Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 09 September 2013
Ekonomide son yılların gündemi yerli otomobil… Hükümet taşın altına elini sokacak bir ‘babayiğit’ arıyor. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, “Fosil yakıtlı otomobilde yeni bir marka yaratmak zor” diyor ve ekliyor: Bence babayiğit elektrik motorlu üretecek.
Başbakan Erdoğan başlattı, kabinenin ekonomiyle ilgili bakanları kampanyayı devam ettirdi: Hükümet otomotiv sektöründe bir ‘babayiğit’ arıyor. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar diyor ki, “Fosil yakıtlı otomobilde yeni marka yaratmak çok zor ama ben inanıyorum, babayiğit sonunda elektrik motorlu üretecek.”
– Bir ‘babayiğit’ meselemiz vardı. Sonunda bir Türk markası otomobilimiz olacak mı?
Bu tamamen işin fizibl olup olmamasıyla ilgili. Çok fazla model var ve Türkiye’de belli bir pazar büyüklüğü var. Bunların içinde yeni bir marka çıkartıp fizibl olacak sayılarda satmak ve ihraç etmek çok önemli bir kısmı. TÜBİTAK’ın alternatif enerji kaynaklı yeni model tasarım yarışmasından ben çok ümitliyim. Buradan Türkiye’nin yeni bir markası çıkacak diye ben çok ümitliyim. Mayıs sonunda ilk projeler teslim edildi. TÜBİTAK gelen projeler üzerinde çalışma yaptı ve ‘short list’ çıktı. Ağırlıklı elektrik motorlu. Bu yola doğru Türkiye ciddi adım attı. Ben yeni bir markanın elektrik motorlu otomobil üzerine olacağını bekliyorum. Fosil yakıtlı benzine dayalı sektörde yeni bir marka yaratmak çok zor. Ancak alternatif enerji kaynaklı otomobillerde çok daha fazla imkân var.
– Demek ki babayiğit elektrik motorlu üretecek?
Ben inanıyorum. Önemli olan müteşebbis ruhunun ortaya çıkmış olması.
– Bursa’dan ihraç edilen modellerinizde hiç Türkiye ile adı yan yana konulan var mı?
Global markalar, marka isimleriyle bilinir. Ancak üretim yaptıkları yerdeki kalite, verimlilik o ülkelerdeki üretimi artırmaya yönelik kararı yönlendirir. Ben Türkiye’nin, Renault’ya çok ciddi katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Başımdan geçen bir hikaye de var. Şili Santiago’daydım. Renault’nun ofisinde Megane’ları incelemeye başladım. Birisinde bizim yan sanayi ürünlerini gördüm, bizim Bursa’da üretilen. Ben de sordum yetkiliye. Bu Megane nereden geliyor? Bursa’nın Megane’ı dedi.
En kolay, en çabuk sattığınız model hangisi diye sordum? Bursa’nın Megane’ı dedi. Neden? dedim. Hiç arıza yapmıyor diye yanıtladı. Türkiye’nin üretimi dünyada hakikaten biliniyor ve aranıyor çünkü Türkiye’de üretim bir başka türlü. Bizim insanımızın kaliteye olan düşkünlüğü, yaptığı işi çok ciddiye alması, aidiyet duygusunun yüksek olması başarıyı getiriyor.
– Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan cari açık kaygısını da temel alarak istiyor ki, ‘babayiğit’in üreteceği otomobil ile Türkiye akla gelsin. Aslında Türkiye değil ama Bursa akla geliyor
Bursa otomotiv sektöründe önemli bir marka. Amerika’da nasıl Detroit otomotivin marka şehri olarak anılıyorsa, Bursa da öyle anılıyor.
– Para piyasalarındaki dalgalanma ile hedeflerin tutmayacağı söyleniyor. Otomotiv sektöründe durum ne?
15-31 Ağustos arası yüzde 17’ye yakın devalüasyon yaşadık. Yüksek bir devalüasyon bu.
