Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 01 May 2020
Koronavirüs ile mücadele sürerken, ekonominin canlanması kademeli olarak açılacak işletmeler, okullar ve yeni bir düzende gerçekleşecek etkinliklerle sürecek. Yaşadığımız bu “Normalleşme düzeninde” yani Korona ile birlikte mücbiren inşa edilen “yeni ekonomik düzen” öncesinde sözleşmeleri yapılan fuarlar konusunda taraflar nasıl bir yol izleyecek?, “Corona salgınından etkilenen fuar firmaları ne yapacak?, “Bu yıl sonunda ya da önümüzdeki yıl içerisinde fuarlar yerinde gerçekleşir ise “Yeni dönemde fuarlar nasıl olacak?” ve “Fuara katılan firma talepleri neler olabilir, sözleşmelere hangi maddeler eklenmelidir?” şeklindeki soruların yanıtlanabilmesi sektör, firmalar ve ekonomi açısından büyük önem taşıyor.
Avukat Çiğdem Şelli Dilek , “Fuar alanı işletmecileri ile fuar firmaları arasında yapılan sözleşmelerde, işletmeciden “Fuar alanına girişe termal kamera konulması, alanın havalandırmasının çok iyi yapılması, hijyen ve temizliğin dezenfektanlarla belli saat periyotlarında düzenli yapılması, fuar alanında uygun yerlere insanların rahatça bulunabileceği şekilde dezenfektan konulması gibi Koronavirüs ve tecrübe ile düşünülmesi gerektiği gibi tüm salgın hastalıklara karşı toplumu koruyacak önlemlerin alınması“ gibi şartlar sözleşmelere konulmalıdır” diyor.
CORONA SALGININDAN ETKİLENEN FUAR ŞİRKETLERİ NE YAPMALI?
Avukat Çiğdem Şelli Dilek salgından etkilenen fuar şirketlerinin izleyecekleri yol konusuna da değinerek sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Dünya Sağlık Örgütü tarafından 12/03/2020 tarihinde yapılan pandemi ilanı sonrasında tüm dünya ülkelerinde tedbirler had safhaya çıkarılmış durumdadır. Ülkemizde de bu tedbirlerin sıkı bir şekilde uygulandığını ve günlerimizin daha iyiye gittiğini görmekteyiz. Bu süreçte alınan tedbirlerden biri de yapılması planlanan fuar etkinliklerinin ileri bir tarihe ertelenmesidir. Alınan tedbirler neticesinde birçok alanda belirsizlikler ve tartışılması gereken hususlar vukuu bulmuştur. Bunlardan biri de fuar düzenleyicileri ile fuar alan yetkililerinin 2020 senesi için imzalamış oldukları sözleşme ve sözleşme bedellerinin akıbetleridir. Düzenlenen fuar etkinliklerinin iptal edilmesi halinde tarafların imzalamış oldukları sözleşmelerde yer alan yükümlülükler ile taraflarca ödenen-ödenecek olan fuar alan ücretlerinin akıbetlerinin ne olacağı konusunda hukuki izahın yapılması gerekmektedir.
Covid-19 salgın hastalığı mücbir sebep niteliği sebebi ile birçok alana tesir etmiş durumdadır. Öncelikle mücbir sebep kavramının tanımının yapılması yararlı olacaktır. Mücbir sebep kavramı kanunda açıkça tanımlanmamıştır. Doktrinde ve Yüksek Mahkeme Kararlarında mücbir sebep kavramı; tarafların iradesi dışında meydana gelen, önceden öngörülmeyen ve öngörülmeside mümkün olmayan olaylar neticesinde tarafların sözleşmesel sorumluluk ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini kısmen veya tamamen engelleyen durumlar olarak ifade edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü‘nün pandemi ilanı sonrasında küresel risk seviyesini “çok yüksek” olarak bildirmesi ile birlikte ülkemiz de alınan tedbirler had safhaya çıkartılmış; halka zorunlu olmadıkça sokağa çıkmaması tavsiye edilmiş, okullar kapatılmış ve üniversiteler tatil edilmiştir. Ülkeye giriş çıkışlar yasaklanmış, etkinlikler iptal edilmiş, havayolu trafiği durdurulmuş, yurtdışından gelen yolcular için farklı bölgelerde karantina uygulamaları başlatılmıştır. Alınan bu tedbirlerin kapsamına bakıldığında Covid-19 salgın hastalığı taraflar açısından mücbir sebep niteliği taşıdığı aşikardır.
FUAR FİRMALARI ETKİNLİK SÖZLEŞMESİNİ İPTAL EDEBİLİR
Elbette mücbir sebep hali her somut olayda mahkemece ayrı olarak ele alınıp değerlendirecektir ancak şu günlerde iptal edilen fuar etkinlikleri açısından fuar düzenleyicilerinin mücbir sebeple ifa imkansızlığına (Borçlar Kanunu 136. maddesi) ve/veya aşırı ifa güçlüğüne (Borçlar Kanunu 138. Maddesi) düşmeleri çok muhtemeldir. Bu sebeple Fuar firmaları Borçlar Kanununun 136’ıncı veya 138’inci maddelerini ileri sürerek sözleşme iptali isteyebilirler, peşin ödemelerin iadesini isteyebilirler.
Bilindiği üzere etkinliklerin iptali fuar düzenleyicisinin keyfi kararı değil, genelge kapsamında yasak kapsamına alınan işlerdendir. O nedenle salgın devamınca olan etkinliklerin iptalinden ve bundan dolayı alacaklı fuar alanına karşı olan ödeme borcu sorumluluğundan fuar firmaları kurtulacaktır.
Hatta etkinliklerin yasaklanmasına dair karar kalktıktan sonra dahi, salgının etkisi halk nezdinde devam edeceğinden “aşırı ifa güçlüğü“ne düşen fuar firmaları sözleşmenin iptalini isteyebilecektir. Zira etkinlik gerçekleştirilse dahi toplu alanlar konusunda halkın hassasiyeti devam edecek ve etkinliği gerçekleştirmek fuar firması açısından “aşırı ifa güçlüğü“ yaratabilecektir.
Sonuç olarak ilerleyen günlerde hem fuar şirketlerini hem de iptallerden dolayı fuar alanı işleticilerini zor günler beklemektedir.”