Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, HES & HİDROELEKTRİK SANTRALİ - Tarih : 21 Ekim 2013
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın verilerine göre Karadeniz Bölgesi’nde işletmede 95, inşa aşamasında ise 58 Hidroelektrik Santrali var. Proje, fizibilite, ön inceleme ve Su Kullanım Hakkı Anlaşması kapsamında da 253 Hidroelektrik Santrali (HES) projesi bulunuyor. Toplam 406 projenin maliyeti yaklaşık 16 milyar dolar. Karadeniz’de bulunan HES’lere çevreciler karşı çıkmaya devam ederken, bir yandan da hukuk mücadelesi veriliyor.
Karadeniz Bölgesi’nde inşa edilen Hidroelektrik Santralleri özellikle çevreciler tarafından tepkiyle karşılanırken, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından mevcut HES sayısının artırılması için de çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bakanlık verilerine göre Karadeniz Bölgesi’nde işletmede 95, inşa aşamasında 58 HES bulunuyor. Proje, fizibilite, ön inceleme ve Su Kullanım Hakkı Anlaşması kapsamında ise 253 HES projesi mevcut. Toplada 406 projenin kurulu gücü 8 bin 872 MW olup, yılda 30 bin 40 GWh hidroelektrik enerji üretilmesi hedeflendiği belirtildi. Bu projelerin yatırım tutarının ise yaklaşık 16 milyar dolar olduğu bildirildi.
KESK’e bağlı Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası Şube Başkanı Müşfik Veysel Erdoğan, Türkiye’nin enerji ihtiyacının dışa bağımlı bir şekilde karşılandığını belirterek şunları söyledi:
“Yerli enerji kaynaklarının kullanılması gerekiyor. Dışa dönük enerji politikasının yıkılıp milli bir enerji politikası sağlanması adına, Türkiye’nin hidroelektrik ve akarsu kaynaklarını çok iyi kullanması ve planlaması gerekiyor. Türkiye’nin hidroelektrik potansiyeli önemli. Hidroelektrik enerji üretimini savunuyoruz. Ancak bizim savunduğumuz enerji politikasında, şu andaki gibi Karadeniz bölgesindeki her nehrin üzerine 4- 5 tane mini santraller kurulması ve buralardaki doğa katliamlarının yaşanması değil.”
HES’lerin yapımı sırasında inşaatlarda önemli bir denetimsizliğin yaşandığını dile getiren Erdoğan şöyle konuştu:
“İnşaatlar aslında ihtisas sahibi kuruluşlar tarafından denetlenmemektedir. Türkiye’nin böyle küçük HES’lerle değil, büyük havza projeleriyle elektrik üretmesi gerekmektedir. Keban, Boyabat projesi gibi olmalı. Yoksa böyle küçük santrallerle bu işin çözümlenmesi gerçekçi değil. Özellikle Doğu Karadeniz’deki HES inşaatında doğa harikası olan özel alanlarda doğa katliamını hepimiz görüyoruz. Orada doğanın katledilmesi ve insanların yaşam hakkının ortadan kaldırılması kabul edilecek bir durum değil. Enerji üretilmeli ancak insana ve doğaya saygılı olmalı.”
Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu da, bölgede kurulan HES’lerle ilgili hukuk mücadelesi sürdürüyor. Platform üyesi Coşkun Türkeli, HES’lerin bulunduğu dere yataklarına ve çevresine büyük zarar verdiğini savunarak şunları anlattı:
“Su tutulmasının yapıldığı bölgelerde heyelanlar meydana geliyor. Derelerde su seviyesi düşüyor, canlı hayat, balıklar olumsuz yönde etkileniyor. Ayrıca İnşaatlar sırasında yeraltı sularının yeri değişiyor. Bu sebeple köylerinde susuz kalan vatandaşlarımız oldu. Karadeniz’de neredeyse her akarsuda bir HES var. Bölge sakinleri de HES’lerin yapılmasını istemiyor. HES’ler doğal güzellikleriyle tanınan Karadeniz Bölgesi’nde doğal dengeyi bozuyor.”
Kaynak: Enerji Enstitüsü