Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 16 April 2013
Türkiye’nin sera gazı salım istatistiklerini derleyen rapor, 2011 yılını da kapsayan son sürümüyle yayınlandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan raporda çarpıcı veriler var.
Arazi kullanımı, arazi değişikliği ve ormancılıktan kaynaklanan salımların hesaba dahil edilmediği rapora göre, Türkiye’nin toplam sera gazı salım miktarı, 2011 yılında 422, 4 milyon ton karbon dioksit eşdeğerine yükseldi.
Bu, 1990′a göre %124′lük bir artış anlamına geliyor.
Bu salımın %71′ini enerji kaynaklı salımlar oluştururken, iklimi bozan diğer salıcılar %13 ile endüstriyel işlemler ve %9′la atık olarak belirlendi. Tarım ise %7′lik payıyla en düşük salım gerçekleştiren alanlardan biri oldu.
Arazi kullanımındaki değişiklikler hesaba katılmamış olmasına rağmen, kişi başı sera gazı salımlarında ise 1990 yılında 3,42 ton/kişi olan istatistikler, 2011 yılında 5,71 ton/kişiye ulaştı.
Bu durumda Türkiye, şu anda 5 ton/kişi civarında hesaplanan dünya ortalamasının üstünde bir hızla iklimi kirletiyor.
Sera gazlarının başlıcaları olan karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve diazot monoksit (N2O) dağılımlarına baktığımızda ise, karbondioksitin payında hızlı bir yükselme göze çarpıyor – 1990 yılnda 141, 56 milyon ton olan karbondioksit salımları, 2011 yılında 344, 7 milyon tona kadar çıkarak %150′ye yakın yükselmiş.
Bu yükselişin temel “direği”nin ise enerji sektörü ve sanayi olduğu görülüyor: Enerji sektörünün sera gazı salımı 132, 88 milyon tondan 301, 25 milyona tona çıkarak %130 civarında artarken, endüstriyel işlemlerdeki artış 15,44 milyon tondan 56,21 milyon tona, %400′e yakın olmuş.
Enerji sektöründeki artışın temel sebebi ise, yaklaşık 120 milyon tonluk salımla elektrik üretim santralleri olmuş. Bu santrallerin genel enerji salımları içindeki payının 1.5 kat artması da bu bilgiyi doğrular nitelikte.
Diğer bir deyişle, Türkiye’nin saldığı sera gazlarının yaklaşık %30′u, kömür başta olmak üzere fosil yakıt santrallerinden kaynaklanmış.
Başka bir dikkat çekici konu da, atıklardan kaynaklanan salımlarda yaşanan artış: 1990 yılında 9,72 milyon ton karbondioksit eşdeğeri olarak hesaplanan atık kaynaklı salımlar, 2011 yılında 36,13 milyon tona çıkmış.
Konuyla ilgili Yeşil Gazete’ye konuşan TEMA Vakfı İklim Projeleri Sorumlusu Gökşen Şahin, “1990’a göre sera gazı salımlarını % 124 arttıran Türkiye, iklim değişikliği ile mücadele etmek yerine iklim değişikliğine sebep olmaya devam ediyor.” diyor.
Şahin sözlerini şöyle bitiriyor: ”İklim değişikliğini durdurmak için Türkiye’nin uyum politikalarının yanısıra acilen mutlak sera gazı salım azaltım hedefi koyması, bu hedefi enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji hedefleri ile destekleyerek bu alanlardaki yatırımları desteklemesi.”
İklim değişikliği, insan aktivitelerinden kaynaklanan sera gazı salımlarının neden olduğu ve bilim dünyası tarafından “İnsanlığın tarih boyunca karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike” olarak nitelenen bir olgu.
Türkiye, dünyada sera gazı salımlarını en hızlı arttıran ülkelerden biri. Hükümet tarafından ısrarla uygulanan ve sayıları hızla çoğaltılmak istenen kömürlü termik santraller, fosil yakıt merkezli “çılgın” projeler ve genel “kalkınma” politikalarının da körüklediği iklim değişikliği, çoğunluğu Afrika ve Güney Doğu Asya’da olmak üzere her yıl milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor.
Kaynak: Yeşil Gazete