Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, SOLAR ENERGY NEWS - Tarih : 01 October 2024
İthal hücreyle üretilmiş yerli güneş panellerinin teşvik kapsamından çıkarılmasına dikkat çeken Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, “Güneş santrali kurulumlarının hızlanması için ithalatta korumacı tedbirler yerine YEKDEM Cetvel-2 mekanizması kullanılmalı. Diğer yandan yerli panel üretimi için öncelikli olarak hücre üretimine odaklanılması gerekiyor” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, ithal hücreyle imal edilmiş yerli panellerin teşvik kapsamından çıkarılmasına ilişkin yayınladığı tebliğiyle güneş enerjisi sektöründe teşvik konusu tekrar tartışılmaya başlandı.
Tebliğle güneş enerjisine dayalı elektrik üretimi yatırımları kapsamında yurt dışından temin edilecek güneş paneli ve güneş paneli taşıyıcı konstrüksiyon sistemlerinin yanı sıra üretim süreci ingot dilimleme aşamasından veya öncesindeki bir aşamadan başlayarak yurt içinde üretilmiş güneş hücreleri kullanılmadan yapılan güneş panelleri, ‘teşvik belgesi kapsamında değerlendirilmeyen harcamalar’ kapsamına alınmıştı.
‘Türkiye’de güneşte her yıl en az 3 GW kurulu güç’ misyonuyla yola çıkan düşünce kuruluşu Solar3GW’nin Yönetim Kurulu Başkanı Turhan, yerli üretimin farklı yöntemlerle teşvik edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Turhan, “İthalatı gözetim ve anti-dampingle kısıtlamayı en başından beri doğru bulmuyoruz; diğer yandan ülkemizdeki panel üreticilerinin büyük bir kısmı sadece montaj yapıyor. Dolayısıyla teşvik, ar-ge çalışmaları yerine daha çok bu tür yatırımlara verilmiş oldu. Dört-beş olan panel üreticisi sayısı 90’ı buldu. Çin’de dahi bu kadar panel üretim hattı kurulmamıştı. Genellikle çoğu malzemenin ithal edilerek montajının yapıldığı bir montaj sanayisi ortaya çıktı. Devletin teşviki verirken amacı, buradan bir artı değer yaratılması ve hücre yatırımı yapılmasıydı ama istenilen sonuca ulaşılamadı” diye konuştu.
Turhan, sektörün büyümesi için önce hücre üretimine odaklanılması gerektiğinin altını çizerek “Güneş enerjisi sektörüne teşvik vermek yerine piyasanın serbest piyasa koşullarına göre işlemesine izin vermek yeterli olur. Teşvik verilecekse de bunu katma değer yaratacak değer zinciri aşamalarına tahsis etmek ve bu aşamalarda her yıl ne kadar ilerleme kaydedildiğini gözetmek, denetlemek sektör açısında çok daha faydalı bir durum teşkil edecektir. Mesela tamamı ithal malzemelerle sadece montajı yurtiçinde yapılarak üretilen paneller de senelerce desteklendi, bunlar için yatırımcı daha yüksek bedeller ödedi. Ödenen bu bedellerin özellikle hücre üretim tesisleri yatırımlarına dönmesinin kontrol edilmesi gerekiyordu. Ancak bu kontrol mekanizması olmayan, birbirinin aynı, ithal malzeme ile montaj yapan 90 adet panel fabrikamız oldu” dedi.
İTHALAT TEDBİRLERİ YERİNE YEKDEM CETVEL-2
Güneş santralı kurulumlarının hızlanması için ithalatta korumacı tedbirler yerine YEKDEM Cetvel-2 mekanizmasının kullanılması gerektiğini vurgulayan Turhan, şunları söyledi: “Bu önlemler güneş yatırımlarının yavaşlamasına neden oluyor. İlk yatırım maliyetlerinin hafifletilmesini, desteklerin maliyetinin ise elektriği kullanan tüketicilere eşit şekilde paylaştırılmasını öneriyoruz. Rüzgar ve hidroelektrik santralları bu yolla önemli bir büyüme alanı kazandı. Bu sistemde siz yerli ürün kullandığınızda satış fiyatınızın üzerine bir ek destek alıyorsunuz, ve bu destek de Hazine’den gelmiyor, bütün elektrik tüketicilerine, elektriği tükettikleri oranda bölünüyor. Dolayısıyla YEKDEM Cetvel-2 bu sektörün gelişmesi için çok işlevsel bir araç olarak kullanılabilir. Aksi halde yatırımcılar aldıkları panellere yüzde 60 daha fazla para vermek zorunda kalıyor ve GES kurulumları yavaşlıyor.”
KNOW-HOW VE İSTİHDAM HEBA OLMASIN
Hali hazırda yerli üretimi karşılayabilecek panel üretimi yapabilen sınırlı bir üretim kapasitesi olduğunu belirten Turhan, mevcut tesislerdeki istihdam ve know-how’ın değerlendirilmediğini belirtti: “Mevcut kaynak hücre yatırımları yerine fazla tesis kurulmasına gitti yani heba oldu. Güneş enerjisi ve ekipmanlarının üretimi için uzun yıllara yayılan planlama ve istikrarlı uygulama gerekiyor. Şu anda yeni tebligata uygun üretim yapan tek bir panel firması var. Yeni düzenlemeye uygun fabrikaların kurulması, faaliyet geçmesi iki yılı alır. Bu arada know-how ve istihdam başka sektörlere kayar dolayısıyla yenilenebilir enerjiye geçişte ister istemez yavaşlama olacaktır. Şu unutulmamalıdır ki bir sefer ithal edilerek elektrik üretmek üzere tesis edilen güneş panelleri, 30 yıl ucuz ve yerli elektrik üretecek. Oysa yerli panel üretimi için engelenen ve daha maliyetli hale getirilen GES’ler yerine alternatif elektrik üretim tesisleri ithal doğalgaz ve kömür ile elektrik üreten tesislerdir. Bu anlamda güneş paneli ithalatı diğer tüketim malları ithalatından daha farklı bir yapıda olduğu gözönüne alınarak değerlendirilmelidir” dedi.
Turhan, tebliğin hemen yürürlüğe girdiğine dikkat çekerek bir geçiş süreci olması gerektiğine işaret etti. Yumuşak geçişle tesislerin yeni tebligata uygun gelebileceğini bu süreçte de hücre üretimi yapılabileceğini ifade eden Turhan, “Sektör bu tür sancılı süreçleri çok yaşadı. Artık planlı, STK’larla işbirliği içinde süreçler olmalı. Yenilenebilir enerji sektörü, ülke için stratejik bir sektör” vurgusunu yaptı.