Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 15 November 2015
ÇEDBİK Genel Sekreteri Engin Işıltan: “Türkiye, 2014 yılı 2015 yılı arasında Amerikan Yeşil Bina Konseyi tarafından yapılan araştırmada, yeşil bina projelendirme ve proje teslimi konusunda, dünyada ilk 10’a girdi. Türkiye böylece Meksika, Çin, Almanya gibi ülkelerin arasında, ilk 9 uncu sıraya girmiş olması çok önemli bir gelişme olarak kaydedilebilir. Bu sonuç şunu gösteriyor: Türkiye yeşil bina konusunda hareketlendi.”
ÇEDBİK Genel Sekreteri Engin Işıltan’la Türkiye’de yeşil bina kavramı, uygulamaları, kentsel dönüşüm süreci ve ÇEDBİK’in faaliyetleri konusunda görüştük.
Türkiye’de yeşil bina statüsü nasıl algılanıyor?
Türkiye’de yeşil bina denildiği zaman, ilk etapta akla gelen şey, binanın enerji verimliliği özelliğini taşımasıdır. Projelerin de daha çok enerji verimliliği bazında incelendiği düşünülüyor. İnsanlar enerji yüzünden çok para harcadıkları ve enerjiyi doğru kullanmadıkları yeşil binayı önce enerji verimli bina statüsünde değerlendiriyorlar. Bu çerçevede, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2023 yılına dayalı strateji ve aksiyon planlarında yapılacak olan tüm yeşil bina statüsündeki başlıklarda da enerji verimliliği ön planda yer alıyor. Ancak şu bir gerçek ki yeşil binalarda enerji verimliliği 9 ana başlıktan sadece bir tanesidir. Eğer biz yeşil binayı, yeşil bina sistemi statüsünde anlatmak istiyorsak, enerji verimliliği diğer 8 madde kadar önem arz eder. Ama diğer 8 madde olmadığı takdirde, enerji verimliliği olan bir binanın yeşil bina olması mümkün olmaz.
Yeşil bina statüsü için gereken diğer 8 madde nelerdir?
Bu maddeleri şöyle açıklayabiliriz: Bütünleşik proje yönetimi sınıflandırmasında; bir projenin tasarım aşamasında alması gereken bazı değerleri içeren entegre tasarım unsuru var. Bu değerler arazi yapısı, alt yapı su tesisleri, doğal su tesisleri, iklim durumu, arazi kullanımından oluşuyor. Arazinin yapısı, eğimi, düzeyi, arazinin verimi, bu arazinin verimli olan kısmı, verimli olmayan kısmı, altyapı ve üst yapının uygunluğu, toprağın cinsi gibi unsurlar ele alınıyor. Su kullanımı başlığı altında; gri su, temiz su tesisatlarının yapılması, yağmur sularının düzenlenmesi, klima sistemindeki suların değerlendirilmesi gibi kriterler ele alınıyor. Enerji kullanımı kategorisinde; binanın enerji analizi yapılıyor. Bu binanın nasıl bir enerji harcayacağı, ne şekilde enerji kazanacağı, ne şekilde enerji harcaması yapılacağı ele alınıyor ve bir enerji simülasyonu yapılıyor. Sağlık ve konfor sınıflandırmasında; her odanın alması gereken ısı değeri saptanıyor. Enerjinin olması gereken biçimde nasıl kullanılacağı, bu enerjinin nasıl sağlandığı, nasıl kontrol edildiği yaşam koşullarının sağlıklı bir biçimde ugulanmasıçok önem taşıyor. Malzeme kullanımı başlığı altında, çevre dostu ve dönüştürülebilen malzemelerin kullanıyor olması kriterleri aranıyor. Konutta yaşam evrensel ve kaplayıcı tasarım kategorisinde, güvenlik sistemi, spor ve dinlenme alanları, ulaşım şekilleri, kültür merkezlerine yakınlığı yerlere ölçütleri ele alınıyor. En önemli kriterlerden olan işletme ve bakımda ise; binanın periyodik bakımının ve işletilmesi öne çıkıyor. Mevcut binanın teslim edilirken, işletmeye alma statüsü ve şekli, bunun sürdürülebilir tarzda yönetilmesi önem kazanıyor. Yenilikçilik başlığında ise; Teknolojinin yakalanması, yeşil bina sistemine katkı sağlayacak yeniliğin içerilmesi ölçütü dikkate alınıyor.
