Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, WIND ENERGY & RES NEWS - Tarih : 23 March 2019
Günümüzde enerji ihtiyacı şüphesiz insanların yeme-içme gibi en temel gereksinimlerinden birisi haline gelmiştir. Dünyamızda ki nüfus artışıyla birlikte her yıl enerji ihtiyacı yaklaşık %4 oranında artış göstermektedir. Enerji ihtiyacı artarken fosil yakıt rezervleri de hızlı bir şekilde azalmakta yerini ise doğaya herhangi bir zararı olmayan çevre dostu yenilenebilir enerji yatırımları almaktadır.
Fosil yakıtlardaki azalışla birlikte Dünya’ya verdiği zararlar da düşünüldüğünde yenilenebilir enerji bitmek tükenmek bilmeyen temiz bir enerji kaynağı olma özelliğiyle ülkelerin dikkatini çekmekte ve dünya çapında yer alan ülkeler de rüzgar projelerini hayata geçirmeyi büyük bir gayretle sürdürmektedir. Rüzgar santrali projelerinden birisi ise verimliliği ile öne çıkan off-shore (açık deniz) rüzgar santralleridir. Dünya’daki en büyük açık deniz rüzgar santrali ise Walney Extension santrali olarak ön plana çıkmaktadır. Bu santral 600.000 evin ihtiyacını karşılamakta olup 659 MW kurulu kapasiteye sahiptir. 2’inci sırada yer alan Londra Array santralinin ise 630 MW kurulu gücü vardır.
Açık denizlerde yer alan santraller, karadaki santrallerle kıyaslandığında çok daha düşük sürtünme kuvvetine sahiptir ve önünde bir engel bulunmadığı için açık denizlerde kurulan rüzgar santralleri daha çok enerji üretimi yapmaktadır. Rüzgar santralleri kıyıdan 20 – 30 km uzaklıktaki mesafelerde kurularak deniz taban derinlikleri ise 40 m’yi bulmaktadır.
Türkiye’de ise Danimarka ile yapılan işbirliği çerçevesinde Dünya’nın en büyük açık deniz rüzgar enerjisi santrali (res) kurulması planlanırken 1200 MW kurulu güce sahip olması öngörülmektedir.
Mustafa ESGİN – Elektrik Elektronik Mühendisliği – esgin9523@gmail.com