Kategori : DOĞALGAZ ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ - Tarih : 13 Ağustos 2017
Sürmekte olan sıcak çatışmalar düşünüldüğünde günümüzde Ortadoğu’yu hararetli tutan üç bölgeyi bir elipsin tek odağına yerleştirsek ve bunlar içinde Suriye-Irak-Filistin’i dahil etsek, yaşanan gelişmeler açısından ve Katar’a yönelik karşı cephe oluşturularak uygulanan ablukaya bakıldığında ikinci odağa soğuk bir savaş misali Katar’ı yerleştirsek; geometrik olarak noksan olsa da siyasi metafor anlamında pek de aykırı bir tasavvur etme biçimi olmasa gerek. Ilk odağın paydaşlarına bakıldığındaki denklem asal eksen üzerinde Katar’ı tecrit etme hamlesinin, İran’ı yalnızlaştırma ve istikrarsızlaştırma emelinin bir sonucu olduğuna işaret etmekte. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası (World Bank) verileri doğrultusunda (2017) kişi başına düşen milli gelir açısından 141,543 Amerikan Doları ile Dünya’da ilk sırada yer alan Katar, başta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere pek çok ülkeye doğalgaz ihraç etmekte olan bir ülke. Sıvılaştırılmış Doğalgazda (LNG) ise Katar Dünya’da bir enerji kilit noktası.Hali hazırda her ne kadar son bir kaç gün gelişmelerine bakıldığında geri adımlar atılıyor olsa dahi devam etmekte olan Krizin kök nedenine indiğimizde, meselenin mevcut veri ve gelişmeler ışığında, bir enerji ve kaynak sorununa dayalı güç paylaşımı problemi ve Körfezdeki Arap ülkeleri arasındaki bir liderlik çekişmesi sorunu olduğu gözlemlenmektedir. Bu makale kriz esnasında Enerji konusundaki bazı gelişmelere dikkat çekmektedir.
KATAR 5 HAZİRAN’DA BİR KRİZE UYANDI
İçinde bulunduğumuz 2017 yılının 5 Haziran‘ında Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ,Yemen ve Libya yönetimlerinin, Körfez Arap ülkelerinin Liderliğinde en güçlü adayı olan Katar’ın bir takım terör örgütlerine maddi destek sağladığı ve İran’la stretejik işbirliği yaptığını öne sürdükleri Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleriyle başlayan ve ardından aldıkları yaptırım kararlarıyla bir krize dönüşen Katar meselesi; Orta Doğu’da sürmekte olan bölgesel gerilimin daha da artmasına sebep oldu. Diplomatik ilişkilerin kesilmesi üzerine Katar, Körfez ülkelerine uzlaşma mesajı göndermişti.Reuters ajansının “Qatar says ready for mediation to ease Gulf rift” başlıklı haberine göre Katar Dışişleri Bakanı Sheikh Mohammed bin Abdulrahman al-Thani-Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani, Körfez’deki komşularına misillemede bulunmayacağını açıklamıştı.Es-Sani,’farklılıkların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini söylemişti. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi Kuveyt de itidal mesajı gönderdi.[i]
Gelişmenin hemen ardından Türkiye’den Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Katar ile Körfez ülkeleri arasında yaşanan diplomatik krize üzüldüklerine ,Körfez bölgesinin istikrarını Türkiye’nin istikrarı olarak gördüklerine, DAEŞ’le, radikalizmle, mezhepçilik ve İslamafobi gibi konularla mücadelede dayanışmanın önemli olduğuna dair açıklamalar yaparken ülkeler sorunlar ya da görüş ayrılıklarının yaşanabilmesinin normal olduğu ancak her şartta diyaloğun devam etmesi gerektiği şeklinde görüş bildirirken, vaziyetin normalleşmesi için de Türkiye’nin elinden gelen her türlü desteği vereceğini vurgulamıştı.Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da sorunların diyalogla çözülmesinin gerektiğinin altını çizmişti. Öte yandan TBMM, Katar’daki El Rayyan Üssü’ne asker gönderilmesinin önünü açan tezkereyi, 7 Haziran 2017’de onaylamıştı.Kriz patladığı sırada ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, yaptığı açıklamada Bölgede bir süredir mevcut olan ve giderek artan rahatsızlıklara tanık olunduğunu ve işlerin daha da büyümesi neticesinde mezkur ülkelerin adım atma gereği duyduklarına yönelik bir açıklama yapmış, diğer yandan yaşananların bölgede teröre karşı kararlı mücadeleyi engellemeyeceğine dikkat çekmiş, Trump’ın Riyad’daki son temaslarında da IŞİD’e karşı mücadeleye vurgu yapıldığını da hatırlatmıştı.
