(Turkish) Verimlilik Fuarı’nda Enerji Verimliliği Finansman Modelleri Konuşuldu…

Finansman desteğinin önemine vurgu yapan Patrick Alexander Avato konuşmasında şunları kaydetti:

 “Genelde şirketlere finansman sağlamak çok zor. Şirketler enerji yatırımında bir fırsat görseler bile enerji verimliliğiyle ilgili bir yatırım yapamıyorlar. Bu tür forumlar bu yatırımın nasıl yapılabileceğini bize gösteriyor. Yüksek yatırımların finanse edilmesi bizce çok önemli. Bu finansman yöntemi bankalar aracılığıyla olabilir. Sermaye piyasalarıyla ve yeşil bina sistemleri için finansmanlar sağlıyoruz. Yerel bankalar ile ortaklık kuruyor ve belirli pazar segmentlerine finansmanlar sağlıyoruz.”

 Leesing’in Türkiye’de finans ve bankacılık yönünden çok önem verdikleri bir alan olduğunu belirten Avato, “Ürünlerin enerji verimliliğindeki leasingini güçlendiriyoruz. Bununla birlikte kaynak verimliliğine de önem veriyoruz. Suyun ve kimyasalların kullanımına ilişkin kaynak yönetimi uyguluyoruz. Bir sertifikasyon sistemi var. Bununla birlikte enerji verimliliğini bu sertifikasyon sistemi ile tespit edip buna göre yatırım portföyleri oluşturuyoruz. Türkiye açısından bakıldığında şirketlere bir faydamız olabilir. Yeşil tahvilleri destekleyebiliriz” dedi.

Hükümetin ve özel sektörün birlikte hareket etmesi gerektiğini belirten Econoler Kıdemli Uzmanı Ivan Gerginov ise konuşmasında şunları ifade etti:

“İş finansmana gelmeden önce temel olarak eğilinmesi gereken konular var. Enerji verimliliği dünyanın dört bir tarafında bir evrim süreci olarak ortaya çıkıyor.. Bunlar evrimden devrime dönüştürülmeye çalışılıyor. Dünya genelinde çok yüksek bir pazar yok ama böyle bir pazar yok diye de yenilenebilir enerji konusunu görmezden gelemeyiz. Hükümetler bu pazarı açıyor ama bunun da maliyetleri var. Hükümetler teşvikler veriyor. Tabi birçok ülkede karşı teşvikler var bunlar Türkiye’de de var. Belirli bir iş modeli şeçme noktasına gelene kadar koordinasyon içerisinde finansmanı sağlayacak kuruma bir öneri getirilebilir. İlk çıkış noktası enerji verimliliği fonları olabilir. Temel olarak da finansman mekanizmaları burada bir döner mekanizma olarak kullanılabilir. Özel sektör de ticari bankalar ile yatırım yapılması için bir kaldıraç görevi görebilir.  Türkiye’ye baktığımızda Türkiye bu tesisleri kurabilecek iyi bir pozisyondadır. Hükümet enerji verimliliği fonlarını destekliyor. Tabii ki de devletin ya da hükümetin vereceği teşvik sınırlıdır. Değişebilecek tek şey piyasada yatırım yapılabilecek alanların değişmesidir. Bütün bu fonlar ve mekanizmalar bir şeye ulaşmak için var. Piyasada söz konusu bütün oyuncuların istek ve çıkarlarının bir noktada birleşmesi lazım.”

Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası Sürdürülebilir Danışmanlık Genel Müdürü Hülya Kurt ise şöyle konuştu:

“Biz enerji verimliliğiyle enerji yoğunluğu gibi iki paradigmanın yönetilmesiyle karşı karşıyayız. Avrupa’da enerji tüketiminde yüzde 17’lik bir azalım var. Buradaki azalımda verimlilikle birlikte sanayideki küçülme de etkili oldu. Avrupa’da 2012 yılında çıkan yönetmelik ile her ülkenin enerji verimliliği ile ilgili bir sistem kurması gerektiği üzerinde duruluyor. Avrupa Birliği’nin enerji verimliliği konusunda başarıya ulaşmasının sebebi yaptığı çalışmalardır.  Enerji verimliliğinde içinde kamu, özel sektör ve finans mekanizmalarının olduğu çok paydaşlı bir yapının olması gerekiyor.”

Türkiye’de 2007’de Enerji Verimliliği Kanunu’nun ve yan yönetmeliklerin ortaya çıktığını belirten Kurt, “Türkiye’nin üzerinde durduğu önemli konular enerji maliyetlerinin sürdürülebilir kılınması, dışa bağımlılıktan kurtulunması, iklim değişikliği ile mücadele edilmesi ve arz güvenliğidir. Genel ve sektörel bazda enerji verimliliği, raporlama çalışmaları ve enerji verimliliği haritalarına ihtiyacımız var” dedi.

Kaynak: Bültenler