Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, NUCLEAR ENERGY NEWS - Tarih : 05 November 2013
Tahran, Uluslararası atom enerjisi Kurumu İAEA ve İran’ın nükleer problemi konulu görüşmelerde arabuluculuk yapan “6-lar grubu”, İran’ın “nükleer dosyasının” kapatılmasına yaklaştılar. 11 Kasımda Tahran’da İAEA uzmanları ile çok önemli danışma görüşmeleri yapılacak. 7-8 Kasım tarihlerinde de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya’dan oluşan “6-lar grubu” ile Tahran’ın temsilcilerinin Viyana’da bir araya gelerek problemin çözümüne ilişkin yeni bir yaklaşım hususunda mutabakata varılması bekleniyor.
İran tarafından son zamanlarda Uluslararası atom enerjisi Kurumuna yapılan tüm teklifler gizli tutuluyor. Fakat ABD’nin resmi kişileri ve Avrupa Birliğinin temsilcileri tarafından yapılan açıklamalar bu tekliflerin ciddi olduğunu gösteriyor. Örneğin Avrupa Birliği Dış politika koordinatoru Ketrin Eşton, Viyana’da 30-31 Ekim tarihlerinde İran’ın temsilcileri ile yapılan son tur görüşmeleri, bu konu üzerinde yapılan görümelerden en verimlisi olarak nitelendirdi.
Viyana’daki diplomatik kaynaklardan alınan bilgilerden anlaşıldığına göre İran ve IAEA, İran’ın nükleer programının olası askeri bileşeninin değerlendirilmesine ilişkin yaklaşım ile ilgili eski belge üzerinde çalışmaktan vazgeçmeye karar verdiler. Viyana’da çıkan gazeteler görüşmeler ile ilişiği olan bir diplomatın sözlerine işaret ediyor. Tüm çalışmalar, İran ile Kurum arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, normal faaliyetlere geçiş yapılması ve Yönetim Kurulunun her toplantısında İran’in nükleer probleminin görüşülmesinden vaz geçilmesi ile sonuçlanmalıdır, dedi diplomat.
Rusyalı uzmanların kanısınca Vaşington pozisyonunu değiştirmeden problem ile ilgili görüşmelerde her hangi ilerlemeler elde edilemezdi.
Dış politika alanındaki çok etkili girişimler, global izlemeler ile ilgili skandallerden sonra otoritesi olumsuz şekilde etkilenen ABD devlet başkanı Barak Obama’nın işine yarayacak. İran’ın “nükleer dosyası”nın kapatılması ve Tahran ile ilişkilerin normalleştirilmesi böyle girişimler olabilir. Hem Demokratlar, hem de Cumhuriyetçiler, Beyaz Sarayı çoktan bunu yapmaya çağırıyorlar.
Rusya Askeri Üniversitesi profesörü Oleg Kulakov’un kanısınca nükleer programın İran için artık geri dönmez karakter kazandığını herkes anlıyor. Bunun için bu programın uygulanmasının durdurulması gibi konunun görüşülmesi manasızdır.
Bir yandan ılımlı reformcu olan Hasan Ruhanı’nın İran Cumhurbaşkanı görevini yapmaya başlamasından sonra Tahran uluslararası topluluğa tavizler yapmaya hazır olduğunu ima ediyor. Öbür yandan ABD’deki tutucular bile İran’ın nükleer problemi konulu görüşmelerin “durgun temposu”ndan yoruldular. Rusya Diplomatik Akademisi Doğu araştırmaları Merkezi şefi Andrey Volodin Rusya’nın Sesi radyosuna verdiği demeçte şunu söyledi:
“ABD, 1980li yılların başlarından beri İran ile ilişkiler sürdürmüyor. Bu gerçekte Vaşington’a her hangi politik yarar sağlamadı. ABD’nin Avrupalı müttefikleri, İran ile ticaret üzerindeki ambargodan ve yaptırımlardan dolayı sözün tam manası ile inliyorlar. Suudi Arabistan Arap devrimleri ve “Arap uyanışı”yüzünden Yakın ve Orta Doğu üzerindeki kontrolü gerçekte yitirdi. Bunun için Suudi Arabistan ister istemez, ABD tarafından alınacak kararlara uymak zorunda kalacak.”
Nükleer silah yapımının gerçekleştirilmesi için %90 oranında zenginleştirilmiş uranyum lazım. İran bu yılın Nisan ayında yaptığı açıklamada uranyumu %20 oranından daha büyük oranda zenginleştirmek niyetinde olmadığını duyurdu. %20 ölçeğinde zenginleştirilmiş uranyum enerji tesislerinde ve bilimsel araştırmalarda kullanılıyor. İsrail’in kanısınca İran 90 gün içinde uranyumu %90 oranında zenginleştirmeyi gerçekleştirmek ve nükleer bomba yapmak yeteğindedir. Rusyalı uzmanlar ise İran’ın bu amaca ulaşılması için en az 5 yıl ve belki 10 yıl gerekeceği kanısındadırlar.
Prensip bakımından İran nükleer alandaki hırslarını biçimlendirmede Japonya’dan örnek alabilir. Tokyo tam nükleer teknolojiler döngüsüne sahip olduğu halde nükleer silah üretmek niyetinde değil. Öte yandan «nükleer tren yedek hatta” duruyor.
Kaynak: Enerji Enstitüsü