KATAR’DA KRİZİN FİTİLİ ATEŞLENİYOR
Esasen Katar ve diğer Körfez ülkeleri arasındaki tansiyon son aylarda zaten artmıştı. Mayıs ayında Emir Şeyh Tamim Bin Hamid es-Sani’nin askeri okul mezuniyet töreninde yaptığı bir konuşmada İran ve Körfez ülkeleri arasında artan gerilimi eleştirirken, Hizbullah ve Hamas’a karşı müsamaha gösterilmesi gerektiğine ve Trump’ın Beyaz Saray’da uzun süre kalamayacağına yönelik açıklamaları da fitili ateşleyen gelişmeydi. Bu açıklama haberi Katar’ın resmi haber ajansı Qatar News Agency(QNA), tarafından servis edilmiş olarak gözükmekle birlikte esasen haberin QNA sunucularına sızan bilgisayar korsanları tarafından yerleştirilmiş olduğu ve gerçeği yansıtmadığı Katar tarafından ifade edilip haber içeriği yalanlanmış olmasına rağmen, Suudi Arabistan ile BAE, El Cezire dahil Katar yayın organlarını ülkelerinde yasaklama kararı aldı. Katar Dışişleri Bakanı Saif Ahmed es-Sani, ülkesinin siber saldırı mağduru olduğunu, çıkan haberlerin yalan olduğunu iddia etmesine karşılık Suudi Arabistan’ın El Arabiya televizyon kanalı ise “QNA’nın hacklenmediğinin ispatı” başlıklı bir haber yayınlayarak, Emir es-Sani’nin açıklamalarının QNA Instagram hesabında da yer bulduğunu söylemişti.
PETROL FİYATLARI DÜŞTÜKÇE, SUUDİ ARABISTAN’IN TAHTI ALEVLENİYOR
Krizin fitilinin ateşlenmesi öncesinde biraz daha geri gidersek İran’ın yeni Suud veliahtından endişesinden de söz etmek gerekir. Temmuz ayında Muhammed Bin Selman’ın veliaht prensliğe yükselmesi Tahran’da sürpriz olmamakla birlikte (SA)’nın fiilen bu denli genç bir isim tarafından yönetilmesi İran’da endişe kaynağıydı ama Muhammed Bin Selman’ın daha veliaht prensliğe atanmasından çok önce, daha 2016’nın Ekim ayında Tahran’da bir toplantıda konuşan İran’ın Ortadoğu’daki kılıcı, İran Devrim Muhafızlarının efsane komutanı gibi isimlerle anılan Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani “İkinci veliaht prens Muhammed Bin Selman’ın acelesi var, birinci prensi (Muhammed Bin Nayif) bertaraf etmek istiyor. Hatta yerine geçmek için kendi babasını bile öldürebilir.” şeklinde ürkütücü bir söylemde bulunmuştu. Konuya hatırlatma açısından,28 Temmuz tarihinde Sputnik News in petrol fiyatlarındaki düşüş ile that kavgalarının şiddetlenmesi arasındaki korelasyonu anlatan haberinde Suudi Arabistan’ın hukuki açıdan tahta geçiş sürecinin herhangi bir yasaya bağlı olmayan dünyanın ender ülkelerinden biri olduğuna dikkat çekiliyordu. Kralı sınırlayan tek hususun, tahtın ailedeki en büyük veliaht prense teslim etme geleneği olduğunu aktaran yazıda Kral Selman’ın bu geleneği ilk olarak 2015’te, üvey kardeşi Mukrin Bin Abdülaziz’i kenara iterek, ikinci kez de veliaht prensi değiştirerek çiğnemesine değiniyordu. Bunun yanısıra Suudi prenslerinin kapalı dünyasında Kral Selman’ın kararının yarattığı tepkiye dayanak Guardian gazetesinin iddiasına da yer veriliyordu. Sözkonusu iddiaya göre tahttan uzaklaştırılan Veliaht Prens Muhammed bin Nayif, yeni veliaht prense engel olmaması için ev hapsine alınmış ve bu durumdan rahatsız olan Prens Muhammed’in çok sayıdaki akrabaları, yeni veliaht prensin tek bir hata yapmasını bekliyormuş. Bu meyanda Katar’dan istenen makul olmayan talepler arasında en öne çıkanı offshore deniz doğalgaz alanıne paylaşmalarıyla bile birbirlerine bağlı olan iki ülkenin ilişiğini kesmeleri idi.
ENERJİ PİYASASI VE EKONOMİK KONJONKTÜR
Tam bu gelişmeler esnasında daha bir gün içinde diplomatik yaptırımlar, petrol fiyatlarında ani ve sert yükselişe neden oldu. Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2’ye yakın yükselerek 50 dolar seviyesinin üzerine çıkmıştı. Kriz patladığının ertesi günü petrol piyasasını altüst etmişti. Bir OPEC ülkesi olan Katar’ın bölge ülkelerinin karasularını kullanarak sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatlarını yapamayacağı endişesi de, enerji piyasalarında tedirginlik yaratmıştı. Japon yatırım bankası Mitsubishi UFJ, yatırımcılara gönderdiği piyasa notunda, Bölgedeki krizin büyümesi durumunda Katar’ın OPEC’ten ayrılması ihtimali bulunduğu ve böylesi bir senaryonun gerçekleşmesi halinde, petrol fiyatlarında ciddi artışa sebebiyet vereceğine işaret etmişti.
