Kategori : BİYOKÜTLE & BiYOGAZ ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 23 Temmuz 2015
Türkiye’deki ve dünyadaki enerji sektörünün %100 yenilenebilir enerji için mücadele eden paydaşları 28-30 Mayıs 2015 tarihinde İstanbul’da bir araya geldi.
Sanayi devrimi sırasında ve sonrasında kullanılan fosil yakıtlar ve 1973’ten sonra kullanıma sokulan nükleer santraller, dünyanın başlıca enerji sorunlarıdır. Sanayileşmiş devletler, sırasıyla 1990 ve 1978 yıllarında fosil ve nükleer enerji kullanmanın tehlikelerinin farkına vardı. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1978’den bu yana hiç nükleer santral siparişi yapılmadı ve 1973’ten sonra sipariş edilenler de dahil olmak üzere 100’den fazla reaktör iptal edildi. En son tamamlanan ABD nükleer ünitesi, 1970’te sipariş edilen ve 1996’da çalışma lisansı alan TVA’nın Watts Bar 1 reaktörüydü. ABD’nin nükleer santral siparişlerindeki 30 yıllık duraklamanın nedenleri arasında yüksek maliyetler, halkın nükleer enerjinin güvenilirliği ve atık bertarafı hakkında endişeleri ve mevzuata uygunluk maliyetleri yer alıyordu.
Dünyanın enerji tüketimi için %100 yenilenebilir enerjinin temel kaynak olduğu bir gelecek artık göz ardı edilemez. Kömür, petrol ve doğal gazdan elde edilen fosil yakıtlar ciddi iklim değişikliklerine ve kaynakların yok olmasına neden oluyor.
Atom enerjisinin maliyeti artmaya devam ediyor; İngiltere’de, 3200 MW’lik Hinkley Point C atom enerjisi istasyonu için, 30 yıl boyunca her kWh için 11 avrosent garanti fiyatı gerekiyor.
Bu, en gelişmiş yeni rüzgar ve güneş enerjisi tesislerinden elde edilen elektriğin üretim fiyatının iki katıdır. Yani artık maliyetler, enerji sistemlerimizi kökünden değiştirmememiz için geçerli bir neden değil. Ayrıca atom enerjisi istasyonundan çıkan radyoaktif atığın depolanmasıyla ilgili güvenli ve detaylıca belgelenmiş bir çözüm de bulunmuyor. Büyük sanayileşmiş devletlerde bu konuda 50 yıldır yoğun araştırmalar yapılıyor ama hiçbir güvenli çözüm bulunamadı.
% 100 yenilenebilir enerjinin mümkün olduğunu biliyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki % 100 yenilenebilir enerji bölgeleriyle beraber bu gittikçe bir gerçeğe dönüşüyor. Artık bu adaları ve kurtarılmış bölgeleri birleştirmenin ve hep beraber bu hedefe doğru ilerlemenin zamanı geldi. Programın boyutunu azaltmak için en önemli adımın, enerji tüketen her insan faaliyeti için nihai kullanım verimliliğinin sağlanması olduğuna karar verdik.
Biyoenerjinin, enerji nihai kullanım verimliliği ve % 100 yenilenebilir enerji çözümünde önemli bir misyonu var. Fosil yakıtlardan, pahalı ve kirleten enerji sistemlerinden temiz, ucuz ve sürdürülebilir yenilenebilir enerji sistemlerine geçiş küresel olarak ilerliyor ve her gün ekonomik açıdan daha da uygulanabilir hale geliyor. Biyoenerji, kentsel, tarımsal ve ormancılık atıklarını enerjiye çevirme seçeneğiyle birlikte enerji sorununun boyutunu küçülterek çözüme katkıda bulunuyor. Yenilenebilir enerji kaynakları ücretsiz olarak hizmetimizde ve teknoloji rekabetçi fiyatlarla ticari olarak mevcut; tek gereken şey çözüm tarafında olan karar vericiler. Yenilenebilir enerji kullanıldıkça ucuzlarken, fosil enerji kullanıldıkça pahalanıyor. Bu yüzyılın ortasına gelmeden bir “%100 yenilenebilir enerji dünyası” yaratabiliriz.
Yenilenebilir enerji aynı zamanda bir iş makinasıdır. IRENA’ya (Birleşmiş Milletler’in kuruluşu International Renewable Energy Agency) göre tüm dünyadaki PV sektörü 2,2 milyon kişiye, sıvı biyoyakıt sektörü 1,4 milyon kişiye, rüzgar sektörü 800.000 kişiye ve solar termal sektörü yarım milyon kişiye istihdam sağlıyor. Bunlar, %100 yenilenebilir enerji toplumlarını geliştirirken daha da büyüme potansiyeline sahip olan sektörlerdir.
Tarım gibi, yenilenebilir enerji de doğası itibariyle merkezi değildir. Petrol, kömür, uranyum ve doğalgaz ise merkezileşmeye yol açar. Merkezi enerji formlarından, merkezi olmayan enerji formlarına politik, endüstriyel, organizasyonel ve finansal dönüşüm kendi içinde pek çok zorluğu barındırıyor çünkü dünyanın en büyük ve etkili şirketlerinin toplumumuzda kendilerine yeni bir rol bulması gerekecek.
En iyi çözümlerin seçilebilmesi için, sınırlı enerji kaynaklarından yenilenebilir enerji kaynaklarına geçilerek yeni çözümlerin kapsamlı şekilde araştırılması, geliştirilmesi, test edilmesi ve demonstrasyonu gerekir. Rüzgar ve güneş hiçbir kaynak sınırlamasına sahip değil. Kullanıma sokmak, yeni endüstriler ve işler için temeldir. Hızlı bir dönüşüm sağlamak için, pek çok ülkede mevcut olan dağıtılmış enerjinin kapsamlı şekilde kullanılmasına yönelik bürokratik engelleri kaldırmak gereklidir.
Fosil enerjiye bağımlı olmak tüm ülkeleri savunmasız hale getirdiği için bunu değiştirmek başlıca güvenlik konularından biridir ve yeni silahlanma programlarından daha önemli bir yere sahiptir.
Kaynak: Bültenler