Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 17 February 2014
Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Öngören:- “Yeşil bina sertifikası sektör ve piyasanın isteklerine bırakılması halinde 10 yılda sadece 500 milyon dolar enerji tasarrufu yapılabilir. Oysa yeşil bina sertifikası konut yapımında zorunlu tutulursa 10 yılda en az 25 milyar dolar enerji tasarrufu elde edilebilir”- “Dünyadaki karbon salınımının yüzde 70’inden fazlası binalardan geliyor. Bunun 3 ‘te 2 ağırlıklı kısmı ise sağlıksız ve yetersiz standartlarda üretilmiş konutlardan kaynaklanıyor”
AA muhabirine yeşil binalarla ilgili değerlendirmede bulunan Öngören, kentsel dönüşümle yaklaşık her yıl 300 bin konutun yıkılıp, yeniden yapılacağını, bunun dışında, nüfus artışı nedeniyle bir bu kadar da yeni konut üretilmesi gerektiğini söyledi.
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) tespitlerine göre, yıllık yeni konut ihtiyacının gelecek 10 yıl boyunca her yıl 650 bin adet ortalamasında seyredeceğini dile getiren öngören, gelecek 10 yıl boyunca bir konut için 50 bin dolar harcanırsa yaklaşık 325 milyar dolar konuta yatırım yapılacağını kaydetti.
Bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre, yeşil bina sertifikası zorunluluğu getirildiğinde bu maliyetin her yıl yaklaşık 3 veya 4 milyar dolarlık kısmının tasarruf edebileceğine dikkati çeken Öngören, böylece 50 yıllık bir kullanım ömrü içinde maliyetin en az yarısının, sadece yeşil sertifikalı binalar sayesinde enerji tasarrufundan çıkarılacağını dile getirdi.
Öngören, yeşil binaların, sürdürülebilir, ekolojik ve çevre dostu binalar olduğuna vurgu yaparak, yeşil binaların arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği, bütüncül, sosyal ve çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığını, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal, atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı katılımı teşvik eden ve ekosistemlere duyarlı yapılar olduğunu dile getirdi.
2008 yılında “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” yayınlandığını hatırlatan Öngören, şöyle konuştu:
“Türkiye’de İklim Değişikliği Eylem Planı 2011-2023″ün bina sektöründeki 2023 hedefi binalarda yenilenebilir enerjiyi arttırmak ve 2017’ye kadar tüm binalara enerji kimlik belgesi verilmesidir. Yeni yürürlüğe giren ‘Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2012-2023’te Türkiye’nin GSYİH başına tüketilen enerji miktarının 2011 yılı değerine göre en az yüzde 20 azaltılması hedefleniyor. Türkiye’de enerjinin yaklaşık yüzde 40’ı konutlarda harcanıyor. Binalarda tüketilen enerjinin yüzde 70-90’nı ısıtma ve soğutma amaçlı, geriye kalan yüzde 20-30’u ise aydınlatma ve elektrikli cihazlarda kullanıldığı tahmin ediliyor. Benzer şekilde, Türkiye’de tüketilen toplam elektriğin yüzde 25’i konutlarda kullanılıyor. Konutlarda tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 20’si aydınlatma amaçlı kullanıma ait. Dolayısıyla Türkiye’de toplam harcanan elektriğin yüzde 5’i konutlarda sadece aydınlatma amaçlı kullanılıyor. Tüm bu rakamlara bakıldığında, Türkiye’de konutlarda enerji tüketiminde yapılacak iyileştirmelerle elde edilecek tasarrufun önemi açıkça görülüyor.”
“Yeşil bina sertifikası piyasanın arzusuna bırakılmadan zorunlu hale getirilmeli”
Öngören, çeşitli kuruluşlar tarafından, Türkiye’ye ait “Yeşil Bina Sertifikası” oluşturma çalışmalarının yürütüldüğünü belirterek, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) tarafından hazırlanan yerli yeşil bina sertifikası türlerinin 1 Yaprak (yüzde 15 enerji tasarruflu), 2 Yaprak (yüzde 25 enerji tasarruflu), 3 Yaprak (yüzde 40 enerji tasarruflu) ve 4 Yaprak (yüzde 50 enerji tasarruflu) olarak belirlendiğini, Mimar Sinan Üniversitesi’nin sertifikayı oluşturma konusunda önemli mesafe aldığını ve Türk Standartları Enstitüsü’nün de (TSE) benzer çalışmaları sürdürüldüğünü söyledi.
Yapılan araştırmalara göre, yeşil bina sertifikasının sektör ve piyasanın isteklerine bırakılması halinde 10 yılda sadece 500 milyon dolar enerji tasarrufu yapılacağına dikkati çeken Öngören, yeşil bina sertifikası konut yapımında zorunlu tutulursa 10 yılda en az 25 milyar dolar enerji tasarrufu elde edileceğini kaydetti.
Öngören, rakamların çok büyük ve etkili olduğuna vurgu yaparak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yeşil bina sertifikasını piyasanın arzusuna bırakmadan en kısa sürede zorunlu hale getirmesi gerektiğini dile getirdi.
Kışın karsız ve yağmursuz geçtiği bu günlerde, iklim değişikliğinin önlenmesinin ve çevrenin korunmasının ne kadar önemli olduğunun bir kez daha fark edildiğini vurgulayan Öngören, iklim değişikliğinde en önemli konunun karbon salınımı olduğunu, dünyadaki karbon salınımının yüzde 70’inden fazlasının binalardan geldiğini ve bunun 3 ‘te 2 ağırlıklı kısmının ise sağlıksız ve yetersiz standartlarda üretilmiş konutlardan kaynaklandığını dile getirdi.
“Yeni Kapitalizm İdeolojisi”nin fikir önderlerinin artık girişimci ve iş adamlarına çevreyi ve gezegeni koruma görevi yüklediğini anlatan Öngören, şöyle konuştu:
“Karbon Savaş Odası gibi çevreyi ve gezegenin olanaklarını korumaya adanmış Bill Gates, Ted Turner ve Richard Branson gibi yüzlerce işadamının desteklediği dernekler var. Bill Clinton, Jimmy Carter, Al Gore gibi politikacılar da gezegenimizi yaşatmaya yönelik bu derneklerin aktif yöneticileri. Amerika’da Miami ve Sacramento’da çift cam, mantolama ve güneş panelleriyle yeşil bina üretimi için hükümet tarafından 650 milyon doların kullanıldığı, bir o kadarının da özel sektör tarafından yatırıldığı pilot projeler yapılıyor.”
Öngören, karbon salınımının yüzde 70 sorumlusu olan binaları yeşile çevirmenin işadamı ve politikacılar başta olmak üzere herkesin görevi olduğunu belirterek, önce politikacılar çıkaracakları yasalarla, sonra da inşaat sektörünün patronları ve işadamları yapacakları proje tercihleriyle bu tarihi görevin sorumlusu olmaları gerektiğini belirtti.
Öngören, gerek kentsel dönüşümle yıkılıp yeniden yapılacak, gerekse artan nüfus için yeni üretilecek konutlarda yeşil bina sertifikalarının zorunlu olmasıyla doğanın korunacağını ve gezegendeki karbon salınımının önlenmesine önemli ölçüde katkıda bulunulacağını kaydetti.
Kaynak: Haberciniz