Yaşanan gelişmeyle bir anda kendini izole edilmiş bulan Katar’a bir kaç gün içinde Türkiye (Yardımlara dair bkz…Türkiye’den 5000 metrik ton gıda yardımı [ii]) ve İran’dan yiyecek ve çeşitli yardımlar yağmaya başlamıştı. [iii]Gelişmelerin hemen ardından Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Moody’s, Katar’ın kredi not görünümünü ‘durağan’dan ‘negatif’e düşürmüş ve değerlendirmesinde Katar’ın, SA, Mısır, Bahreyn ve BAE’yle yaşadığı diplomatik krizin ve Ülkeye karşı uygulanan ekonomik amborgonun ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilebileyeceği temel varsayımı ile finansal riskler taşıyabileceğine, dikkat çekerek, krizin kısa vedede çözüm olasılığının düşük olduğunun altını çizmişti.
LNG YAKIT IKMALI TESISİ, TEMİZ ENERJİDE KATAR –SHELL İŞBİRLİĞİ
Krizin ortaya çıkışından yaklaşık bir hafta sonrasında Katar Petroleum Şirketinden yapılan İcra Kurulu Başkanı (CEO) Saad Sherida al-Kaabi – Saad Şeride el-Kaabi ve Royal Dutch Shell CEO’su Ben van Beurden, Doha’da yakıt ikmal tesisleri kurum anlaşması imza törenine katıldığına yönelik yazılı açıklamada, kriz üzerine oldukça manidar idi. QP(Katar Petrol) CEO’su Kaabi’nin sözkonusu törende “Bizler LNG yakıt ikmali tesislerini ve sıvılaştırılmış doğalgazı, deniz taşımacılığında temiz enerji kaynağı olarak gelecek vadeden bir fırsat şeklinde değerlendiriyor, LNG yakıt ikmali için talebin 2030 senesinde 50 milyon tona erişmesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandığı konuşmanın yanısıra açıklamada Tesisler için Avrupa, Ortadoğu ve Doğu Asya’daki uygun noktaların değerlendirileceği belirtildi. Açıklamada işaret edilen bir diğer konuda LNG’nin gemi taşımacılığında sülfür ve nitrojen oksit salımını azalttığı, Uluslararası Denizcilik Örgütünün, 2020’de evrensel çapta yüzde 0,5 sülfür sınırı uygulayacağı duyurusu idi. Bu esnada yine Haziran ayının ortasında Kriz öncesi başkanlık vazifesini üstlendikten sonra daha gerçekleştirdiği ilk ziyarette Suudi Arabistan’a 110 milyar dolarlık silah satışı yapan Trump’ın, bu dudak uçuklatıcı ve “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirtecek ve ilk bakışta ikili oyun ve dengesizlik olarak algılanan F-15 hamlesi “ABD acaba Katar’a arkasını dönmekten vazgeçti mi” gibi şüphelerle çalkalanan bir gündemi Dünya kamuoyunun gözü önüne sermişti.
13 MADDELİK TALEP LİSTESİ
Katar’a abluka uygulayan 4 ülke, ilişkilerin düzeltilmesi için koşul olarak 23 Haziran’da Doha yönetimine “Türkiye’nin Katar‘daki askeri üssünün kapatılması, İran ile ilişkilerin kesilmesi ve Al Jazeera televizyonunun kapatılması” gibi aşağıda maddelerini göreceğimiz şartların bulunduğu 13 maddelik bir talep listesi sunmuş, tabir yerinde ise gerek içeriği gerekse maddelerde kullandığı emir kipleri ile dil açısından dayatmış bu arada Katar’a diplomatik abluka uygulayan Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in sunduğu taleplerin kabul edilmesi için Katar’a verdiği 10 günlük [iv] mühlet sona verince Katar teklifi kabul etmeyince[v] , krizde arabulucu rolü üstlenen Kuveyt’ten gelen 48 saatlik uzatma talebi Suudi Arabistan ve 3 müttefikinin tarafından kabul edilmiş, süre sonunda Katar ise uluslararası hukuka aykırı hiçbir talebin hiç bir surette kabul edilmeyeceğini açıklamıştı. Ek süre de dolunca mezkur dört ülke, Doha’ya karşı yeni yaptırımlar uygulanacağını ifade etmişlerdi.
