Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, JEOTERMAL ENERJİ - Tarih : 27 Ağustos 2013
Toprağın derinlerindeki birikmiş ısının çıkarılmasına dayanan jeotermal enerji, yarattığı sismik dalgalarla depremleri tetikleme riski barındırırken, açığa çıkan sıvıdaki kimyasallar da canlı yaşamını tehlikeye sokuyor. Bilim insanları, jeotermal enerji amaçlı yapılan kazıların, yer sarsıntılarına neden olduğunu tespit etti. İsviçre’nin kuzeydoğusunda meydana gelen deprem sarsıntıları, jeotermal yatırım için yapılan kazıların durmasına neden oldu.
İsveç Sismoloji Merkezi bu sarsıntıların yerin derinliklerindenki birikmiş ısı kaynaklarının oluşturduğu enerjiyi ortaya çıkarmak için kullanılan Jeotermal Enerjinin yol açtığını tespit ettiler.
ntvmsnbc’deki habere göre, sarsıntılar ilk olarak Colorado’da Rock Flats alanında 3000 m derinliğe atık suyun enjeksiyonundan sonra bölgeye yakın şehirlerde pek çok sayıda depremin hissedilmesi ile saptandı. Ayrıca, Wairakei’de jeotermal sahasında yüksek basınç altında reenjeksiyon, bölgede depremlerin hissedildiğinde durdurulmak zorunda kalındığı belirlendi.
Ohaaki sahasında 1987-1992 yılları arasında sismik ölçümler de ise üretim sırasında sismik aktivitenin düşük olduğu saptanmış.
Bunun yanı sıra jeotermal sıvıda bulunan kimyasallar hava,yüzey suları ve yer altı sularına karışarak insan, hayvan ve tarımsal yaşamı önemli ölçüde etkileme tehlikesinin de olduğu belirtiliyor.
Sarsıntıların sebepleri
Jeotermal alanlarda çekim ve tekrar basma işleminden dolayı düşük ve orta şiddete sahip mikro-depremlerin meydana gelme nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
• Rezervuardan doğal beslenme miktarından fazla miktarda akışkan çekiminden kaynaklı yeraltındaki kütle miktarının azalması,
• Rezervuara soğuk suyun basılması sonucu kızgın olan kayaçların bir anda enerjilerini kaybetmesi,
• Basılan akışkan basıncının, normal basıncı arttırması sonucu, fay ve çatlakların karşılıklı yüzeyleri arasındaki sürtünme direncini azaltması.
Herhangi bir jeotermal sahadan büyük çapta konut ve işyeri ısıtılacaksa, önce jeotermal kuyuların açılması, açılan tüm kuyuların aynı anda üretime tabii tutulması ve en az 1.5 ay test edilmesi gerekir. Testler sonucunda kuyulardan ölçülen debi değerlerine göre sahanın kapasitesi ve sürekliliği hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür.
Türkiye’de jeotermal enerji
Dünya jeotermal enerji rezervinin 5 x 10²º ton taşkömürüne eşdeğer olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de 1962′den bu yana MTA tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, Türkiye’nin zengin jeotermal enerji kaynaklarına sahip olduğu belirlendi. Türkiye jeotermal kaynak bakımından dünyada yedinci sırada yer alıyor. Özellikle, Batı Anadolu (Denizli – Kızıldere, İzmir – Seferihisar, Aydın -Germencik, Çanakkale – Tuzla, Afyon – Gerek, Manisa, Balıkesir, Kütahya-Simav) ve Orta Anadolu’da (Kızılcahamam – Kozaklı) dolaylarında enerji imkanı olduğu görülmüştür.
Kaynak: Enerji Enstitüsü