Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 07 Eylül 2021
Güncellenmiş iklim bilimi bulgularını ve iklim değişikliğinin ekonomik büyüme oranları üzerindeki etkisini de dikkate alan yeni bir araştırmaya göre, iklim değişikliğine ilişkin ekonomik modeller, devam eden ısınmanın maliyetlerini önemli ölçüde hafife almış olabilir.
Avrupa ve Amerikan üniversitelerinden bir araştırma ekibi tarafından yapılan ve Environmental Research Letters dergisinde yayınlanan inceleme, devam eden iklim değişikliğinden kaynaklanan ekonomik hasarın bu yüzyılın sonunda daha önce tahmin edilenden 6 kat daha yüksek olabileceğini tespit ediyor.
Devam eden iklim değişikliğinden kaynaklanan ekonomik hasara ilişkin öngörüler, hükümetlerin sera gazı emisyonlarını azaltmanın nispi maliyetlerini ve faydalarını hesaplamalarına yardımcı oldukları için önemli, ancak yapılan son inceleme, bu öngörülerin dayandığı ekonomik modellerin önemli riskleri göz ardı edebileceğini ve bu nedenle ısınmanın olası maliyetlerini olduğundan daha az yansıtabileceğini göstermiştir.
Yeni çalışma, iklim değişikliğine ilişkin ekonomik modellerde bilim insanlarının daha iyi anlamaya çalıştığı 3 unsura odaklanıyor ve PAGE olarak bilinen önemli bir iklim ekonomisi modeli bu unsurları ele alacak şekilde güncellendiğinde, devam eden iklim değişikliğinin maliyetlerine ilişkin öngörülerin nasıl arttığını hesaplıyor.
En önemli değişiklik, araştırmacılar iklim değişikliğinin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini dikkate aldığında gerçekleşti. Çoğu model sadece kısa vadeli hasarlara odaklanır ve kuraklık, yangın, sıcak hava dalgaları ve fırtınalar gibi aşırı hava olaylarının ve bunların sağlık, tasarruf ve işgücü verimliliği üzerindeki etkilerinin uzun vadeli ekonomik zarara neden olduğuna dair kanıtların çoğalmasına rağmen, iklim değişikliğinin ekonomik büyüme üzerinde kalıcı bir etkisi olmadığını varsayar.
İklim değişikliğinin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri hesaba katıldığında, küresel GSYİH, 2100 yılına kadar ısınmanın etkilerinin görülmediği duruma kıyasla %37 daha düşük olabilir. Çoğu tahmin tarafından hesaba katılmayan kalıcı zararlar görüldüğünde, GSYİH %6 daha düşük olacaktır, bu da büyüme üzerindeki etkilerin iklim değişikliğinin ekonomik maliyetlerini 6 kat artırabileceği anlamına gelir. İklim değişikliğinin yol açtığı zararların uzun vadeli büyümeyi ne kadar etkilediği ve toplumların bu zararların azaltılmasına yönelik kurulacak düzene ne kadar uyum sağlayabileceği konusunda hala önemli bir belirsizlik var; öyle ki büyümenin ne derece etkilendiğine bağlı olarak, bu yüzyıl içinde ısınmanın yol açtığı ekonomik maliyetler, küresel GSYİH’nin % 51’ine kadar çıkabilir.
Araştırmacılar ayrıca PAGE’i iklim biliminde son 10 yılda görülen gelişmeleri ve iklim değişikliğinin yıllık ortalama sıcaklıkların değişkenliğine etkisini dikkate alacak şekilde güncellediler ve her ikisi de iklim değişikliğinin öngörülen maliyetini artırdı.
Yazarlar, bu değişikliklerin sera gazı emisyonlarının neden olduğu ekonomik zararın bir ölçüsü olan ‘karbonun sosyal maliyeti’ üzerindeki etkisini hesapladı. İnceleme, sadece bir ton karbondioksit emisyonundan kaynaklanan ekonomik hasarın 3000 doların üzerinde olabileceğini gösteriyor. Bulgular büyük belirsizlikler gösterse de temel değerler politika yapıcıların varsaydığı değerlerden çok daha yüksek. Örneğin, ABD hükümetinin şu anda sera gazı emisyonlarıyla bağlantılı projelerin maliyetlerini ve faydalarını değerlendirmek için kullandığı sosyal karbon maliyeti değeri, ton başına yaklaşık 51 dolar. Enerji, üretim ve havacılığı da kapsayan AB Emisyon Ticareti Sistemi, yakın zamanda ilk kez 61 €’yu aşan bir değer kullandı.
