Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ - Tarih : 12 Nisan 2018
1954’te New York Times, solar fotovoltaik (PV) teknolojisinde “güneşin neredeyse sınırsız enerjisinin kullanılmasına” izin verecek bir atılımın gerçekleştiği haberini paylaşmıştır. Amerikalı araştırmacılar, bilgisayarların yapı taşlarını oluşturan silikon transistörlerin güneş ışığına maruz bırakıldığında elektrik üretebileceğini keşfetmiştir.
Güneş panellerinin maliyetlerindeki düşüş, yakın zamanda Çin’de seri üretime geçilmesinden kaynaklanmış, ancak bu bir devrimden ziyade zamanla etkisi artan bir değişim süreci olarak gerçekleştirmiştir. Mikroçip maliyetleri güneş paneli maliyetlerinden milyonlarca kez daha hızlı düşmüştür. Ayrıca Çin’in teknoloji devrimlerinin ortaya çıkmasını engellemek için çok az teşvike ihtiyacı vardır.
Aşamalı olarak artan bir gelişim sürecinde yanlış bir şey olmadığı iddia edebilir; silikon güneş ne kadar çok kullanılırsa, performansı da o kadar artacaktır. Ancak Sivaram tersini savunmaktadır. “Değer deflasyonu” terimini kullanan the Council on Foreign Relations’tan Varun Sivaram kitabında, ne kadar fazla güneş enerjisi kurulursa, günün ortasında ürettiği elektriğin daha azına ihtiyaç olacağını iddia etmektedir. Depolanamadığı sürece, bu sistemin geri kalanı üzerinde daha fazla mali yük olacak, başka bir deyişle, güneşin değerini o kadar düşük hale getirecektir. Silikon güneş hücrelerinin maliyeti, güneş enerjisinin yaygınlığı arttıkça, değerdeki bu düşüşü yansıtacak hızda düşmeyecektir.
Dolayısıyla Varun Sivaram’ın kitabına göre çözüm Amerika’dan Hindistan’a ve Afrika’ya yeni teknolojiler ve iş modelleridir. Bazıları, örneğin uzayda kurulmuş güneş tarlaları, kulağa saçma ve olasılıksız gelebilmektedir. Ancak, Sivaram kitabında bu konuları ne kadar titizlikle incelerse, güneş enerjisiyle çalışan bir gelecek fikri de daha ikna edici bir hale gelmektedir.
Kaynak: “The Future of Solar Energy”, The Economist