Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, COAL NEWS - Tarih : 15 July 2020
Türk maden sektörü, 2020’nin ilk yarı döneminde 1,85 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Hammadde ve enerji kaynağı olması dolayısıyla tüm sektörler üzerinden ihracata sağladığı katkı 40 milyar dolar olan sektör, İspanya’da % 16, Bulgaristan’da % 42, İsrail’de % 9 ve Suudi Arabistan’da % 7 büyüdü. Pandeminin etkilerini hızla geride bırakmak için sanal ticaret heyetlerine hız veren sektörün en büyük beklentisi ise rekabet güçlerini engelleyen orman izin süreleri ile arazi kullanım bedellerinde düzenleme yapılması.
TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, sektörün 2020 yılı ilk yarıyıl verilerini açıkladı. Dinçer’in verdiği bilgilere göre, yılın ilk yarısında maden ihracatı 1,85 milyar dolar olarak gerçekleşirken, bu rakamın içinde blok doğal taş ihracatı 260,8 milyon dolar, işlenmiş doğal taş ihracatı 469,3 milyon dolar olarak yer aldı. Maden ihracatının 392,1 milyon doları endüstriyel mineraller, 579,7 milyon doları metalik cevherler, 68,1 milyon doları ise ferro alyajlar ihracatı olarak gerçekleştirildi.
İMİB Başkanı Aydın Dinçer, “Tüm ihraç ürünlerinin hammaddesi olması sebebiyle Türkiye ekonomisine 40 milyar dolarlık katkı sağlayan sektörümüzün ihracatı 2019 yılında 4,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Maden ürünlerinden üretilen bor ve trona soda külü ihracatı da bu rakama eklendiğinde toplam 6 milyar dolarlık bir işlem hacmi ortaya çıkıyor. Covid-19 salgını nedeniyle özellikle sert karantina koşulları bütün sektörleri olduğu gibi bizleri de etkiledi; ama Haziran ile birlikte daralmalarda hızla geri çekilmeler gözlemledik. Hatta en çok ihracat yaptığımız ilk 10 arasında bulunan İspanya’da geçen yılın aynı dönemine % 16,61, Bulgaristan’da % 42,67, İsrail’de % 9,13, Suudi Arabistan’da ise % 7,17’lik artış yaşadık” dedi.
Pandemi madende de tedarik zincirini kırdı
Pandemiden ötürü maden ve doğal taş tarafında yaşanan daralmada geri çekilmenin yılın ikinci yarısında artarak devam edeceğini dile getiren Dinçer, “Covid-19 salgını ile bütün dünya tedarikte tek ülke hakimiyetinin yol açtığı problemleri gördü ve yeni bir politik duruş geliştirdi. Bu bizler için yeni fırsatlar doğurabilir. Şöyle ki; dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80’ine sahip olduğumuz gibi, 650 renk ve desende mermerimiz, 150 farklı çeşitte de doğal taşımız mevcut. Buna karşın Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nda madencilik sektörünün payı yüzde 1,3. Madencilik sektörünün gayri safi milli hasıladan aldığı payın çok daha fazla olduğu ülkelere yakından baktığımızda buna paralel olarak ekonomilerinin güçlü, üretimlerinin fazla olduğunu görüyoruz. Çin’in Gayri Safi Milli Hasılası’nda madenin aldığı pay yüzde 8,5, Avusturalya’nın aldığı pay yüzde 6,5, ABD’nin aldığı pay yüzde 5, Almanya ve Kanada’nın aldığı pay ise yüzde 4. Ülke olarak biz de bu oranlara ulaşabiliriz. Bunu yapabildiğimiz zaman ihracatımızda da artacak, tüm sektörlere değer bazında sağladığımız katkı da. İstihdama pozitif katkısı da hiç kuşkusuz bugün olduğundan daha fazla olacak. Bugün doğrudan 150 bin, dolaylı olarak da 2 milyon insanı istihdam eden sektör, belki de Türkiye’nin yüksek işsizliğine çare bile olabilir” dedi.
Hindistan, Körfez Ülkeleri, Fas, Tunus ve Özbekistan için sanal ticaret heyeti
Sektör olarak tedarik zincirinde yaşanan kırılma ve değişimi kendi lehlerine çevirmek için dijital kanalları aktif bir şekilde kullandıklarını da söyleyen Dinçer, “Pandemi öncesi ülke ziyaretleri şeklinde gerçekleştirdiğimiz ticaret heyetlerini sanala taşıdık. Hindistan, blok mermer – travertende en çok ihracat yaptığımız ikinci ülke. Oraya bir sanal ticaret heyetimiz olacak. Körfez Ülkeleri; Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Kuveyt de doğal taşta önde gelen pazarlarımızdan. Bu ülkelere de sanal ticaret heyetimiz olacak. Fas, Tunus, Özbekistan yine sanal ticaret heyeti düzenleyeceğimiz ülkeler arasında yer alıyor. Takvimleri belli, Ağustos-Eylül aylarında bu ülkelere sanal ticaret heyetlerimizi gerçekleştireceğiz” dedi.
Orman izin süreçleri hızlandırılmalı
Dinçer, sektörün hak ettiği yere gelmesi için yasal tarafta da bir takım düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade ederek “Orman izinlerinin hızlı şekilde değerlendirilmeye alınması ve sonuçlandırılması gerekir. Aynı şekilde arazi kullanım bedellerinde de dünyadaki örneklerine bakıldığında ülkemizdeki rakamlar çok yüksek kalıyor. Bütün bunlar sektörün rekabet gücünü azaltıyor. Orman izin süreçlerinin hızlandırılması ve arazi kullanım bedellerinde düzenleme yapılması sektörümüzün iki önemli beklentisini oluşturuyor. Yakın zamanda burada olumlu gelişmeler yaşanmasını bekliyoruz” dedi.