Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 17 April 2024
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkan Danışmanı Bülent Kaya’nın hazırlayıp sunduğu, TRT Radyo 1’deki “Gündem Enerji” Programı’nın bu haftaki konuğu Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan oldu. Programda elektrik dağıtım hizmetinin nasıl yapıldığından elektrik fiyatlarının oluşmasına, milli akıllı sayaçtan elektrikli araçlar ve nükleer enerjiye kadar enerji sektörüyle ilgili pek çok konu detaylı olarak ele alındı.
Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan, “1 Ocak 2025 tarihinden itibaren sayaçlarımız değişecek milli akıllı sayaçlara geçeceğiz öyle değil mi? Bu dönüşüm nasıl etkileyecek hayatımızı, ne kazandıracak? Vatandaşlara bir maliyet çıkacak mı?” sorusuna verdiği yanıttı şunları söyledi:
“Evet, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren, Elektrik Piyasası Ölçüm Sistemleri Yönetmeliği gereğince milli akıllı sayaçlara geçiş sürecimiz başlıyor. Milli Akıllı Sayaç Sistemleri (MASS) Projesi, TAŞ 2023 Projesi çerçevesinde akıllı şebeke dönüşümü kapsamında gerçekleştirilecek olan akıllı sayaç sistemlerinin asgari özelliklerinin belirlenerek ülke genelinde uygulama birlikteliğinin sağlanması ve bunun tarifeye etkisinin belirlenmesi ve uygulamanın yaygınlaştırılması için akıllı sayaç sistemleri ile ilgili mevzuatların ve şartnamelerin düzenlenmesini kapsayan bir Ar-Ge projesiydi. Bu yeni sistem, elektrik tüketimimizi daha etkin bir şekilde izlememizi sağlayacak ve enerji verimliliğimizi artıracak. Ayrıca, milli akıllı sayaçlar, enerji dağıtımını daha verimli hale getirecek ve kesinti sürelerini azaltacak. Bu dönüşümün vatandaşlarımıza getireceği faydalar arasında tüketim miktarı tespitindeki hata payının azaltılması, tüketim alışkanlıklarının daha iyi anlaşılması ve analiz edilmesi, daha hızlı arıza tespiti yapılması gibi önemli iyileşmeler sayılabilir. Sayaçların değiştirilmesi ise tüketicilerimize ek bir mali yük getirmeyecek. Akıllı sayaç dönüşümü dağıtım şirketlerimizin yatırım bütçesi kapsamında finanse edilecek.”
Erdoğan, Türkiye’de ve dünyada kullanımı giderek artan elektrikli araçlarla ilgili “Elektrik araç tercihinde dikkate alınan önemli kriterlerden biri şarj hizmetlerinin yaygınlığı. Bu bağlamda dağıtım şirketlerimiz, şarj ağının yaygınlaşmasında ve emre amadeliğinin artırılmasında altyapı ve destekleyici hizmetler sunma misyonunu üstleniyorlar. Ayrıca, dağıtım şirketlerimiz günümüz ihtiyaçlarını göz önüne alarak Ar-Ge projeleriyle şebeke ekipmanlarını ve yenilikçi teknolojileri sisteme entegre ederek şarj ağının yaygınlaşması için zemin hazırlayan projeler geliştiriyorlar. Bu projeler, dağıtım sisteminin güçlendirilmesi gibi sahayı besleyen gelecekle uyumlu sürdürülebilir teknolojileri içinde barındırıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Sektör olarak amaçlarımızdan biri de Türkiye’nin sürdürülebilir enerji geleceğine liderlik etmek ve e-mobiliteyi yaygınlaştırmak” diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Elder olarak bu alanda, 21 Elektrik dağıtım şirketi konsorsiyumunda, EPDK Ar-Ge projelerinden şu anda yürüttüğümüz E-mobilite Atılımı Ar-Ge projesiyle, Türkiye’de e-mobiliteyi destekleyerek elektrikli araçların benimsenmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Bu projenin temel amacı, elektrikli araç kullanımını teşvik etmek ve altyapıyı güçlendirmek. Proje, şebekelerin akıllı hale getirilmesi, elektrikli araçların şarj süreçlerini optimize edilmesi, talep yönetiminin sağlanması ve yenilenebilir enerji entegrasyonunun kolaylaştırılmasına ilişkin kritik unsurları içeriyor. Sektörümüz dönüşüm sürecinde sistem altyapısı ve mevzuatsal açıdan hazır olacak faaliyetleri titizlikle yürütüyor. Bu bağlamda geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek yatırımların bugünden öngörülerek hayata geçirilmesini izin veren bir bakış açısını hep birlikte geliştirmemiz gerektiğinin altını çizmek isterim.”
