Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, SOLAR ENERGY NEWS - Tarih : 25 August 2023
Enerji maliyetlerinde artış ve sürdürülebilirlik yaklaşımı ile endüstriyel tesisler kendi güneş enerjisi santralleri kurmaya yöneldi. Mevzuatlar da yapılan olumlu değişiklikler, endüstri tesislerine hibrit enerji santrallerinin yanı sıra farklı dağıtım bölgelerinde enerji dağıtım imkanları da tanıyor. Örneğin İzmir’deki bir üretim tesisi, kendi çatısına güneş enerji santrali kurabilmenin yanı sıra başka bir şehirde kendisine özel bir güneş enerji santrali kurarak ihtiyacı olan enerjinin bir kısmını buradan temin edebiliyor. Mevzuata ve kapasite uygunluğuna bağlı olarak kurulan arazi tipi güneş santralleri finansal olarak hem günümüze hem de geleceğe önemli bir yatırım olarak değerlendiriliyor.
Bu yaklaşımın beraberinde etkin maliyet kontrolünü de getirdiğine dikkat çeken Securitas Enerji Segmenti Lideri Ünsal Kütaruk, “Arazi tipi güneş enerjisi santralleri genelde yerleşim birimlerinden uzakta ve geniş alanı kapsayacak şekilde kuruluyor. Bu da güvenlik anlamında büyük riskler anlamına geliyor. Yangın, hırsızlık gibi durumlar göz önüne alındığında özellikle kurulum aşamasında yapılacak güvenlik risk analizi önem taşıyor. Bu aşamadan itibaren yaşanabilen malzeme kayıpları, maliyetleri öngörülemez ölçüde yükseltebiliyor” dedi.
Öz tüketim amaçlı arazi tipi RES’lerde işletme dönemi maliyetlerini optimize eden teknoloji ve uzaktan izleme ile entegre güvenlik çözümleri kullandıklarını belirten Kütaruk, “Güneş Enerji Santral projesi henüz yatırım aşamasındayken yapılan risk analizine göre akıllı, video analiz özellikli kameraları, termal kamera sistemleri ile drone devriye, radar sistemlerini, alarm sistemlerini içeren hibrit güvenlik teknoloji yatırımı projelendirilebilir. Bunların yanı sıra santral montajı ile birlikte devreye alınarak Uzaktan İzleme Merkezi tarafından 7/24 güvenliği sağlanan etkin bir güvenlik çözümü oluşturularak Kontrol Hizmetleri ile de güvenlik çözümü takip edilerek raporlamalar yapılabilir” dedi.
Uygulanan Geleneksel yöntemlere göre katma değeri ve güvenlik etkinliği oldukça yüksek olan bu güvenlik çözümü ile maliyet anlamında da yatırımcılara önemli avantajlar sağlandığına dikkat çeken Kütaruk, “Örneğin 5 MW kurulu gücündeki bir güneş enerji santralinde geleneksel yöntemde sadece santralin girişinde bir güvenlik noktası belirlenmekte, devriye görevlerinin yanında standart özellikli kameraların güvenlik görevlileri tarafından 7/24 izlenerek olası risklerin tespit edilmesi beklenmektedir. Elbette ki sadece insana bağlı olarak böylesi büyük bir alanda tüm riskleri tespit edebilmek mümkün değildir. Bu çözüm oluşturduğu yüksek riskin yanında, her yıl maliyetin artmasına da yol açmaktadır. Securitas Türkiye olarak kurguladığımız güvenlik çözümündeki akıllı teknolojiler insan faktöründen bağımsız, video analiz özelliği ile tüm santral çevresini korumakta, olası ihlaller bu yöntemle tespit edilmekte ve Securitas Uzaktan İzleme Merkezi tarafından sisteme dahil IP hoparlörler aracılığı ile görerek sesli uyarı yapılarak caydırıcılık sağlanmaktadır. Bu çözümle tüm tesis 7/24 güvenlik altına alınırken, tüm sistem için verilen Securitas garantisi ve işletme döneminde her yıl artan güvenlik maliyetlerinden de tasarruf sağlamaktadır” dedi.
Securitas Türkiye tarafından yapılan teknoloji yatırımları kapsamındaki akıllı kameralar 7/24 Securitas Uzaktan İzleme Merkezi ile entegre çalışarak olası ihlalleri takip ediyor. Ayrıca, bir ihlal söz konusu olduğunda yine sisteme dahil IP hoparlör aracılığı ile bir sesli uyarı yapılarak yüksek oranda caydırıcılık sağlanıyor. Riskin bulunduğu her alanda kamera kurulması ve/veya insanlı bir güvenlik hizmeti yerine hibrit teknolojilerin kullanıldığı güvenlik çözümleri önemli bir maliyet optimizasyonu sağlarken, erken tespit ile birlikte enerji üretim santrallerinde katma değeri yüksek bir güvenlik modeli oluşturuluyor. Kontrol hizmetleri eşliğinde de random yapılan kontroller ve olası acil durumlarda sahaya ulaşan ekipler eşliğinde güvenlik çözümünün etkinliği yükseltilmiş oluyor.