Yeşil bina statüsünde bu kriterler nasıl değerlendiriliyor?
Bir binanın yeşil bina statüsünde değerlendirilebilmesi için, belirtilen kriterlere göre kredi notu oluşturuluyor. Eğer kredi notunuz 45 ile 65 arasında ise onaylı yeşil bina, 65 ile 75 arasında ise iyi bir yeşil bina, 75 ile 85 arası ise çok iyi bir yeşil bina 85 ile 100 arasında ise, mükemmel bir yeşil bina yapmış oluyorsunuz. Yeşil bina için başvuru yapan kişilere yönelik hazırladığımız başvuru kılavuzumuzda bütün unsurlara açıklıkla yer veriyoruz. Değerlendirmecilerimiz ve denetçilerimiz bu 9 kriteri ele alarak, binanın değerlendirmesini ve denetlemesini gerçekleştiriyor. Sistem ve yönetmeliğe uygun olarak dosyası teslim edilen binaların son kontrolü tarafımızdan yapılıyor. Daha sonra, yönetim kuruluna çıkartılıp onaylandığı takdirde, yeşil bina sertifikası veriliyor.
Yeşil bina için hangi tür sertifikalar geçerlilik kazanıyor?
Türkiye’de Almanya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nin yeşil bina sertifikaları gündeme geldi. Bunlar, Almanya’nın DGNB, İngiltere’nin Breeam ve Amerika Birleşik Devletleri’nin LEED isimli sertifikalarıydı. Yeşil bina pazarı, en rahat uygulanabilecek ve fiyatı en uygun olan LEED’i seçti. Breeam pahalı olması, DGNB ise akademik ağırlık taşıması, reel hayatta çabuk sonuç alınabilecek bir yapıya sahip olmaması nedeniyle ikinci planda yer aldı. LEED ise, yayılımı, tanınırlığı ve esnek olması nedeniyle, tercih edildi. Ancak şu bir gerçek ki LEED Amerika Birleşik Devletleri bazında incelenmiş, hazırlanmış ve yapılmış bir sertifikasyon sistemi olduğundan, Türkiye’nin koşullarına her zaman uygun olmayabiliyor. LEED kapsamında, Amerika standartlarında yapılan bir bina ile, Türk standartlarında yapılan binayı aynı süzgeçten geçiriyorsunuz. Breeam sertifikasında uygulanan bölgesel çarpan var ancak Türkiye’de aynı gün içerisinde neredeyse 4 iklim yaşanabilmesinden dolayı, bu çarpanında çok uygun olduğunu düşünmüyorum. 2015 Haziran ayında ise, Türkiye’nin kendine ait ilk konut bazında sertifikasyonu ÇEDBİK tarafından oluşturdu. ÇEDBİK-Konut adı altında, şu anda sertifika çalışmamız tamamlanmış durumda. Aralık ayında örnek projemiz sertifika almaya hak kazanırsa, o zaman bir basın toplantısıyla ilk yeşil bina sertifikasını da vermiş olacağız.
Türkiye yeşil bina statüsü kapsamında, dünyada hangi konumda yer alıyor?
Türkiye, 2014 yılı 2015 yılı arasında Amerikan Yeşil Bina Konseyi tarafından yapılan araştırmada, yeşil bina projelendirme ve proje teslimi konusunda, dünyada 53 ülke arasında ilk 10’a girdi. Türkiye böylece Meksika ve Çin gibi ülkelerin arasında, ilk 9 uncu sıraya girmiş olması çok önemli bir gelişme olarak kaydedilebilir. Bu sonuç şunu gösteriyor: Türkiye yeşil bina konusunda hareketlendi.
Yeşil binalar konusunda hangi ülkeler öne çıkıyor?
İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Yeni Zelanda, Avusturya ve Güney Afrika, Japonya gibi ülkeler yeşil bina statüsü konusunda çok önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu ülkeler gerçekleştirdikleri projelerle uluslararası alanda tanıtımlarını yapıyorlar. Bu ülkelerde yeşil binalar konusunda ön plana çıkmalarında birinci faktörün özel sektör olduğu görülüyor. Türkiye’de de özel sektörün bu konuda bir an önce yapılanması ve bu konuda çalışan tek STK olan bizlere ciddi destek vermesi çok önem arz edeceğini düşünüyorum.
Özel sektör yeşil binalar konusuna nasıl bakıyor?
200 üyesi olan Anadolu Yakası İnşaatçılar ve Müteahhitler Derneği, yeşil bina statüsüne sıcak yaklaşıyor. Bu konuda ortak çalışma yapma olanağımız doğdu. İnanıyorum ki bundan sonra, onların yapacağı çalışmalarda, özellikle ÇEDBİK-Konut Sertifikası devreye girecektir. Bununla birlikte, onlar da bazı genelgeler ve yönetmeliklerin eksikliği nedeniyle, binaları ekolojik nitelikte yapamadıklarını vurguluyorlar. Bu açıdan yeşil binalar statüsü kapsamında, algı, bilgi ve düşüncenin var olduğunu, bu unsurların bir an önce hayata geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Kentsel dönüşüm projesi içerisinde yeşil binalar statüsüne ağırlık verildiğini düşünüyor musunuz?
Bugün ismine kentsel dönüşüm projesi verilen ama bence binasal dönüşüm projesinde yeşil bina statüsüne ağırlık verilmesi gerekiyordu. Hükümetin bu konuda genelgeler ve yönetmeliklerle yeşil bina statüsünü yürürlüğe koyması çok önemli olacağını düşünüyorum. Bu konuda ilgili bakanlıklarda ciddi çalışmalar olduğunu da biliyorum. Proje, kentsel yeşil bina dönüşümleri ya da kentsel yeşil dönüşüm diye uygulanması durumunda, bina değil, bölgesel hatta mahalle bazlı bir nitelik kazanacaktır. Bu nitelik sayesinde projenin uygulandığı mahallelerde, yaşam alanları, yeşil alanları, sosyal alanlar ulaşım altyapı üst yapı oluşumları entegre tasarım ile oluşturulacaktır. Şu anda ise, 12 katlı bir bina, 16 katlı bir binaya çevriliyor, binanın bağlanmış olduğu kanalizasyon sistemi, yol sistemi, elektrik ve doğalgaz hat sistemi aynı kalıyor. Bir mahalle içerisinde on binanın üçünü bu şekilde yenilediğinizde, kentsel bir dönüşüm gerçekleşmemiş oluyor.
Bu açıdan sorumluluğun kimde olduğunu düşünüyorsunuz?
Kentsel dönüşüm projesini yalnızca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çıkartacağı yönetmelikler ve genelgelerle sınırlamamak gerekiyor. Bölge yönetimleri ve belediyeler bu konuda çalışmalar yapmalı. Ayrıca proje uygulayıcıları ve sahiplerinin de bu konuda sorumluluk sahibi olarak projelerini uygulamaları gerektiğini düşünüyorum. Bölgesel yönetimlerin kendilerine ait yönetmelikleri var. Bu yönetmelikler ve genelgeler aslında genel yönetimlerin bakanlıkların ana yönetmelikleri baz alarak bölgenin özelliklerine uygun ek yönetmelikle yaratmaktadır. Belediyelerin yeşil bina statüsü konusunda, kendi bölgeleriyle ilgili olarak son kullanıcıları bilgilendirecek çalışmalar yapmaları çok önemli. Yolların, suların, elektrik sisteminin ve yeşil alanların planlandığı bir sistem kurulabilir. O zaman kentsel dönüşüm sürecinden söz edebilirdik. Yine de yapılan binasal dönüşümlerin yeşil bina sistemine uygun yapılması bile çok önemli olup daha yaygın hale gelmesi en azından şu an için önemli çalışma olacaktır.
Yeşil binaların tasarım aşamasında planlanmasını mı yoksa mevcut binaların yeşil binalara dönüştürülmesi mi doğru bir yaklaşımdır?
