Kategori : NATURAL GAS ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 04 February 2016
İran, Türkiye’nin en fazla doğalgaz satın aldığı ikinci ülke. İran’ın dünyadan soyutlandığı uzun yıllar boyunca, Türkiye İran’la yürüttüğü enerji ticaretini birçok problemli konuya rağmen sürdürmeyi başardı. Ancak bu enerji ilişkisi, zaman zaman sorunlarla da karşılaşmadı değil.
Türkiye’nin doğalgaz ithal ettiği üçlüden Rusya, İran ve Azerbaycan arasında en pahalı aldığımız gaz İran gazı. Dolayısıyla pahalı doğalgaz tartışmasının tahkime taşınması yeni bir durum değil. 2004’te Türkiye, yine aynı sebeple İran’a dava açmıştı. Yüzde 16,5 oranında fiyatlarda indirim kararının alınmasıyla o dönem İran, Türkiye’ye 900 milyon doları aşan tazminat ödemek zorunda kaldı.
Şimdi de, 2011-2015 döneminde İran’dan alınan yüksek fiyatlı doğalgaz için tahkim kararı çıktı. Sonuç yine Türkiye lehine. İndirim oranının ne olacağı kesin olarak belli değil, ancak yüzde 13.3-15.8 bandında bir indirim uygulanacağı öngörülmektedir. Bu aynı zamanda, Türkiye’nin İran’a fazladan ödediği paranın da ülkeye geri dönüşü demek.
Ayrıca, İran tarafından uygulanacak indirimin gerçekleşmesiyle söz konusu bu indirimin tüketicilere de yansıması da olacaktır.
YAPTIRIMLARDAN KURTULAN İRAN KENDİ YAPTIRIMLARINDAN DA VAZGEÇMELİ
Batının uyguladığı ekonomik ambargolardan vazgeçmesiyle, yaptırım baskısından kurtulan İran’ın ekonomik gelir açısından elindeki en güçlü koz, sahip olduğu enerji.Yalnızca doğalgazda değil, petrol piyasasında da kendine güçlü bir yer edinmek istiyor.
2012 yılında ambargoların genişletilmesiyle günlük petrol üretimini 1-1,5 milyon varile kadar düşürmek zorunda kalan İran, kısa süre içerisinde eski üretim hızına kavuşmak istiyor. Ancak bu dönem,“enerjiye sahip olan ülkelerin” değil, “enerji arz güvenliğini sağlayacak ve enerji pazarı oluşturabilecek ülkelerin” dönemi.
Böyle bir ortamda, İran’ın enerji fiyatlarını istediği gibi düzenlemesinin ilk başta İran’a bir faydası yok. Zaten toplumsal dinamikler bir an önce küresel ekonomiye entegre olmak ve bunun nimetlerinden faydalanmak istiyor. Bunun sağlanmasıiçin de en güçlü gelir kaynağı, petrol ve doğalgaz.
Suudi Arabistan’ın petrolde gücünü ispat etme çabasının petrol fiyatlarını 30 dolara indirmesi ve doğalgazda farklı üretici ülkelerin de oyuna dahil olma isteği karşısında, İran’ın pahalıya enerji satma çabası çok da mantıklı bir davranış değil. Üstelik doğalgazda ve petrolde etkili bir güç durumuna gelmek için, bu alandaki yatırımlara ciddi oranda ihtiyacı varken.
İran ekonomik değerini yükseltmek, ekonomide hamle gerçekleştirmek istiyorsa, yalnızca Batı yaptırımlarından kurtulması yetmez. Aynı zamanda özellikle doğalgazda uyguladığı yüksek fiyat yaptırımından da vazgeçmeli.
Dolayısıyla, Rusya-AB krizi, Suudi Arabistan’ın petroldeki hamlesi, İran’a yaptırımların kalkması gibi gelişmeler İran’ın enerji piyasasına girebilmesini sağlar,ancak enerji piyasasında kalabilmesi İran’ın enerji politikalarına bağlı.
TAHKİMDEN TATBİĞE: TÜRKİYE VE İRAN
Tahkim sonucunda Türkiye’nin İran’a ödediği doğalgaz faturası azalacak. Bir de Türkiye’nin şu sıralar siyasi meselelerde İran’la ortak hareket eden Rusya ile devam eden bir tahkim süreci var.Tahkim kararının İran’da olduğu gibi yine Türkiye’nin lehine çıkması, İran’ın doğalgazda daha rekabetçi ve cazip bir ülke olmasını beraberinde getirecektir.
Her ne kadar Türkiye ve Rusya arasında siyasi sorun yaşansa da, iki ülke bu sorunu enerji ilişkilerine taşımadı şimdiye kadar. Dolayısıyla, Rusya ile devam eden tahkim süreci sonrasında indirim kararı çıkması halinde, ekonomik darboğazda olan Rusya petrol fiyatlarının düşmesiyle de Türkiye’ye daha fazla doğal gaz satmak isteyecektir.
Bu durumda İran Türkiye’deki doğalgaz pazarındaki yerini kaptırmak istemeyecektir. Türkiye’nin de indirim konusunda daha güçlü argümanları olacaktır.
En önemlisi de, Hazar Bölgesinde bulunan ülkelerin petrol ve doğalgaz kaynaklarını Avrupa pazarına ihraç etmek istekleri ve bu amaca ulaşmada en uygun güzergahın Türkiye olduğu düşünüldüğünde, İran’ın Türkiye’nin enerjide beklentilerini karşılamada daha hassas olması gerekiyor.
Yazan: Erdal Tanas Karagöl
Kaynak: Yeni Şafak