University College London’dan Dr. Chris Brierley “İklim değişikliğinin uzun vadeli ekonomik büyüme üzerinde tam olarak ne kadar etkisi olacağını henüz bilmiyoruz, ancak çoğu ekonomik modelin varsaydığı gibi bu etkinin sıfır seviyesinde olması pek mümkün değil. İklim değişikliği, Kuzey Amerika’daki son sıcak hava dalgası ve Avrupa’daki seller gibi yıkıcı hava olaylarının görülme olasılığını oldukça arttırıyor. Ekonomilerin bu tür olaylardan sonra birkaç ay içinde toparlandığını varsaymayı bırakırsak, ısınmanın yol açtığı maliyetlerin belirtilenden çok daha yüksek olduğunu görebiliriz. İklimin ekonomik büyümeyi nasıl değiştirdiği daha iyi anlamamız gerekiyor, ancak uzun vadeli küçük etkiler bile, emisyonları bir an önce azaltmanın ne kadar önemli hale geldiğini gösteriyor” diyor.
ETH Zürih’den Paul Waidelich, “Bulgular, sera gazı emisyonlarını azaltmanın iklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkmaya göre daha az maliyetli olduğunu ve ısınmanın devam etmesiyle ortaya çıkacak ekonomik zararların, emisyonları önlemek için alacağımız birçok tedbirin maliyetine göre çok daha ağır basacağını doğruluyor. Maliyetlerin daha önce varsayılandan daha yüksek gerçekleşmesi riski, hızlı ve güçlü azaltım tedbirlerinin aciliyetini bir kez daha teyit ediyor. Bulgular, sera gazı emisyonlarını azaltmamayı seçmenin son derece riskli bir ekonomik strateji olduğunu gösteriyor“ diyor.
Uluslararası Uygulamalı Sistem Analizi Enstitüsü ve Imperial College London’dan Jarmo Kikstra, “İklim değişikliğinin genel maliyetlerini hesaplamak çok zor, ancak giderek artan bilimsel kanıtlarla ekonomik tahminler iyileştiriliyor. Bu konudaki iklim bilimi son 10 yılda çok gelişti ve bilimsel tahminlerdeki bu iyileştirmelerden sonra bile maliyet-fayda tahminlerinin büyüklük sırası değişmiyor. Bir taraftan da iklim değişikliğinin gelecekte görülecek etkilerine ekonominin nasıl yanıt vereceği konusunda giderek artan bir belirsizlik söz konusu. İklimin ekonomiler üzerindeki kalıcı etkisine daha yakından bakarsak maliyetlerin katbekat artabileceğini görüyoruz. Ne kadar artacağı ise iklim eylemimizin seviyesine bağlı” diyor.
Delaware Üniversitesi ve London Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu’ndan Dr James Rising, “İklim değişikliğinin riskleri hakkında bilgilendikçe, bir an önce harekete geçmenin gerekliliğini de görüyoruz. Her yıl iklim değişikliğiyle bağlantılı doğal afetlerin sayısı artıyor ve dünya çapında net sıfır emisyona ulaşana kadar durum daha da kötüye gidecek. Bu çalışmada ileriye doğru atılan en büyük adımlardan biri, maliyet tahminlerinde sıcaklıktaki ortalama değişimden ziyade doğal afetlerin veya iklim değişkenliğinin risklerinin yakalanmaya başlamasıdır. İklim değişkenliği, iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin uzun vadeli en iyi tahminleri o kadar değiştirmese de risklerin çeşitliliğini arttırır ve bu olaylar uzun süreli etkilere yol açabilir.”
Makalenin Tamamı İçin: https://iopscience.iop.org/article/10.1088/1748-9326/ac1d0b/pdf adresini ziyaret edebilirsiniz.