Kategori : NATURAL GAS ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, OIL & FUEL SECTOR NEWS - Tarih : 19 November 2013
Türkiye ve Azerbaycan ilişkileri yeniden yükseliş eğilimine girdi. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in geçen haftaki ziyareti çok başarılı geçti. Böylece Ermenistan ile yaşanan yumuşamaya paralel olarak bozulan ilişkilerin eski günlerine döndüğü, hatta daha iyi bir noktaya gelmekte olduğu rahatlıkla söylenebilir.
İki ülke ilişkilerinde enerji özel bir yer tutuyor. Azerbaycan gazı ve petrolünün dünyaya çıkışı için Türkiye en güvenilir kapı konumunda. Bilindiği üzere Bakü-Tiflis-Ceyhan Hattı sayesinde Azerbaycan petrolü Akdeniz’e inmeyi başardı.
2006 yılında tam anlamıyla faaliyete geçen 1.768 km’lik hat Azerbaycan için bir tür nefes borusu gibi. 1.076 km’si Türkiye’den geçen boru hattı sayesinde Azerbaycan doğal kaynaklarını gerçek anlamda kullanmaya başladı ve zenginliğine zenginlik kattı.
Aynı bağlamda Türkiye’nin Azerbaycan’dan aldığı doğalgaz da bu ülkenin zenginleşmesi ve güçlenmesi için büyük katkı sağlıyor. Bu tecrübeler nedeniyle Bakü Yönetimi Türkiye güzergâhına ‘hayat hattı’ gibi bakıyor ve yeni boru hatları oluşturmak için adeta can atıyor.
***
Bu bağlamda, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi, ya da kısa adıyla TANAP her iki ülkenin de önem verdiği stratejik bir yatırım. 2012 yılında imzaların atıldığı TANAP hattından Azerbaycan’ın Şah Deniz-2 sahası ve ilave kaynaklardan gelen doğalgaz taşınacak. Projenin hedefi Avrupa’nın gaz ihtiyacının karşılanması. Elbette projenin bir diğer hedefi de Türkiye’nin enerji ihtiyacının karşılanması ve bu alanda Rusya’ya olan bağımlılığın azaltılması.
Hat Azerbaycan’dan başlayacak, Türkiye üzerinden Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarına ulaşacak. Projenin ilk aşaması 2018’de, son aşaması ise 2026’da tamamlanacak ve bittiğinde 31 milyar metreküp doğalgaz taşınmış olacak.
6-7 milyar dolarlık bu projenin siyasi anlamı da büyük. Boru hatları ülkeleri birbirine kuvvetli bir şekilde bağlıyor. Boru hatlarının çok geçtiği yerlerde siyasi ve ekonomik entegrasyon kolaylaşıyor. Başka bir ifade ile, bu hatlar Türkiye ve Azerbaycan’ın kaderlerini birbirine ayrılmaz bir şekilde bağlıyor. İki ülkeye bölgelerinde daha fazla güç ve itibar da kazandırıyor.
Bu nedenle Türkiye, boru hatları konusuna hiçbir zaman sadece ekonomik mülahazalarla bakmadı. Meseleyi her dönemde siyasi öncelikleri arasında saydı.
***
Boru hatlarından bahsetmişken, Türkiye-Gürcistan ve Azerbaycan arasında yapımı devam eden demiryolu hattından bahsetmemek olmaz. Üç ülkeyi birbirine bağlayacak olan bu proje sayesinde Türkiye, Ermenistan engelini by-pass ederek, Hazar Denizi kıyılarına doğrudan ve hızlı bir karasal bağlantı kurmuş olacak. Türkiye aynı zamanda Iğdır ile Nahcivan arasında da bir demiryolu hattı kurulmasını istiyor. Bu çabalar da Türkiye ile Azerbaycan’ın birbirine bağlanma adımları olarak görülmelidir.
***
Özetleyecek olur isek, Azerbaycan geleceğini Türkiye’de görüyor. Ne İran, ne de Rusya ülkenin dışa açılmasında Türkiye’ye alternatif bir kapı oluşturamıyor. Bu nedenle geleceğini Türkiye’de gören Bakü Yönetimi sadece boru hatlarına yatırım yapmıyor, aynı zamanda Türkiye’de rafineriler inşa ediyor, akaryakıt işleme ve dağıtım ağlarına ortak oluyor.
Azerbaycan zenginleştikçe Türkiye’deki yatırımları daha da artacaktır, bu durum da Türkiye ekonomisine milyarlarca dolarlık bir katkı sağlayacaktır. Düzelen ilişkinin maliyeti ise herhalde düzelemeyen Türkiye-Ermenistan ilişkileri olacaktır.
Yazan: Sedat LAÇİNER
Kaynak: Enerji Enstitüsü