Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 03 November 2022
OEDAŞ, AB destekli FlexiGrid projesinde sona doğru yaklaşıyor. ‘Elektrikli araçtan şebekeye enerji transferi’ yoluyla şebeke esnekliğinin sağlanması üzerinde çalışılan projede farklı vaka çalışmalarını baz alan 4 ülkedeki demo sahalarından birinin de Türkiye olduğu belirtildi.
İklim krizinin etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiği günümüzde, dünyanın öncelikli gündemlerinden biri de yeşil dönüşüm. Özellikli Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris Anlaşması ile birlikte yeşil dönüşüm alanındaki farkındalık giderek artıyor. İşletmeler başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarını ve atıkları enerjiye çevirmeye yönelik projeleri hayata geçirirken, konutlarda da özellikle güneş panellerinden yararlanılıyor. Dağıtık üretim olarak da adlandırılan yani santral yerine yenilenebilir enerji kaynakları veya elektrik üreten çeşitli teknolojilerin kullanılmasıyla enerji üretimi sağlayan bu sistemlerin verimli bir şekilde çalışması, elektrikli araçların ve batarya depolama sistemlerinin esneklik amacıyla kullanılması, elektrikli araçtan şebekeye(V2G) enerji transferi teknolojisinin denenmesi ve OEDAŞ için altyapısının oluşturulması, geleceğin dağıtım şirketlerinin karşılaşacağı problemlere yönelik altyapı oluşturulması için Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), pek çok Ar-Ge projesinin yanı sıra FlexiGrid adında bir Ar-Ge projesi yürütüyor. Avrupa Birliği tarafından desteklenen proje kapsamında elektrikli araçtan şebekeye enerji transferi gibi geleceğin teknolojileri de deneniyor.
Ural Halaçoğlu: “Proje kapsamında demo çalışma gerçekleştirilen 4 ülkeden biriyiz”
OEDAŞ Ar-Ge Müdürü Ural Halaçoğlu, Kasım 2019’da başlayan ve Nisan 2023’te tamamlanması planlanan proje hakkında bilgi verdi. Avrupa Birliği Horizon 2020 Programı kapsamında, geleceğin dağıtım şebekesine esneklik kazandırma hedefiyle oluşturulan projede Bulgaristan, İsveç, İsviçre ve Türkiye olmak üzere dört pilot ülke seçildiğini söyleyen Halaçoğlu, “Proje kapsamında odaklanılması hedeflenen bazı demo çalışmalarını ülkemizde OEDAŞ olarak biz yürütüyoruz” dedi.
Halaçoğlu, yapılan çalışmaları şu sözlerle anlattı; “Eskişehir’deki Tepebaşı Yaşam Köyü’ne araçtan şebekeye enerji transferi sağlayan V2G (Vehicle to Grid/Araçtan Şebekeye) uyumlu şarj istasyonu, DC hızlı şarj istasyonu ve batarya depolama sistemini içeren sistemin saha kurulumlarını tamamladık. Şu anda biri V2G uyumlu araç, biri de yüksek hızlı şarj istasyonunda akıllı şarj yönetimini test etmek için elektrikli araç olmak üzere toplam iki aracımız bulunuyor. Amacımız çift yönlü (V2G), tek yönlü (V1G) elektrikli araç ve şarj istasyonlarının bulunduğu sistemimizi batarya depolama sistemini de kullanarak optimum bir şekilde akıllı şarj algoritmalarıyla yönetmek ve üzerinde düşündüğümüz senaryoları gerçek bir ortamda, gerçek sistem ve platformlarla test etmek. Sistem entegrasyonu için çalışmalarımızı neredeyse tamamladık. Bu süreçte dijital akıllı şebeke teknolojileri, araçtan şebekeye enerji transferi teknolojileri, IoT (Nesnelerin İnterneti) ve Blockchain (Blok Zinciri) teknolojilerini kullanıyoruz.”
“Kullandığımız araçlar enerji transfer edebilecek”
Önümüzdeki yıllarda elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte V2G teknolojisine sahip araçların da yaygınlaşmasının beklendiğini ifade eden Halaçoğlu, “Böylece bu araçların şebeke için ‘sanal güç santrali’ gibi kullanılması ve depolanan elektriğin şebekeye aktarılması mümkün olabilecek. Bizim üzerinde çalıştığımız sistemde araçlardan biri standart tek yönlü şarja olanak sağlayan bir araç iken diğeri buna ek olarak şebekeye deşarj özelliğini de taşıyor. Bu ikinci araç, bataryasında depoladığı enerjiyi iş modeli doğrultusunda ihtiyaç halinde şebekeye aktarabilecek. Bu yeni teknoloji ile dünyada ve Türkiye’de kullanımı giderek artan elektrikli araçların şebekede meydana getirebilecekleri sıkışıklıklar önlenebilecek. Regülasyon desteği ile elektrikli araç sahipleri tarafından da şebekeye bir enerji transferi sağlanabilecek ve bu sayede araç sahipleri de üretici konumuna geçebilecek” diye konuştu.
Halaçoğlu, geleceğin akıllı sistemleri üzerine çalıştıklarını, bu çalışmaların geleceğin regülasyonlarının oluşturulmasına da ışık tutacağını ifade etti. Halaçoğlu, yürütülen projenin EPDK tarafından desteklendiğini de sözlerine ekledi.
“Geleceğin sistemlerinin altyapısını oluşturuyoruz”
Projenin nihai hedeflerini de anlatan Halaçoğlu, “Elektrikli araç kullanımı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artış gösteriyor. Dolayısıyla araçlardan şebekeye enerji transferinin, geleceğin önemli teknolojilerinden biri olacağını öngörüyoruz. Bununla birlikte bu proje hem standart tek yönlü şarj ile uyumlu araçların şebeke durumuyla koordineli bir biçimde akıllı bir şekilde şarj edilmesini hem de dağıtık üretim entegrasyonunun artmasıyla meydana gelebilecek sorunlara karşı hazırlıklı olunmasını ve bunlara yönelik altyapıların şimdiden oluşturulmasını sağlıyor” açıklamasında bulundu.
“22 proje üzerinde çalışıyoruz”
OEDAŞ Ar-Ge departmanı hakkında da bilgi veren Halaçoğlu şunları söyledi; “OEDAŞ Ar-Ge departmanı olarak inovasyon çerçevesinden yeni ürünler, sistemler ve tasarımlar geliştirmeyi hedefliyoruz. Şu anda 4’ü AB destekli olmak üzere toplam 22 proje yürütüyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları, elektrikli araçlar ve şarj istasyonları, mikro şebeke ve depolama sistemleri, IoT, bilgi ve haberleşme teknolojileri, yapay zekâ, büyük veri ve siber güvenlik üzerine çalışıyoruz. Bunları yaparken de dağıtım şebekesine yönelik dünyadaki en iyi uygulama örneklerini araştırıyor, yerli kaynaklar ile Türkiye’ye özgü çözümler üretiyoruz.”