Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, NUCLEAR ENERGY NEWS, OIL & FUEL SECTOR NEWS - Tarih : 11 December 2012
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Erbil-Bağdat hattında neler olduğunu konuştuk…
IRAK, GELİRİ ARTARSA NORMALLEŞİR
Siyasetin enerjiye, enerjinin de siyasete zaman zaman yük olduğu olur. Bunu kendilerine sormak lazım tabi ama eğer bu Sayın Tarık Haşimi’den dolayı yapılıyorsa –ki bugün böyle bir demeç gördük- enerji projelerini bundan izole etmek lazım. İzole edelim ki karşılıklı çözüme ulaşabilelim. Çünkü biz Irak’ın petrol ve doğal yataklarında çalıştığımız kadar, Irak’ın gelirleri arttığı kadar, imarı arttığı kadar, Irak halkı zenginleştiği kadar Irak’ın normalleşeceğine inanıyoruz.
RUSYA İLE KARŞILIKLI BAĞIMLIYIZ
İki liderin de uzun iktidar dönemlerinin etkisi de vardır bu sayıda ama sizin çalışma alanınızın, işleri iki liderin buluşması noktasına getirişinizin etkisi nedir?
Tabiî ki enerji sektörü, her iki ülke arasında en büyük ticari hacim oluşturan yapı. Yalnız biz bu yapıyı düzenlerken artı bir şey daha oluşturduk, bu bence çok önemli. Biz enerjide Rusya’ya bağımlıyız değil mi? O zaman bir hedef koyalım ve karşılıklı bağımlı olalım dedik. Nasıl olabilir? İş yaparak. Ve nükleer işi başladı. Nükleer, muhalefet partisinin yanlış anladığı ve söylediği şekilde bizim bağımlılığımızın arttığı değil tam tersine karşılıklı bağımlılığın arttığı bir projedir. Ben Libya’ya gidip onlarca müteahhitle beraber kazandığım 1.6 milyar dolarlık hak edişleri alamadığımda kim kime bağımlı oluyor? Biz nükleerle bağımlılık durumunu dengeledik.
Türkiye’nin nükleere ihtiyacı, Rusya’ya bağımlılık ilişkisini dengeleme ihtiyacından önce mi gelir sonra mı gelir?
Güzel soru. Bizim nükleere ihtiyacımız hepsinden önce gelir. Ama bu, bir taşla kuş sürüsü vurmak gibi, ikisi bir araya geldi. Bizim nükleere ihtiyacımız var, nükleer yapacağız. Bir Kanada firması bize bir teklif verseydi, malum 2009 senesinde bu teklifler verildi, biz belki o firmayı değerlendirecektik, ama teklif vermediler. Başka teklif gelmeyince biz de bu ihtiyaçla bu gerçeği örtüştürdük.
İyi gidiyor. Büyük projelerin tehditleri de, fırsatları da bitmez. Bugün iyi gidiyor, yarın bir gün, aaa şöyle mi oldu denir. Ama bu projeye ihtiyaç var. Nabucco’ya da ihtiyaç vardı. Nabucco’nun yerine ikame edecek bir sistem kuruyoruz. Bu çok önemli, bir taraf Şahdeniz’le gazı üretmek ve Avrupa da tüketmek istiyor. Siz de bu iki talebi birleştiriyorsunuz, alan razı satan razı, yeter ki fizibilitesini iyi yapın. Nabucco öldü falan deniyor, hâlbuki TANAP bunun bir kısmı, süreği.
PETROL BİR YIL İÇİNDE 125 DOLAR OLDU
Aralık’ta zam yok. Sonrasını bilmiyoruz. Biz o kadar gerçekçi ve sahici davranıyoruz ki. Uluslararası Enerji Ajansı dünyanın en saygın enerji ajanslarından biridir ve birçok ülkenin katkısı vardır. Ajans, ham petrolün varili 2035 yılında 125 dolar olacak, diye bir tahminde bulundu iki yıl önce. Ama 125 dolar bir yıl içinde oldu, 2035’te değil. Bunları öngörmek çok zor, çünkü doğalgaz ve petrolün arz ve talebiyle ilgili bir süreç işlemiyor dünyada. Siyasi istikrarsızlıklardan kaynaklanan bir süreç işliyor.
BÜTÜN ENERJİ PROJELERİNE İSTİSNASIZ İTİRAZ
Her enerji kaynağına itiraz var çünkü. Rüzgâr sistemleri için kuşlar ölüyor dediler. Tamam peki. Güneş? Tarım alanlarını mahvediyor dediler. İyi peki. Su? Az önce konuştuk, coğrafyayı bozuyor dediler. Kömür kirletiyor, nükleer patlıyor, jeotermal yer altı yapısını bozuyor… Ben de diyorum ki, tamam, bunların hepsine peki. Ama bana ne yapacağımı söyler misiniz? 12 saat elektriğimiz var, 12 saat yok da diyebiliriz, bu bir tercihtir. Ama hem 24 saat elektrik hem itiraz… Kimseye mübalağa gelmesin ama gerçekten bütün enerji kaynaklarına istisnasız itiraz var. Benim şöyle bir mazeretim olmadığını zannediyorum: Doğal gazı bu kadar ithal ediyoruz, sudan zaten üretim yapmıyoruz napalım elektriği iki saat kesiyoruz gibi bir mazeretim olabilir mi benim?
Kaynak: Enerji Enstitüsü