Mevcut binaların yeşil binaya çevrilmesi, özellikle kamu binalarında çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de mevcut binaların yeşil binalara dönüştürülmesinde ne gibi engeller olduğuyla ilgili bir çalışma gerçekleştirdik. Bu aynı zamanda Avrupa bazında içinde bulunduğumuz bir proje çalışmasıdır. Bu projenin ismi BUIL UPON. 13 ülkenin katıldığı bu projeye Türkiye adına ÇEDBİK katılmakta ve bu konuda çalıştaylar yapmaktayız. Yaptığımız ilk çalıştayın sonucunda mevzuat engelleri, binaların ölçümü, hatta bina tip ve adet bilgisinin olmayışı, mimarisi, mühendislik hesapları, inşaat malzemeleri açısından birçok engel ortaya çıktı. Ayrıca benzer çalışmayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı’yla birlikte de düzenledik. Bu çalıştaylarda, yeşil bina statüsündeki binaların kontrolünü sağlayacak bir enerji ajansının kurulması fikri ağırlık kazandı.
Yeşil binalar konusunda mevzuat eksikliğinden söz edebilir miyiz?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü mevzuat eksiklikleri konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyor. Özellikle, Genel Müdürümüz Sn Selami Merdin yeşil binalarla ilgili çalışmaların takibi desteklenmesi ve genişletilmesi için bir daimi komite kurdu. ÇEDBİK olarak bizlerde bu daimi komiteden aldığımız destekle bizden istenen çalışmaları tamamlayarak kendilerine verdik. Yapmış olduğumuz çalışmaların akademik düzeyde olması ve tüm detaylara haiz olması sanıyorum daimi komite çalışmalarına net destek verecektir. Bakanlığın bu konudaki detaylı çalışması ciddi bir zaman alacağı kesindir. Bizler bu zamanı daha hızlandırmak için elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim.
ÇEDBİK’in faaliyetleri ve projelerinden söz eder misiniz?
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği 2007 yılında kuruldu. 2007 yılından 2009 yılına derneğin tüzüğünün tamamlanması ve oluşması süreci geçirdik. 2012 yılında Dünya Yeşil Bina Konseyi’ne Türkiye adına ÇEDBİK tam üye olarak kabul edildi. 2014 yılının sonunda ise, Avrupa Birliği ve ERR’nin birlikte gerçekleştirdikleri bu alandaki Avrupa’nın en büyük projesi olan Build Upon Projesi’ne katılım için başvuran 22 ülke içinden seçilen 13 ülke arasında Türkiye’yi temsilen ÇEDBİK kabul edildi. ÇEDBİK olarak yapmış olduğumuz sertifika çalışmamızın yanı sıra, Türkiye’deki yeşil bina durumunu gösteren beyaz kitap çalışması yapıyoruz. Bir başka çalışmamız ise, son kullanıcının yeşil bina alırken dikkat edeceği unsurları içeriyor. Dördüncü çalışmamız ise, iç mekanda yaşam tarzının nasıl olması gerektiğini gösteriyor. Uluslararası ÇEDBİK Kongresi 4-5 Şubat 2016 tarihlerinde yapacağız. Katılımcıların gerçek bir katılımcı olmasını hedeflediğimiz interaktif kongrede mevcut binaların yeşil binaya dönüştürülmesi, enerji verimliliği, ÇEDBİK Konut Sertifikası, entegre tasarım yeşil malzeme ve sürdürülebilir finans konularını ele alacağız. Yapı Endüstri Merkezi’yle işbirliğiyle 27 Şubat 2016 tarihinde SESABUILD Sürdürülebilir Dayanıklı Binalar İçin İnşaat Malzemeleri Yeşil Malzeme Fuarı, Nisan ayında yapılacak olan EKODIZAYN organizasyonları ile bir zincir organizasyonlar olarak gerçekleştireceğiz. Ayrıca, 2016 yılı içerisinde yerli ve yabancı sertifika eğitimleri, yeşil bina tanıtım seminerleri, BUILD UPON çalıştayları, yeşil malzeme eğitimleri çalışmalarımız olacak. Bu konular için derneğimiz ile irtibata geçmeleri yeterlidir.
Kaynak: Alternatif Enerji