Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 21 Şubat 2014
Çoğu insan, eğer bir ülke büyüyorsa, o zaman daha çok enerji ihtiyacı olur, diye düşünür. Birçok yönden bu düşünce doğrudur. Eğer bir ülke yolun başındaysa tam olarak böyledir. Eğer bir ülke büyümeye başlarsa ve çok yetersiz bir elektrik şebekesi varsa, o zaman muhtemelen bu şebeke sıfırdan yapılmaya başlanır ve oldukça verimsiz ve ülkenin elitleri için elektrik sağlayan bir sistem olur.
Durum böyle olduğunda elektrik şebekeleri inşa edilmesi gerekir. İletim ve dağıtım sistemleri yapılmalıdır. Evler, iş yerleri, sanayi kuruluşları, hastaneler, okullar şebekeye bağlanmalıdır. Bir ülkede kalkınmayı sağlayan kurumların çoğu için ve insanların evleri için elektrik gerekir. Yeni kalkınmaya başlayan bir ülkede güçlü bir elektrik şebekesine büyük yatırımlar yapılması gerekir.
Her bir yeni yatırımın, bir öncekinden daha iyi olması için Türkiye’nin önünde çok fırsat var. Gaz, kömür, rüzgar, güneş, jeotermal, gelgit, dalga, denizlerde meydana gelen ısı değişiklikleri gibi küçük bir kitap olacak kadar çok; yeni, daha verimli ve temiz elektrik üretme yöntemleri mevcut. Türkiye’nin önünde çevreye daha az zarar veren teknolojileri kullanarak hem elektrik ürettiği kaynakları çeşitlendirmek, hem de daha çok elektrik üretmek için gerçekten iyi fırsatlar var. Hatta bunu daha eski teknolojilerle bile yapabilir.
Gerçekten de, elektrik üretimi için kullanılan eski teknolojilerde çok atık ortaya çıkar, mesela atık ısı ortaya çıkar. Kömür, gaz ve petrol kullanan tipik bir termik santralde enerjinin yaklaşık yüzde 65’i atık ısı olarak havaya karışır.
Türkiye bu atık ısıyı kullanarak tahılları kurutabilir, köyleri, kasabaları, şehirleri ısıtabilir, sıcak su elde edebilir ve daha başka yüzlerce şekilde sanayide, ticari işletmelerde ve konutlarda kullanabilir. Bu ısıyı kullanmak varken havaya savurmak niye?
Ayrıca bu atık ısıyla sıvı buharlaştırılarak soğutma yapılabilir. Buharlaşma sayesinde soğutma yapılabilir. Bu müthiş değildir de nedir?
Ayrıca elektrik santrallerine yapılacak ilave bazı yatırımlarla bu santrallerden temiz ve içilebilir su üretilebilir. Arap Körfezi ülkeleri elektrik üretirken, aynı zamanda tuzlu deniz suyundan içilebilir temiz su üretiyor…
Türkiye kullandığı petrolün neredeyse tamamını ithal ettiği için temiz su üretmek için petrol kullanması anlamsız olur. Aynısı doğalgaz için de söylenebilir. Türkiye’de bol miktarda kömür var, ama uzun vadede kömür de yetmeyecektir. Türkiye’nin ithal ettiği petrol ve gazı bir düşünün. Sonra bunu ithal etmek için harcanan paranın yüzde 65’inin havaya uçtuğunu düşünün. Kaçınız aldığınız maaşın yüzde 65’inin havaya savrulmasını ister? (Bundan daha fazlası elektrik şebekelerinde heba ediliyor, ama buna ayrı bir yazıda değineceğim. Aldığınız maaşın yüzde 92’sinin havaya savrulduğunu düşünürseniz, dünyadaki elektrik şebekelerinde ne kadar kayıp olduğunu bulabilirsiniz.)
Yazan: Dr. Paul Sullivan
Yazının Devamı İçin TIKLAYIN>>
Kaynak: Türkiye Gazetesi