Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ - Tarih : 15 Haziran 2014
Küresel enerji görünümü genel itibari ile ABD lehine değişmektedir. Yerli üretim artmaktadır.  2018 yılında doğal gazda net ihracatçı, 2020 yılında ise Dünya’nın en fazla petrol üreten ülkesi konumuna geleceği beklenmektedir.
Bu süreçle birlikte enerji akışları artan miktarlarda doğuya yönelmektedir. 2013 yılının 3. Çeyreğinde Çin Dünya’nın en büyük petrol ithalatçısı konumuna gelerek ABD’nin yıllar boyu sürdürdüğü birinciliği elde etmiştir. Ayrıca Hindistan’ın petrol üretimi de benzer şekilde artmakta, Japonya ve Kore’nin yüksek seviyelerde devam etmektedir. Doğu’da enerji talebinin artması ile Ortadoğu petrolleri ABD’den Asya’ya yönelmekte ve sonuç olarak Asya ülkelerini artan oranda enerji bağlantılı riskler beklemektedir.
Ancak ABD’nin enerji ithalatının azalması Asya’da enerji risklerinin artmasının meydana getirdiği risklerden etkilenmesini azaltmayacaktır. Bu riskler; fiyat, politika ve kirliliktir.
1- Fiyat: Petrol fiyatlarının Çin, Rusya veya herhangi bir ülke için artması ABD’nin iç pazarını da etkileyerek fiyatların yükselmesine neden olacaktır. Bunun engellenebilmesi için küresel fiyatların stabil bir seyir izlemesi gerekmektedir.
2- Politika: Enerji politikaları enerji alış verişinin yanında stratejinin de önemli olduğu bir alandır. Örneğin Ukrayna’nın transit görevi Avrupa’nın doğal gaz ithalatı için oldukça büyük önem arz etmektedir.
3- Kirlilik: Geleceğin enerji piyasası iklimde önemli etkilere sahip olacaktır. Yüksek miktarlarda karbon içerikli yakıtların yakılması iklimi etkilemektedir. Çin’in hava kirliliğinin ABD’nin Batı Kıyılarındaki hava kalitesinin etkilemesi durumun ciddiyetini göstermektedir.
Yazının ingilizce kaynağını görüntülemek için tıklayınız>>>
Enerji bakanlığı raporundan alıntılanmıştır.
Kaynak: Brookings