Maddelere bakacak olursak;
1- İran’la diplomatik ilişkileri kes ve İran’daki ofislerini kapat. İran Devrim Muhafızları üyelerini Katar’dan gönder. İran’la her türlü askeri işbirliğini sonlandır. Sadece İran’la ticarette ABD yaptırımlarına uygun ticaret yap. Curb diplomatic ties with Iran and close its diplomatic missions there. Expel members of Iran’s Revolutionary Guards and cut off any joint military cooperation with Iran. Only trade and commerce with Iran that complies with US and international sanctions will be permitted
2- Müslüman Kardeşler, DEAŞ, El Kaide ve Lübnan Hizbullah’ı gibi ‘terörist organizasyonlarla’ ilişkini bitir. Resmi olarak bu yapıları terörist ilan et.- Sever all ties to “terrorist organisations”, specifically the Muslim Brotherhood, Islamic State, al-Qaida and Lebanon’s Hezbollah. Formally declare those entities as terrorist groups.
3- Al Jazeera’yi ve bağlantılı istasyonlarını kapat. Shut down al-Jazeera and its affiliate stations.
4- Arabi21, Rassd, Al Arabiya Al-Jadeed ve Middle East Eye da dahil olmak üzere direk veya dolaylı yoldan Katar fonlu olan medya kuruluşlarını kapat.Shut down news outlets that Qatar funds, directly and indirectly, including Arabi21, Rassd, Al-Araby Al-Jadeed and Middle East Eye.
5- Türkiye’nin Katar’daki askeri varlığını derhal iptal et. Katar toprağında Türkiye’yle askeri işbirliğini bitir. Immediately terminate the Turkish military presence in Qatar and end any joint military cooperation with Turkey inside Qatar.
6- Suudi Arabistan, BAE, Mısır, Bahreyn, ABD, Kanada ve diğer ülkeler tarafından terörist olarak görülen kişiler, gruplar ve organizasyonlara her türlü yardımı kes.Stop all means of funding for individuals, groups or organisations that have been designated as terrorists by Saudi Arabia, the UAE, Egypt, Bahrain, the US and other countries.
7- Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn tarafından aranan “terrorist”leri teslim et. Mal varlıklarını dondur. Hareketleri ve finansal durumları ile ilgili istenen bilgileri paylaş.Hand over “terrorist figures” and wanted individuals from Saudi Arabia, the UAE, Egypt andBahrain to their countries of origin. Freeze their assets, and provide any desired information about their residency, movements and finances.
8- Başka egemen ülkelerin içişlerine karışmayı kes. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn vatandaşlarına Katar vatandaşlığı verme. Katar vatandaşlığı bulunanların kendi ülkelerinin yasalarını ihlali halinde pasaportlarını iptal et. End interference in sovereign countries’ internal affairs. Stop granting citizenship to wanted nationals from Saudi Arabia, the UAE, Egypt and Bahrain. Revoke Qatari citizenship for existing nationals where such citizenship violates those countries’ laws.
9- Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn’deki muhalif gruplarla tüm ilişkileri kes. Katar’ın bu gruplarla önceki ilişkileri ve bu gruplara sunduğu desteğin tüm belgelerini teslim et.Stop all contacts with the political opposition in Saudi Arabia, the UAE, Egypt and Bahrain. Hand over all files detailing Qatar’s prior contacts with and support for those opposition groups.
10- Katar’ın politikaları nedeniyle son yıllarda yaşanan can ve mal kayıpları için tazminat öde. Tazminat miktarı daha sonra Katar’la koordinasyon neticesinde belirlenecek. Pay reparations and compensation for loss of life and other, financial losses caused by Qatar’s policies in recent years. The sum will be determined in coordination with Qatar.
11- Askeri, politik, sosyal ve ekonomik olarak diğer Körfez ve Arap ülkeleriyle 2014’te Suudi Arabistan’da anlaşmayla belirlenen çizgiye gel.Align itself with the other Gulf and Arab countries militarily, politically, socially and economically, as well as on economic matters, in line with an agreement reached with Saudi Arabia in 2014
12- Tüm talepler Katar’a ulaştıktan sonra 10 gün içerisinde kabul edilmezse, talep listesi geçersiz olacaktır. Bu döküman, Katar’ın talepleri kabul etmemesi durumunda ülkelerin ne yapacağını açıklamaz. Agree to all the demands within 10 days of it being submitted to Qatar, or the list becomes invalid.
13- Taleplerin kabulünden sonra ilk yıl için aylık denetimlere razı ol. İkinci yılda her çeyrekte, takip eden 10 yılda ise yıllık denetimleri kabul et. Consent to monthly audits for the first year after agreeing to the demands, then once per quarter during the second year. For the following 10 years, Qatar would be monitored annually for compliance.