– Bu yıl için hedef neydi, nasıl revize ediyorsunuz?
Yıl iyi başladı. Bu yılın ilk altı ayı çok iyi geçti. Ağustos sonu itibariyle yüzde 14-15 artış var. Bundan sonra satış hızında düşme olacak ama artış bu yılın, geçen yılın biraz üstünde olacağını gösteriyor. Bizim için önemli olan şu. Öngörebilelim, istikrarlı bir yıl olsun. Satışlarda sürpriz inişler, çıkışlar olmasın.
– Yüzde 15’lik devaülasyon ile istikrar bozuldu mu?
Gelecek ay göreceğiz satışları ama biz zaten yılın ikinci yarısında bir düşme bekliyorduk. Bizim beklediğimiz doğrultuda yaşadık ama boyutunu da yaşayarak göreceğiz.
– Öngörüde bulunmanızın nedeni FED Başkanı’nın son dönemdeki açıklamaları ve dünyanın gidişatı mıydı?
Makroekonomik konuların Türkiye’de bir etki yapabileceğini yılın başında düşünüyorduk, çok aşırı bir etki de beklemiyorduk. Aslında halen de beklemiyoruz. Dünyada yeni bir denge oluşuyor. Türkiye de pozisyon alacaktır. Bizim otomobil finansman maliyetleri yükselecektir ki satışları olumsuz etkiler. Dolayısıyla bunları öngörüyorduk. İnşallah gelişmeler de öngördüğümüz boyutta olur.
Bin kişiye 100 civarı otomobil düşüyor. Yakınımızdaki tüm ülkelerde bu oran bizim 2.5-3 katımız. Avrupa ülkelerinde 5 katı. Dolayısıyla insanların otomobil sahibi olma isteği yüksek. Yeter ki insanların alabileceği otomobiller pazarda olsun. Türkiye’de orta küçük orta segmentler iş yapıyor. İnsanların alabileceği otomobiller fiyat olarak burada.
– İnsanlar hep ‘ne kadar çok fazla otomobil satılıyor, yollar doldu taştı derler.’
Çünkü Türkiye’deki şehirleşme altyapısı otomobilleşmeye uygun değil. Altyapı problemleri nedeniyle toplu taşımayı geliştirmemişiz. Ulaşımı karayolunda ve otomobil ile oluşturmuşuz. Apartmanlarda yeterince otopark olsa, çok daha kolay ulaşım sağlanır. Yeni toplu taşıma projeleri ile bu zaman alacak ama düzelecek. Bir önemli sorun da trafik güvenliği ve trafikte insanların birbirine saygısı. Sizinle görüşmeye gelirken, çok kötü bir kaza gördük. Maalesef bir hafriyat kamyonuyla bir otomobil birbirine girmiş ve tüm trafiği durdurmuşlardı. Niye oluyor? Birbirimize trafikte gereken saygıyı ve geçiş üstünlüğünü tanımadığımız için. Her şey insana bağla. İnsan iyi planlarsa, altyapıyı iyi organize ederse, trafikteki kuralları iyi işletirse niçin Avrupa’da, gelişmiş ülkelerde oluyor da bizde olmasın.
İNSANLAR yaşlı otomobilleri değiştirmede avantaj sağlayacaklar. 2003-2004’te bu avantaj vardı. 20 yıl üstü araçları getirip, yenisini alana ÖTV indirimi sağlanmıştı. 2002 krizinden çıkmış Türkiye’de, bu çok ciddi bir ivme sağladı. Sanayi canlandı. Hurda araçları değerlendirecek sistem yoktu. ∂ Eskiden hurda arabalar araba mezarlığına konulurdu. Şimdi böyle bir şey yok, geri dönüşüm sistemleri çalıştırıldı. Artık hurda araçlar, ekonomiye geri kazandırılabilecek. Çevre Bakanlığı’nın yeni mevzuatı ile hurda aracı teslim ettiğinizde parçalara ayrılıyor ve otomotiv, demir çelik, plastik, cam sanayi faydalanıyor. Bir otomobilden 730 kilo çelik çıkıyor. Demir çelik endüstrisi hurda çeliğe dayanıyor ve ithal ediyor. Önemli bir potansiyel var aslında. Biz hesabını yaptık.1 milyar dolar gibi ekonomik katkı sağlanabilir.
