Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 09 November 2015
Tıpkı telefonlarımızda olduğu gibi elektrikte de geleceği akıllı teknolojiler şekillendireceğe benziyor. Akıllı sistemler ile uzaktan elektriği açıp-kapamak, hatta hiç eve uğramadan belli cihazları devre dışı bırakmak mümkün olacak. Ancak bu sisteme geçiş için abone başına 100 Euro, toplamda ise 4 milyar Euro gibi bir maliyet ortaya çıkıyor.
Hürriyet’ten Merve Erdil’in haberine göre, telefonlarımız nasıl akıllandıysa, ileride elektrik sistemi de A’dan Z’ye akıllanabilir. Akıllanan sayaçlar sayesinde tüketime dair anlık veriler sağlanarak, elektriğe en çok hangi saatlerde veya zamanlarda para harcandığı tespit edilebiliyor. Böylece tavsiye edilen bazı yöntemlerle tüketimi kısmak ve maliyetleri düşürmek mümkün oluyor. Ancak eski sayaçları, dijital ve akıllı sayaçlarla değiştirmenin maliyeti hiç de ucuz değil. Ve tüketicinin cebinden çıkması gerekiyor.
35 MİLYON SAYAÇ
Elektrik Dağıtıcıları Derneği’nin (ELDER) davetlisi olarak katıldığımız Avrupa Altyapı Hizmetleri Konferası’nın dikkat çeken konusu akıllı enerji sistemleri oldu. Bu sistemlere geçiş ile elektrik faturanızı kontrol etmek kolaylaşıyor. Ancak böyle bir geçişin maliyetini tüketicilerin yüklenecek olması, ‘ne kadar ihtiyacımız var’ sorusunu da gündeme getiriyor. ELDER Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Aslan, böyle bir sisteme geçiş için elektrikte sayaç başına 100 ila 120 Euro, doğalgazda ise 150 Euro’luk maliyet olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’de 12 milyon gaz sayacı var. Bunun tamamının akıllı sayaçlarla değiştirilmesinin maliyeti 1.8 milyar Euro’yu buluyor. 35 milyona yakın elektrik sayacında ise yaklaşık 4 milyar Euro’luk bir maliyet söz konusu. Yani toplamda toplam 50 milyona yakın enerji sayacının akıllanması için 6 milyar Euro gibi bir maliyet çıkıyor. Doğalgaz mevzuatına göre hangi tüketici kullanmak istiyorsa, akıllı sayaç maliyetine o katlanmak zorunda. Elektrikte ise akıllı sayaca geçişin maliyeti tüm tüketicilere paylaştırılıyor” diyor.
KESMEDEN AZALTIYOR
“Böyle bir maliyete katlanmayı tüketici niye istemeli” sorusu yönelttiğimizde ise Aslan,“Buna ihtiyaç var mı noktasını tespit etmek gerekiyor. Bunu isteyen çoğunluksa, yapmak lazım. Akıllı sistemlere büyük kentlerden ve özellikle kayıp-kaçağı yüksek kentlerden başlayarak geçmek lazım. Buradan gelecek maliyet kaç para derseniz? Aslında 50 liralık faturaya aylık 2 lira gibi bir ek maliyet geliyor. Ancak başka kalemde indirim sağlama imkanı da doğuyor” yanıtını vererek, şöyle devam ediyor: “Akıllı şebekeye geçişin dağıtıcılar açısından ciddi avantajları var. Elektrik ya da doğalgazı kesmek için sayacın yanına gitmeyeceksiniz. Açma kapama işini uzaktan yapabileceksiniz. İşin sosyal tarafları da var. Enerjiyi doğrudan kesmek yerine gücü azaltmak gibi yöntemler kullanabileceksiniz. Yani elektrik abonesinin elektriğini tümüyle kesmek yerine belli bir süreyle akımı düşürerek, temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek miktarda elektrik vermeye devam edebilirsiniz. Şebeke işletenler açısından akıllı sisteme geçiş, giriş-çıkış kontrolünü çok rahat sağlayabiliyor. Binlerce kesme açma emrini yerine getirmek için sahaya eleman göndermiyorsunuz. Bunları hızlandırıyorsunuz. Kesintileri çok kolay izleyebiliyorsunuz. Kaçak kullanımları tespit edebiliyorsunuz. Bu sayede arz ve talebi daha kolay yönetebiliyorsunuz.”
Kötü fatura sürprizine son
Danimarkalı akıllı çözüm şirketi Kamstrup’un temsilcisi, akıllı sistemler sayesinde tıpkı GSM şirketlerinin yaptığı gibi elektrikte de tüketim profillerine göre faturalandırma yapılabileceğini ve tüketicilere değişik paketler sunulabileceğini söylüyor. Diğer bir elektrik yazılım şirketi Opower ise bugün dünya çapında 50 milyona yakın tüketiciye hizmet veriyor. ABD merkezli şirketin Başkan Yardımcısı Nadeem Sheikh, dünya çapında müşteri hizmetlerine her yıl 30 milyar dolarharcandığına, bunun büyük bölümünü faturalandırma ve çağrı merkezlerinin oluşturduğuna dikkat çekerek, buna rağmen tüketicileri en çok kızdıran ve kafasını karıştıran konunun faturalar olduğunu vurguluyor. Geliştirdikleri sistem ile elektrik tüketim modeline göre, tüketicileri faturaları şişmeden uyardıklarını anlatan Sheikh, bunu SMS veya email yoluyla yaptıklarını söylüyor. Böylece tüketicilerin bir daha asla kötü fatura sürprizi ile karşılaşmayacağını savunan Sheikh, “Tüketim bilgilerine göre sistem daha ilk haftadan ay sonu gelecek faturaya yönelik bir projeksiyon yapıyor. Eğer yüksek bir faturaya doğru eğilim gösteriyorsa daha ilk haftadan uyarı yazarak, ‘Bu tüketim grafiğine göre geçtiğimiz aya göre bu ay şu kadar yüksek fatura gelecek’ diyoruz. Ve tüketiciye tasarruf yöntemlerini anlatan bilgiler yolluyoruz. Böylece ayağını yorganına göre uzatması için bir imkan doğuyor” diyor.
Haberin Devamı İçin Tıklayınız>>>
Kaynak: Hürriyet