Türkiye’nin Katar’daki askeri varlığını iptal ederek yakın zamanda kurulan Türkiye askeri üssün kapatıması talebini içeren beşinci maddeye ilişkin Türkiye Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’tan gelen ilk açıklama kendilerine herhangi bir talep edilmediği ve bununla birlikte şayet doğruysa bunun ikili ilişkilere müdahale anlamı taşıyabilmesinin muhtemel oduğu yönündeydi.Burada geçtiğimiz sene Türkiye’nin Katar’da Türk askeri üssünün kurulacağına dair açıklamasından bir gün sonra Katar’ın Türkiye büyükelçisi Salem Mübarek Eş-Şafi’nin, Doha’nın Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu miktarda sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) temin etmeye hazır olduğuna dair 17 Aralık tarihli açıklamasını da hatırlatmakta fayda var.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada, 13 maddelik listede Türk askeri üssünün kapatılması talebinin de bulunmasını eleştirmiş ” Katar’ın 13 maddeye yönelik tavrını Türkiye olarak biz hem takdir ediyoruz hem benimsiyoruz” diyerek Katar’ın yanında olduklarını belirtirken gerçekçi bulmadığı 13 maddeyle ilgili yaklaşımını da devletler arası hukukta ülkelerin egemenlik haklarına bu denli bir saldırı olamayacağına işaret ederek uluslararası hukuka aykırı bulduğu şeklinde ortaya koymuştu.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson,Katar ve SA yönetimleriyle yaptığı çok sayıda telefon görüşmesinin ardından Washington’da yaptığı açıklamada taraflara diyalog çağrısında bulunmuş, Katar’dan istenen taleplerin bir kısmının karşılanmasının zor olduğunu belirtmekle birlikte ” “Müttefiklerimiz ve partnerlerimizin terörizmin durdurulması, radikalleşmeye karşı çıkılması gibi konularda ortak çalışmaları ve bir hedefe hizmet etmeleri halinde daha da güçleneceklerine inanıyoruz” krizin çözümü konusunda diyalog için bir temel oluşturabileceğini ifade etmişti. Şart maddelerinin ardından ajanslara düşen haberlere göre İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Katar Emiri El Tani’yle telefon görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Tahran’ın izlediği politikanın hedefinin Katar’la ilişkileri sürekli olarak geliştirmek olduğuna işaret etmişti ve “Tahran, Katar hükümeti ve halkının yanındadır” diyen Ruhani, İran’ın hava ve deniz sahasının Katar’a her daim açık olduğunun da altını çizmişti.
Bu 13 maddelik talepler listesi 19 Temmuz itibarıyla yerini “terör ve her türlü aşırıcılıkla mücadele”, “teröristlere finansman ve barınak sağlamanın reddedilmesi”, “kışkırtma, nefret ve şiddetten vazgeçme”, “diğer ülkelerin içişlerine müdahale etmeme” gibi unsurları içeren 6 maddelik detayları müzakere edilecek olan yeni bir listeye bıraktı.
KATAR İNCİ –“PEARLl GT” DOĞAL GAZ DÖNÜŞTÜRME PROJESİ
Kriz öncesi yakın dönem gelişmelere baktığımızda içinde bulunduğumuz 2017 senesinin ikinci çeyreğinde Katar Petrol ve Shell ortaklığıyla gerçekleştirilen Ras Laffan sanayi kentinde doğalgazı, sıvı ve petrol türevlerine dönüştürecek olan ‘İnci –Pearl GTL” olarak bilinen, günlük 120 bin varil petrole denk etan, sıvılaştırılmış petrol gazı ve yoğuşturucu üretmesi planlanan doğal gaz dönüştürme projesi, Katar Emiri Şeyh Hamd Bin Halife Al Tani’nin katılımıyla açılmıştı Toplam yatırım açısından bakıldığında Katar Devleti’nin gelmiş geçmiş en büyük enerji projesi olan,denizde kuyuları sondajlama ve geliştirme, gazı işleme ve Doha’ya 80 km mesafedeki Ras Laffan kentindeki Pearl GTL [vi]tesislerinde nihai ürünleri geliştirme operasyonlarını da içeren projenin maliyeti Shell şirketinin verilerine göre 18 ila 19 milyar dolar civarında. 2010 yılı sonunda inşaatın bitimini müteakiben 2011 yılı başında devreye alınan Haziran 2011’de dizel satışlarının ilk sevkiyatını ihraç etmeyi başaran projenin tesisi Katar sahilinde 60 kilometre iki açık deniz platforma sahip olan, kökleri 2006’lı yıllara dayanan ve 2012 den sonra adımlarını hızlandıran proje dünyanın artan yüksek kalitede hidrokarbon kaynağı elde edilmesi ve temiz enerjiye yönelik yatırım talebini karşılamayı da amaçlaması yönünden de öneme haizdir. [vii]
HİDROKARBON REZERVLERİ VE LNG
Orta Doğu’da yaşanan gerginlikle beraber istikrarsızlık, bölge ülkelerini olduğu kadar bölgedeki mevcut enerji kaynakları nedeniyle dünya petrol ve gaz özellikle de LNG piyasalarını da derinden etkileme potansiyeline sahip. Krizin, Doğu Akdeniz, İsrail ve Kıbrıs eksenini de etkileyeceği muhakkak. Güçlü bir Katar’ın Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon reservleri açısından düşünüldüğünde İsrail’n menfaatleri ile uyuşmadığı da gün kadar ortada. BP Statistical Review of World Energy 2016 raporu, 2015’de Orta Doğu payının yüzde 42,8 olduğuna işaret etmekte. [viii]
