Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 04 July 2012
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Dr. Fatih Birol, Suriye ile ortaya çıkan siyasi krizin, Türkiye’nin Rusya ve İran’la olan enerji alışverişine zarar getiremeyeceğini anlatırken, “Türkiye’ye yaptırım uygulamaya kalkarlarsa, güvenilir enerji üreticileri olma özelliklerini kaybederler” dedi.
Dünya enerji sorunlarının anlaşılması ve yorumlanmasına olağanüstü katkıları nedeniyle, geçtiğimiz günlerde İtalya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı verilen Dr. Fatih Birol, başkent Roma’da DHA’nın sorularını yanıtladı. Birol, son dönemde Suriye tarafından Türkiye’nin savaş uçağının düşürülmesiyle, iki ülke arasında tırmanan krizi, enerji boyutuyla değerlendirdi. Suriye’nin yanında duran bir tutum sergileyen Rusya ve İran’la olan fikir ayrılıklarının, Türkiye’ye enerji yaptırımı olarak dönemeyeceğini dile getiren Birol, “Normal şartlar altında Suriye’yle olan Türkiye’nin itilaflarının, enerji anlaşmalarını etkilememesi lazım. Eğer enerji bir silah olarak kullanılıp, Türkiye’ye bazı yaptırımlarda bulunmak isterlerse, bu hem ikili anlaşmalarda hem de uluslararası alanda büyük bir haksızlık ve kabul edilemez bir girişim olur” diye konuştu.
Birol, Türkiye’ye enerji alanında bir baskı uygulamaları halinde ise Rusya ve İran’ın dünyada güvenilir enerji üreticileri olma konusunda isimlerinin yanlarına önemli soru işaretleri konabileceğini ve güvenilir ortaklıklarının sorgulanabileceğini ifade etti.
KAYAGAZI TÜRKİYE’NİN UMUDU
Son yıllarda petrol ile doğalgazın alternatifi olarak gündeme gelen ve kayaçların gözeneklerinde yer alan küçük miktardaki doğal gazlar olan kaya gazının önemine de değinen Fatih Birol, “Türkiye’de kaya gazı olma ihtimali var. Ancak kaya gazı çıkarılsa bile bu Türkiye’nin önemli bir gaz ithalatçısı olma tablosunu değiştirmeyecek. Bununla beraber, Amerika, Çin ve Avustralya başta olmak üzere dünyada kaya gazının üretiminde önemli oranda artış kaydedildi. Böylece dünyadaki toplam gaz üretimi artıyor ve fiyatlar üzerine aşağı doğru baskı yapıyor. Bu da Türkiye gibi önemli gaz ithalatçısı olan bir ülke için iyi bir haber ve bundan sonra büyük gaz partnerleriyle yapacağı müzakerelerde Türkiye’nin elini güçlendirmiş oluyor” diye değerlendirmede bulundu.
KAYA GAZI, RUSYA VE İran’A RAKİP
Petrol ve doğalgazda toplamda yüzde 92 oranında dışarıya bağımlı olan Türkiye’nin kaya gazı üretiminde gelişme kaydetmesinin gerekliliğine değinen Birol, “Türkiye’de kaya gazı şu an için çok fazla sevinmemizi gerektirecek seviyede değil ama umarım ileride önemli kaya gazı rezervleri bulunur. Ancak şu an itibariyle havalara uçmamızı gerektirecek bir durum olmasa da potansiyel var. Türkiye’deki mevcut gaz kullanımının yüzde 5’ini kaya gazından elde edebilirsek, bu güzel bir haber olur. Şu an sadece yüzde 1’in de altında bir kullanım var” dedi.
Fatih Birol, kaya gazı üretimi artışıyla Amerika, Çin ve Avustralya’nın, Rusya ve İran gibi geleneksel gaz üreticilerine rakip olmaya başladıklarının altını çizdi.
TÜRKİYE, IRAK’TAN ÇOK KAZANÇ ELDE EDEBİLİR
Türkiye’de dış politikayla, enerji politikalarının iç içe geçmeye başladığını vurgulayan Dr. Birol, “Bu son derece doğal bir şey. Türkiye’nin bulunduğu yere bakarsak, önünde şu anda son derece önemli bir fırsat var; o da Irak. Mevcut enerji kaynaklarını iyi değerlendirebilirse Irak, önümüzdeki 5 yıl içerisinde Katar kadar zengin olma yoluna gidebilir. Çünkü çok önemli doğalgaz ve petrol rezervleri var ve Türkiye de bu gelişmede önemli bir rol oynayabilir” diye konuştu.
Hem petrol ve doğalgazın üretilmesinde hem taşınmasında hem de bu gelişmeler sonrasında zenginleşecek olan Irak’la gelişecek olan ticaret hacminin Türkiye için son derece önemli bir gelişme olacağını kaydeden Birol, şöyle devam etti:
“Bu bakımdan bence Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda enerji işbirliğini geliştirecek 3 ülke varsa o da Irak, Irak ve Irak’tır. Irak’la mevcut ilişkilerini geliştirmeye devam etmeli. Kuzey Irak’la zaten iyi olan ilişkileri, Bağdat ve Basra bölgelerinde de sürdürebilmeli. Türkiye’deki enerji şirketlerinin Irak’taki meslektaşlarıyla, Irak hükümetiyle bölgesel yönetimlerle ciddi bir şekilde işbirliğine girmesi lazım. Potansiyel son derece büyük ve bu da zamana bağlı bir şey. Türkiye zamanlamayı iyi yaparsa, Irak’ın komşusu olmakla son derece iyi kazançlar sağlayabilir.
Kaynak: Haberler.com