Son yıllarda hemen her sektörün gündeminde yer alan yapay zeka konusunda dağıtım sektörünün çalışmalarına da değinen Erdoğan, son 5 yılda sektörün makine öğrenimi ve yapay zeka alanlarında birçok proje geliştirdiğini kaydetti. Yapay zeka destekli dijital şebeke yönetimi, acil çağrı merkezlerinde çağrıların kalite değerlendirmesi, doğal afet sonrası hasar tespiti gibi projeler geliştirildiğini ve bu konular üzerinde çalışmaların devam ettiğini söyleyen Erdoğan, “Elder koordinatörlüğünde devam eden Traform-2 adlı bir Ar-Ge projesi de bu örnekler arasında yer alıyor. İlk fazı Hasat Ar-Ge Projesi kapsamında tamamlanmış olup ikinci aşamasına geçilmesine yönelik proje sürüyor. Projede amaç, geliştirilen platform çerçevesinde proje paydaşı dağıtım şirketlerinin mevcut dijital altyapısı temel alınarak, trafoların enerji verimliliklerinin izlenmesi ve analiz edilmesi. İkincil amaç ise trafoların en verimli şekilde işletilebileceği karar mekanizmalarının oluşturulması ve bu kararlara göre birtakım alarm mekanizmaları ile şebeke varlıklarının işletme verimliliğini artırmak ve iş akışını hızlandırmaya yönelik kolay raporlama yapabilmek. Bu gelişmeler, tüketicilere hayatlarını kolaylaştıracak yeni uygulamaların yakın zamanda ortaya çıkabileceğini gösteriyor” diye konuştu.
Bülent Kaya’nın, “Bir enerji uzmanı gözüyle elbette bir de nükleer mühendis gözüyle Türkiye’nin nükleerdeki yol haritasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna da Erdoğan şu yanıtı verdi:
“Türkiye’nin nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanma konusundaki çabalarının 70 yıla ulaşan bir tarihi var. Nihai olarak 2010 yılında Rusya Federasyonu ile Akkuyu’da toplam kurulu gücü 4.800 MW olan 4 üniteli bir nükleer santralin kurulması, işletilmesi ve işletmeden çıkarılması ve ilgili süreçleri kapsayan bir milletlerarası anlaşma akdedilerek yeni bir model geliştirildi. Bu model çerçevesinde inşaata başlandı ve inşallah bu yılsonunda ilk ünitede deneme üretimine başlanacak. Santral tam kapasiteyle devreye girdiğindeki sanırım 2028 yılını bulacak, ülkemizin elektrik talebinin yaklaşık yüzde 10’unu karşılayacak kadar üretim yapabilecek. Günümüzde nükleer santraller neredeyse 365 gün tam kapasiteyle çalışabilme imkânı sunduğundan elektrik şebekelerinin güvenilir olarak işletilmesine çok önemli katkıya sahip. Bu nedenledir ki birkaç yıl önce Avrupa Birliği karbon nötr bir Avrupa hedefine giden yolda nükleer enerjiyi yeşil dönüşümün bir parçası olarak kabul ettiler. Bizde de nükleer santralin devreye girmesiyle daha fazla yenilenebilir enerji kaynağının şebekeye bağlanması mümkün olacaktır. Bu da kuşkusuz arz güvenliğimizin güçlenmesine ve karbon salımlarımızın azalmasına hizmet edecektir. Sayın Bakanımızın açıklamalarından da anlıyoruz ki Türkiye nükleer enerji kurulu gücünü artırma vizyonuna sahip. Bu vizyonun hayata geçirilmesi belirli bir zaman gerektiriyor.”
Kaynak: ELDER E-Bülten – Nisan 2024