22. DÜNYA PETROL KONGRESİ
İstanbul‘da düzenlenen, 22. Dünya Petrol Kongresi’nde 10 Temmuz tarihli konuşmasında Katar Enerji ve Sanayi Bakanı Muhammed bin Salih es-Sade, Katar‘ın 20 yıldan uzun süredir dünya enerji piyasasına sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) arzı sağlayan güvenilir bir tedarikçi olduğununa dikkat çekerek uygulanan yasa dışı ambargoya rağmen ortaklarıyla mevcut tüm anlaşmalara olan bağlılıklarını sürdürdüklerini belirtmişti. Katar’a yönelik ambargonun etkisinin sınırlı olacağını ifade eden Bakan “Katar ihracatının yaklaşık yüzde 75’ini Japonya, Hindistan,Güney Kore ve Çin‘e yaparken, BAE,SA, Bahreyn‘e yapılan ihracatın oranı yüzdesi 8’ i geçmediğini, diğer yandan ülkesine uygulanan ambargonun, Katar devletinin ekonomisinin ne derece güçlü ve , sağlam olduğunu da ortaya çıkardığını da vurgulamıştı.
İRAN’A YAPTIRIMLAR GERİ GELİYOR
18 Temmuz’a gelindiğinde yaşanan en önemli gelişme, Başkan Donald Trump’ın İran’ın 2015 tarihli uluslararası nükleer anlaşmaya (P5+1 )[ix] uyduğunu tasdiklemesinin ertesi günü açıklan ve senatodan geçen Amerikan yönetimi’nin Tahran’ın balistik füze programı ve silah anlaşmalarına destek vermekle suçladığı 18 kişi, grup ve kuruluşa yaptırım kararı oldu . Hazırladıkları Kara Listede bir Türk vatandaşı ve Türk şirketi de vardı.Dışişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili açıklamasında, “ABD, İran’ın Ortadoğu genelindeki zararlı, bölgesel istikrarı, güvenliği ve refahı zedeleyen faaliyetleri hakkında kaygı duymaya devam ediyor” ifadelerine yer verilmişti. Dışişleri Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları Birliği’yle bağlantılı iki grubu, balistik füze AR-GE faaliyetlerine dahil olmaktan dolayı yaptırım listesine almıştı. Esasen selefi Obama’nın desteklediği İran nükleer anlaşmasına dair tarihin en berbat müzakere edilmiş anlaşması diye niteleyerek pek de itibar etmediği JCPOA’yı ihlal için Trump zaten yer aramaktaydı.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ (BAE) GERİ ADIM ATACAK MI?
SA’da Al Jazeera ve diğer Katar siteleri erişime açıldığığı ve Kraliyet Divanı Üyesi Suud el-Kahtan’nin kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Al Jazeera ve Katar’a ait diğer sitelere ulaşılabilmesinin teknik arızadan kaynaklandığını, birkaç saat içinde arızanın giderilerek bu sitelerin tekrar erişime kapatılacağını duyurduğu gün olan 24 Temmuz’da, yaşanan bir diğer gelişme, BAE’den Katar krizini çözmek için “diyalog temelli bir yaklaşıma” olumlu yanıt gelmesiydi. Esasen hatırlarsak, Katar Haziran ayı içinde, Kaabi El Cezire’ye “despite the blockade against Qatar, Doha will not shut its gas pipeline to its ‘brothers” ifadesini kullanarak Dolphin gaz anlaşmasına göre “mücbir sebep” ibaresine dayanarak kesinti yapma seçeneğine sahip olmakla birlikte ablukaya rağmen Doha’nın gaz boru hattını kardeşlerine kapatmayacağına yönelik iyi niyete dayalı bir açıklama yapmıştı. [x]24 Temmuz’da BAE Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver bin Muhammed Karkaş, ambargo uygulayan ülkeler ile Katar arasında politikaları gözden geçirme temeline dayalı diyaloğun zaruri olduğunun altını çizmesi entresan bir gelişme idi. Bu arada aynı gün OPEC ve OPEC üyesi olmayan ülkelerin oluşturduğu teknik komite Rusya’da gerçekleştirdikleri toplantıdan çıkan karar da petrol piyasasının dengeye gelmesini hızlandırmak için Suudi Arabistan’ın petrol ihracatını kısması idi.Bu doğrultuda Suudi Arabistan Petrol Bakanı Halid El-Falih, ülkesinin petrol ihracat limitini Ağustos ayında günde 6.6 milyon varil ile sınırlayabileceğini belirtti. Bu meyanda aynı gün olan 24Temmuz’da Cidde’de Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz Al Suud ile görüştükten sonra Kuveyt’te geçerek Emir Şeyh Sabah El Ahmed El Cabir El Sabah’la olan görüşmelerini de tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan o gün Körfez ülkelerini kapsayan ziyaretinin son durağı Doha’da idi. Erdoğan Katar’da Emir Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile görüştükten ve körfez ziyaretleri tamamlandıktan sonra ana akım medya manşetlerine taşınan haberlerin bir kısmı Erdoğan’ın kilidi çözdüğüne ve Suudi Arabistan’ın geri adım attığına yönelik idi.
