade eden Danışman, doğalgaz fiyatlarındaki artış ve azalışın da elektrik fiyatına yansıtılması gerektiğini vurguladı.
Yatırımcının, değişen fiyat eğilimlerinin tarifesine yansıyacağını bildiği zaman, piyasa riskini göze alabileceğini anlatan Danışman, “Ancak yatırımcının en büyük maliyet kalemi olan yakıttaki artış veya azalış nihai fiyata yansımazsa, bu da onun risk iştahını sekteye uğratır.” diye konuştu.
Enerji yatırımlarının 2008 yılında hızla artış göstermesinin ardındaki temel faktörün, otomatik fiyat mekanizması uygulaması olduğunu ifade eden Danışman, “Elbette ki arz-talep dengesi en önemli faktördür. Sonuçta tabii ki ürününüzü satabileceğiniz bir piyasa gerekiyor. Ama, ürünü kaça mal edip kaça satacağınızı öngörebileceğiniz bir mekanizma da lazım. Döviz bazında alım garantisi olmayan bir yatırımcının tutunacağı dal, otomatik fiyat mekanizmadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Yatırımcının uygun ortamı bulabilmesi için serbest ve adil bir piyasa, otomatik fiyat mekanizması, verimlilik ve ileri teknoloji gibi prensiplerin esas olması gerektiğini vurgulayan Danışman, “Alım garantisi veya serbest piyasa şartlarının olmadığı bir ortamda, tek alıcı metodu neredeyse tek seçenek olarak kalmaktadır.” ifadelerinde bulundu.
Kaynak: Enerji Enstitüsü