– Devlet bu konuda hassas. Kamuda elektrikli taşıtlara ilgide artış var mı?
İlgi çok yüksek. Yapılan kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki, Avrupa Birliği ülkelerindeki uluslardan daha fazla bizim insanımızın yeni teknolojik ürünlere ilgisi var. Türkiye’de fosil yakıtın litre fiyatının dünyada en yüksek rakam olmasının da bir etkisi olabilir. Son zamlar, elektrik motorlu otomobillerin önemini alternatif olarak ortaya koydu. Kamu sektörü çok ilgili. Ankara Büyükşehir, Kadıköy, Manisa, Antalya Büyükşehir, Kayseri, Konya aldı. Bu tür örneklerin artmasını bekliyoruz. 2015’ten sonra geleceğin alternatif enerjili otomobillerin olacağını dünya söylüyor, ben söylemiyorum.
– Dünyada bu araçlara talep nasıl?
2015 yılına kadar Renault-Nissan ortaklığı 1.5 milyon elektrik motorlu araç satışı öngörmüştü. Fakat henüz sadece 100 bin adet satıldı. Beklenti buydu, yavaş başlayacak avantajı yaşandıkça talep artacak. Şarj ünitelerinde teknoloji daha yeni gelişiyor.
Dünyada elektrik motorlu otomobillerin satışında iki konu ortaya çıktı. Bir tanesi şarj süresi ve kolaylığı, bir de şarjla gidebileceğiniz mesafe. Fluence’ı 2012’den beri satıyoruz. Ekim ayından itibaren hızlı şarj ünitesinin de devreye gireceği teknolojik değişim yapılacak. Yarım saatte şarj olacak.
– Peki nasıl olacak? Elektrik otomobilinizi evinizde isterseniz uzatma kablosunu pencereden çıkarıp şarj edebilir misiniz?
Biz öyle de yapıyoruz. Uzatma kablosuyla 7 saat sürüyor. İnsanlar bundan dolayı sıkıntı yaşıyor. Bir de şarj ile aldığın mesafe. Şu anda 150-160 kilometre yol yapıyorsunuz. Dolasıyla şehirlerarası yola gidersem ne yaparım diye endişe var. İstatistikler şunu gösteriyor. Otomobillerin yüzde 82’si şehir içinde dolaşıyor ve günde ortalama 60 kilometre yol yapıyor. Mevcut şarj sistemiyle çok rahat yetiyor ama yine de insanlar da tedirginlik var.
Pil değiştirme sistemi kuruluyor. Sadece 90 saniyede pili değiştirerek yolunuza devam edeceksiniz.
– Pili biraz pahalı değil mi?
Kiralık pil olacak.
– Yani akaryakıt istasyonu gibi mi?
Benzinciye gidip deponuzu dolduracağınıza pilinizi değiştirip yola devam edeceksiniz… 90 saniyede pil değişiyor. Benzinden daha az zamanda.
– İstanbul’da kaç şarj istasyonu var?
9. Kullananlar avantajı yaşadıkça gelişecek. Bir iki sene daha istiyor.
– Benzinli ile elektrik motorlu arasındaki kullanım maliyeti farkı ne kadar?
Kiralık pili de hesaba katarsak yılda elektrik motorlu otomobillerde ki, ben yılda 20 bin kilometre yapıyorum. Yüzde 50 tasarruf sağlıyorum, dizele göre. Üstüne üstlük bakım yok, motorlu taşıtlar verginiz yok.
Kaynak: Enerji Enstitüsü