KATAR, TÜRKİYE VE ABD ORTAK TATBİKAT
Takvimler 25 Temmuz’u gösterdiğinde, Katar Savunma Bakanı Halid el Atiyye,Russia Today (RT) televizyonuna verdiği demeçte, Katar topraklarında halen düzenli olarak tatbikatlar gerçekleştiren Katar, Türkiye ve ABD’nin yen bir tatbikata hazırlandıklarını belirtmiş ve buna ilaveten ifadeyi biraz daha açarak “Katar’ın Türkiye ve ABD ile ilişkilerinin şeffaf olması ve sürekli olarak gelişmesi için bizzat yoğun çaba sarf ettim. ABD’nin terörle mücadelede Katar’la işbirliğinden vazgeçeceğini sanmam. Zira iki ülke, uluslararası IŞİD karşıtı koalisyonda müttefikler. Katar, Türkiye ve ABD, Katar topraklarında düzenli tatbikat yapıyor,yakın gelecekte üç ülkenin ortak bir tatbikatı daha başlayacak” şeklinde konuşmuştu. Diğer yandan Atiyye, aynı demeçte Katar’a abluka uygulayan memleketlere yönelik, “Bu ülkelerin ablukayı kaldırma konusunda gecikirse Katar, söz konusu ablukayı sonlandırmak için mevcut uluslararası yasal prosedürlere başvurmak zorunda kalacak” diyerek kanuni prosedüre başvuracaklarınının da işaretini vermişti .26 Temmuz’da Khalej Times ın haberine göre Suudi Arabistan, (BAE), Bahreyn ve Mısır, Katarlı yetkili makamlarla “doğrudan ya da dolaylı bağlantılı olduğunu” iddia ettikleri “nine charity and media organisations and nine individuals”- dokuz yardım vakfı ve medya kuruluşu ile dokuz şahıstan oluşan yeni bir “terör kara listesi”daha açıkladı.[xi] Diğer yandan Türkiye ile Rusya arasında S-400 füze savunma “ön anlaşma”-the preliminary agreement imzalanmıştı..[xii]
Sonuç Olarak;
Yaşanan gelişme ve örneklere bakıldığında, Katar’da krizin temel nedenlerinden en güçlüsünün bir enerji ve kaynak sorunu olduğu, diğer yandan krize rağmen gelişmelerin hız kesmediği gözlemlenmektedir. ABD ve Suudi Arabistan’ın İran’ı yalnızlaştırma gayretinin giderek hızlandığı ve Ortadoğu’da dengelerin denklemini kerelerce değiştiren bir gündeme doğru ilerliyoruz. Bölgenin binlerce yıllık tarihi hareketliliği ve değişkenliği göz önünde bulundurulduğunda bu cümle bir klişe gibi gözükyor. Ancak gelişmeler esnasındaki tarafların hamle ve karşı hamlelerin ivmesi açısından bakılırsa,“Latin Ülke dizisi temposundaymış görünümlü soluksuz bir aksiyon macera” benzetmesi daha yerinde olur. Çin, İran’a bölgesel müttefiki Rusya ‘dan çok daha büyük adımlar atarak arka çıkmakta. Çok kutuplu dünya düzenininde ana eksen olarak temelde şu andaki vaziyet gereği geri planda duran ve varlığı flu olarak görünen Çin’i hatta onu hemen arkasından izleyecek olan Hindistan’ı saymazsak, iki büyük ittifak bloku arasındaki çekişmelere ve çekişmelerin en büyük nedeninin enerji ve kaynak sorunu olduğuna tanık olduğumuz bir Katar krizini görmekteyiz. Burada, yine iki odaklı bir elips çıkıyor karşımıza. Bu blokların ilkindeki kümelenme ABD-Suudi Arabistan-İngiltere’yi kapsarken, diğeri ise Türkiye’nin gerek enerji gerekse savunma anlamında kapsamlı bir stratejik ortaklığa doğru birikte adımlarını hızlandırdığı Rusya, Suudun Katar hamlesi sayesinde Türkiye’ye yakınlaşan ve ABD’nin Senato’ dan geçen olası yeni yaptırım kararları sonrası daha da yaklaşması muhtemel İran ve üçüncü olarak maruz bırakıldığı krizinden ötürü bir süredir kendini eliptik merkezlerden birinde bulan Katar’dan oluşmaktadır. .
