Kategori : BİYOKÜTLE & BiYOGAZ ENERJİSİ, DOĞALGAZ ENERJİSİ, ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, HES & HİDROELEKTRİK SANTRALİ, JEOTERMAL ENERJİ, KÖMÜR, NÜKLEER ENERJİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 25 Kasım 2022
Türkiye, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) konusunda henüz istenilen seviyede değil. Uzmanlara göre hem yeni düzenlemeler yapılmalı hem de bilinçlendirme faaliyetleri artırılmalı.
% 98’i önlenebilir
‘İşyerlerinde her zaman güvenlik ve sağlık öncelik olmalı’ diyen İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı, TÜGİAD Genel Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “İş hayatında en önemli konuları başında İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) geliyor. Araştırmalara göre iş kazalarının % 98‘i, meslek hastalıklarının % 99′u önlenebilirken, gerekli önlemler alınmadığı için her yıl iş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı birçok kayıp yaşanıyor. Türkiye, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) konusunda henüz istenilen seviyede değil. Bunun için yeni düzenlemeler ve bilinçlendirme faaliyetleri yapılmalı” dedi.
Bakan da dikkat çekti
İSG alanında kamusal denetime işaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ‘İSG hizmetinin parasını patron ödüyor. Patronun ödediği İSG kurumu işleyebilir mi?’ diyerek, bunun değişmesine yönelik kanun teklifi hazırlayacağını duyurdu.
Bakan Bilgin’in çok önemli bir noktaya dikkat çektiğini aktaran Balta, “Bu konunun bir an önce değiştirilmesi gerekiyor. Ayrıca A sınıfı çok tehlikeli iş grubuna B sınıfı iş güvenliği uzmanı bakması veya B sınıfı iş yerine C sınıfı iş güvenliği uzmanı atanmasının yasal olarak önüne geçilmesi gerekmekte. Özellikle A sınıfı uzman kalifiyesi aldığı riske oranlandığı zaman minimum 40 bin TL üzerinde olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yetki alanı genişlemeli
İşe alımdan itibaren iş güvenliğine verilen önemin artırılması gerektiğini kaydeden Balta, “İşe alınan kişi, iş güvenliği uzmanı ile gerekli oryantasyon ve iş güvenliği eğitimlerini tamamlayarak işe başlamalı. Ayrıca İş güvenliği uzmanlarının yetki alanları da genişletilerek iş yeri ile ilgili yaptığı uyarıların ciddiye alınması konusunda işveren ve devlet anlamında eğer hukuki ve uygulanabilir bir talep ise değerlendirilmesine izin veren bir sistem olmalıdır. Değerlendirilemeyen durumların ise yazılı açıklaması sisteme yüklenmelidir ki sistem işleyişi doğabilecek tüm değişimlerde duruma herkesin hâkim olmasını sağlasın” diye konuştu.
Zorunlu ders olmalı
İş güvenliği konusunun aynı zamanda bir kültür meselesi olduğunu kaydeden Balta şunları söyledi: “Özellikle 30 – 40 yaşını geçmiş kişilere iş güvenliği bilincini aşılamak zor olabiliyor. O yüzden çocukluk çağlarından itibaren özellikle ortaokul son sınıfta başlamak üzere liselerde de iş sağlığı ve güvenliği dersleri konulmalı. İş güvenliği eğitimi zorunlu eğitim içerisine alınmalı ki bu değer ve algı oluşmuş olarak çalışmaya başlasınlar. Genç nesilde güvenlik kültürü aşılanırsa kişilerde daha hassasiyet ile yaklaşım söz konusu olup sağlığını ve işyerinin güvenliğini daha fazla düşünecektir.”