Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 15 January 2016
ALMANYA-AVRUPA:
Almanya en önde olmak üzere, Avrupa’da Yenilenebilir enerji alanındaki ciddi yatırımlar ile artan kurulu güçler ve yapılan çalışmalara rağmen, AB’deki yenilenebilir enerji sektöründeki uygulamaların iyi bir bir model olmadığı ifade edilmektedir. Paris’te yapılan COP21 İklim Değişikliği zirvesinde AB’nin 2050 yol haritasında karbon emisyon değerlerinin 1990 yılına göre % 80 azaltılması hedefine vurgu yapılırken, bu çevreci hedefler ve yeşil enerji politikaları sonucunda enerji/elektrik fiyatlarının giderek arttığı ve yükselen maliyetlerden dolayı “enerji yoksulluğu” ve “elektriğin bir lüks haline dönüşmesi” durumlarının ortaya çıktığı belirtilmektedir. Avrupa’da rüzgar enerjisi kurulu gücü bakımından Danimarka ve Almanya gurur kaynağı olmasına rağmen, mesken kullanıcısı elektrik fiyatlarında da en yüksek ülkeler (Danimarka 42cent/kWh, Almanya 40 cent/kWh) olarak yer almaktadırlar. Buna karşın Birleşik Devletler’de bu rakamın 12.5 cent/kWh olduğu vurgulanmaktadır. Yenilenebilir enerji desteklenirken, bunun karşılığında yüksek maliyetlerin sürekli göz ardı edildiği ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra, bu noktada bir ilüzyon yaşandığı ve “İklim Değişikliği Endüstrisi” nin 1.5 trilyon USD lık büyük bir global pazara ulaştığı çarpıcı bir şekilde belirtilmektedir.
AVRUPA:
Avrupa’da enerji arzı ve arz güvenliği bakımından LNG tedariği büyük önem arz etmektedir. Fakat LNG ile sistem güvenliğinin bütüncül olarak sağlandığı ve enerji arzındaki sorunlara çözüm olduğu anlamının çıkarılmaması gerektiği belirtilmektedir. Özellikle Ukrayna krizi sonrası yaşanan siyasi gelişmeler ve Rusya’ya olan enerji/doğalgaz bağımlılığı konusunun tekrar hararetli bir şekilde gündeme gelmesi ile Avrupa Birliği Ülkeleri alternatif çözümler ve kaynak çeşitliliği ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu noktada, farklı rotalardan LNG ihracı belli oranda çözüm sağlamakla birlikte, Almanya ve bazı ülkeler ise Rusya ile olan projelerin geliştirilmesini ve doğalgaz arzının sorunsuz bir şekilde sağlanmasını savunmaktadır. Sonuç olarak ise, Moskova yönetiminin AB’ye karşı bir koz olarak kullandığı doğal gaza karşı, Avrupa’nın tek kozu olarak LNG çözüm olabilir.
http://energyfuse.org/lng-crucial-to-europes-energy-security-but-not-a-cure-all/
İNGİLTERE:
Ülkede kömürün önemli bir arz kaynağı olmasına karşın tartışılmaya devam ettiği İngiltere’de yayınlanan habere göre, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yapılan açıklamada, kömürün altın çağının sona erdiği, geçmişteki zirve kömür taleplerinin artık düşüş göstereceği tahmin edilirken, bu noktada rüzgar ve güneş enerjisi kaynaklı üretimlerdeki maliyetlerin dramatik bir şekilde düşüş göstermesinin önemli bir paya sahip olduğu belirtilmektedir. Kömür endüstrisinin büyük bir baskı altında olduğu ve bunun en büyük sebebinin de Çin’de yaşanan trend değişimlerinden kaynaklandığı ifade edilmektedir. Çin’in kömür tüketiminde son iki yılda düşüş yaşandığına dikkat çekilirken, IEA’ya göre bu tüketiminde bir daha “pik talep” seviyesine gelmeyeceği tahmin edilmektedir. Zira, yenilenebilir enerji konusunda çok hırslı hedefleri olan Çin, 2014 yılında 23 GW rüzgar gücü kurulumu ile rekor kırmış ve dünyanın geri kalan kısmının yaptığı kurulum kadar bir gelişme sağlamıştır. Ayrıca, son beş yılda hidrolik kapasitede 284 GW gibi çok ciddi bir artış sağlanmış olması da dikkat çekici bir durum olarak ifade edilmektedir.
İSPANYA:
Güneş enerjisi kaynaklı elektrik üretim santralleri ile ün yapmış olan İspanya’nın, yenilenebilir enerjide yeniden lider konumda olmayı hedeflediği ve bu konuda yatırımlar yapmayı planladığı ifade edilmektedir. Fakat şu anda sektöre ilişkin tablonun pek parlak olmadığı söylenmektedir. 2007-2008 yıllarında dünyada güneş ve rüzgar enerjisi kaynaklı elektrik üretiminde lider olan İspanya, daha sonra yaşanan ekonomik krizler ve siyasi çalkantılar neticesinde bu ünvanını kaybetmişti. Daha önce verilen yüksek oranlardaki “feed in tariff” modeli ile iyi bir trend yakalamış olan İspanya’nın 2011 deki büyük ekonomik sıkıntılardan dolayı garanti edilen bu ödemeleri gerçekleştirmediğinden sebeple, özellikle güneş yatırımlarının sekteye uğradığı vurgulanmaktadır. (2007’de 44 cent/kwh ve 25 yıl alım garantisi teşviği). Zira küçük yatırımcılar bir yana, İspanya’nın en büyük ve amiral gemisi konumundaki 27.000 çalışanı olan Abengoa Şirketinin iflasın eşiğinde olduğuna dikkat çekilmektedir. Geçen yıl İspanya’nın sadece 22 MW fotovoltaik kapasite eklediği belirtilmiştir.
http://phys.org/news/2015-12-spain-retake-renewable-energy.html
http://www.euronews.com/2015/11/25/spain-s-solar-energy-firm-abengoa-begins-insolvencyproceedings/
EİGM Dünya Enerji Görünümü Raporu Sayı: 152