Bu bağlamda Türkiye açısından bakıldığında blokların arasında hassas ve kırılgan zeminde her ne kadar Katar’ın yanında yer alıyor olsa dahi, soğukkanlı ve temkinli bir şekilde dengeleri muhafaza edip edemeyeceği noktası Kriz’den ve sonuçlarından avantajlı olarak çıkıp çıkmayacağını belirleyecek.
Gelişmelere ve açıklamalara bakıldığında, bloklar dengesi açısından bugünden yarına hele de ABD ve Rusya, Suriye’yi bölüşmesini tamamlamadan, çözülmesi beklenen bir konu gibi gözükmüyor. Diğer yandan bir kaç ayda nihayete ermesi beklenirken 6 yıla yayılan ve hala sürmekte olan Suriye İç Savaşı olgusundaki gibi süpriz çıkışı yaparak 2022’ Dünya Kupası’na[xiii] kadar uzun vadelere yayılması da pek öngörülmeyen hatta son bir hafta içinde ufak geri adımların atıldığı “Katar Krizi”nde enerji boyutu, mevcut meselenn çözümü için gerekli olan dinamiklerini anlamak açısında
Hazırlayan: H.Çiğdem Yorgancıoğlu http://www.cigdemyorgancioglu.org/
[i] http://www.reuters.com/article/gulf-qatar-idUSL8N1J30QE
[ii]SputnikNews https://sputniknews.com/politics/201706171054729797-turkey-food-qatar-row/
[iii]RT Russian Times -23 Jun 2017 As the crisis developed, Doha found itself increasingly isolated and dependent on aid from Turkey and now Iran. Both countries have sent food supplies to Doha, currently under a tough trade and travel blockade. https://on.rt.com/8fr3@RT_com “Saudi Arabia & allies demand Qatar close Turkish base, shut Al-Jazeera & more within 10 days 06:56 – 23 Jun 2017
[iv] https://www.rt.com/news/393663-qatar-gulf-demands-ultimatum/ Saudi Arabia & allies demand Qatar close Turkish base, shut Al Jazeera & more within 10 days Published time: 23 Jun, 2017 03:51 Edited time: 27 Jun, 2017 08:57
RT de 23 Haziran tarihli mesaj Türkiye’yi de ilgilendiren 13 maddelik şartlara ilişkin tweet mesajı şöyleydi. @RT_com “Saudi Arabia & allies demand Qatar close Turkish base, shut Al-Jazeera & more within 10 days 06:56 – 23 Jun 2017
[v] Sputniknews- “In response, Doha described the demands as “unrealistic” and “illegal” and urged for them to be revised after being given 10 days to comply. According to the Qatari foreign minister, the sanctions imposed are an attempt at tampering with the nation’s sovereignty”.
[vi] Shell Pearl Project http://www.shell.com/about-us/major-projects/pearl-gtl/pearl-gtl-an-overview.html
[vii] http://www.shell.com/about-us/major-projects/pearl-gtl.html
[ix]Çiğdem Yorgancıoğlu Uluslararası Politika Akademisi(UPA) http://politikaakademisi.org/2017/07/23/the-scope-and-vision-of-irans-petroleum-and-gas-sector-on-22nd-wpc-a-talk-with-dr-amir-hosseion-zamaninia-iran-deputy-minister-of-petroleum-for-trade-and-international-affairs/
[x]Al Jazeera http://www.aljazeera.com/news/2017/06/qatar-shut-gas-pipeline-uae-qp-ceo-170618171841461.html
[xi] Khalej Times -Saudi, allies blacklist more terrorists linked to Qatar
Wam, AFP/Abu Dhabi Filed on July 26, 2017 | Last updated on July 26, 2017 at 07.01 am
[xii]https://www.bloomberg.com/news/articles/2017-07-13/turkey-is-said-to-agree-to-pay-2-5b-for-4-russian-s-400-sams
[xiii] 2022’ Dünya Kupası’nın Katar’da yapılacağına atıf
Ref
http://www.lngworldnews.com/qatar-shell-announces-first-gas-into-pearl-gtl/
Arap Yarımadası’nın Doğusundaki Elips İnci – KATAR by Çiğdem Yorgancıoğlu https://boun.academia.edu/CigdemYorgancoglu