Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 02 January 2013
Adnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Çengel, enerji verimliliğinde yerli kaynaklara öncelik verilmesi ve konunun bir devlet politikası olarak benimsenmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Yunus Çengel, Türkiye Teknik Elemanlar Vakfı (TÜTEV) Samsun Şubesi’nin Samsun Diyanet Vakfı konferans salonunda düzenlediği ‘Enerji Verimliliği ve Türkiye’nin Geleceği’ konulu konferansa konuştu. Konferansa OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Bulut, OMÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yazıcı, TÜTÜV Samsun Şube Başkanı Dursun Aksoy ile çok sayıda davetli de katıldı.
Konuşmasında enerjinin önemi üzerinde duran Prof. Dr. Yunus Çengel, enerji verimliliğinde adımların hızlı atılması gerektiğini kaydetti. Enerji güvenliğinin milli güvenlik kapsamına görülmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Çengel, enerji verimliliği konusunun, toplumun yaşam tarzı haline gelinceye kadar ele alınmasında fayda gördüğünü vurguladı.
Prof. Dr. Çengel, “Enerji verimliliği öncelikli bir devlet politikası olarak benimsenmeli ve ülkenin artan enerji ihtiyacını karşılayacak, en öncelikli enerji kaynağı ilan edilmelidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın birinci önceliği, enerji verimliliği uygulamalarını tüm dünya sathında yaygın olarak hayata geçirmek olmalıdır. Bu politika, enerji verimliliğini bir yaşam tarzı halini alıncaya kadar bir seferberlik havası ve heyecanı içinde devam etmelidir. Program savunma bütçesi önceliğinde fonlanmalıdır. Enerji güvenliği, ülke güvenliğinin enerji bağımsızlığı da ülke bağımsızlığının bir parçası olarak milli güvenlik kapsamında görülmelidir.” dedi.
“YERLİ KAYNAKLARDAN PETROL ELDE EDİLMELİ”
Brezilya örneğini vererek yerli kaynaklardan petrol üretimine yönelik çalışmalar yapılmasını öneren Prof. Dr. Yunus Çengel, “Ankara engelleri kaldırsın yeter. Yani gölge etmesin, başka ihsan istemez. Brezilya’da şeker kamışı var. Şeker kamışından etenol yapıyor. Çok ciddi bir politika uyguladı, kanunları değiştirdi. Araçların yüzde 85’inin motorlarını etenol yakacak şekilde ayarladı. Benzin istasyonlarına da etenol satma zorunluluğu getirdi. Sonunda petrol ithal eden bir ülkeyken şimdi petrol ihraç eder hale geldi. Akılla ülke önce kendi kaynağına bakıyor. Bizim linyit yataklarımız, 100 yıllık elektrik ihtiyacını giderecek seviyede. Kirli ama yerli kaynağımız. Daha yeni gün ışığına çıkardık.” şeklinde konuştu.
“FLORASAN KANSER YAPMIYOR”
Florasanın kanser yaptığına dair basında çıkan haberlerin gerçek olmadığını söyleyen Prof. Dr. Çengel, “Türkiye’de zaman zaman basına da yansıyor. Florasan lambalar kanser yapıyormuş diye. Bunların aslı astarı yok. Bu konuda en ciddi çalışma İngiltere’de yapılmış. Olay şu; ışığa 20 santim mesafedeysen ışık da kuvvetliyse ciltte kızarıklıklar yapıyor. Ama bunu diğerleri de yapıyor. O yüzden kanser ile florasının alakası yok. Zararlı kısmı ultraviyole kısmıdır. Bu güneşte bile vardır. Florasan ile aranızla 20 santimden fazla mesafe varsa sorun yok. Florasan lambalarında cıva buharı vardır. Kırıldığı zaman zehirli cıva gazı, ağır olduğu için yere çöker. Tavsiye edilen şey ise camları açıp kırıntıları süpürmektir.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Son Dakika