Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 04 November 2020
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi tarafından 2’incisi gerçekleştirilen “Uluslararası Tasarruf Sempozyumu” yerli ve yabancı konuşmacıların katılımları ile online olarak düzenlendi.
Kurulduğu 2010 yılından bugüne eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini hem nitelik hem de nicelik açısından geliştiren ve tasarrufa dayalı faizsiz finansman sektörüne yaptığı çalışmalarla öncülük eden İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinin ev sahipliğini yaptığı sempozyumda “oluşan tasarrufun farklı ekonomi modelleri ile ülkemizde uygulanabilir hale getirilerek ülkemiz ekonomisine katkıda bulunması ve ekonomik büyümenin sağlanması” tüm oturumların ana konusunu oluşturdu. Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin NEBATİ “tasarrufa dayalı finansmanın önümüzdeki dönemde yalnızca İslam ülkelerinde değil, aynı zamanda ekonomik olarak gelişmiş addedilen Batı ülkelerinde de gittikçe ağırlık kazanacak bir model teşkil edeceğini ve ekonomi alanında geleceğin parlayan yıldızı olacağını belirtti”.
Ülke Ekonomisinin Büyümesinde Kilit Nokta; Tasarrufa Dayalı Finansman!
Temel amacı, finansal sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturarak Türkiye’de ve yurt dışında İslâmî finans ilkelerine uygun sürdürülebilir finansman modellerini teşvik etmenin önemini anlatmak olan sempozyumda Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin NEBATİ; tasarrufa dayalı finansman alanındaki asıl amacın ülkemizin gerek yerel gerek küresel ölçekte güçlü bir aktör olarak bu alanda söz sahibi olmasıdır. Tasarrufa Dayalı Finansman modelinin günümüzde yaşanan küresel ekonomik sorunları büyük oranda çözebilecek bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. Tasarrufa dayalı finans sisteminin, uzun vadeli yatırım araçları içerisinde, İslami kurallara uyma niyetinde olan, artan risk primleri ve kredi faizleri nedeniyle geleneksel finans sistemine katılmak istemeyen, kredi notunun düşük olması gibi sebeplerle elindeki tasarrufları değerlendiremeyen kişilerin atıl kalmış tasarruflarının ekonomiye aktarılması için önemli bir fonksiyon üstleniyor.
Nebati ayrıca, tasarrufa dayalı finans sisteminin, içinde bulunulan küresel salgının yol açtığı krizde, en ağır kaybı yaşayan mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler açısından son derece önem taşıdığını da kaydetti. Ülkemizde faaliyet gösteren, genel olarak konvansiyonel veya katılım finans sisteminden faydalanamayan veya çeşitli hassasiyetler sebebiyle faydalanmak istemeyen kişilerin tasarruf etmesine imkan sağlayan firmalar anlamlı ve faydalı bir faaliyette bulunmaktadır. Ancak, söz konusu faaliyetlerin özel bir düzenlemeye tabi olmadan gerçekleştiriliyor olması çeşitli açılardan riskler barındırmaktadır. Bu, bir taraftan firmalar açısından, bir taraftan firmalardan yararlanmak isteyen paydaşlar açısından en önemlisi de tasarrufa dayalı finansman içerisindeki kullanılan enstrümanlar açısından çok büyük önem arz ediyor.” açıklamasında bulundu.
Tasarrufun Artması Ülkeleri Refaha Götürecek En Önemli Yoldur
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Mehmet Bulut ise: “Bu yıl yine Dünya Tasarruf Günü’nde ikincisini düzenlediğimiz Uluslararası Tasarruf Sempozyumu ile önemli bir çalışmaya imza atmış bulunuyoruz. Katılımcılarımızın görüşleri ve yapılan oturumlardan çıkan genel görüşe baktığımızda tüm ekonomik ve finansal krizlerin çözümünün faizsiz finansman ile mümkün olabileceğini söyleyebiliriz. Tasarrufların artması yatırımları artırır ve bu artan yatırımlar istihdamı genişletir. Tasarrufun artması ülkeleri refaha götürecek en önemli yoldur. Ülke içi tasarruflarının artırılması ekonomik büyümeyi artıracaktır.”
Sempozyum sonunda, gerçekleşen oturumlar, katılımcıların görüşleri ve takip eden izleyicilerin yorumlarına istinaden İstanbul Zaim Üniversitesi Rektörü Mehmet Bulut yaptığı genel değerlendirmede: “Tasarruf finansında hem bireysel olarak hem de hukuksal olarak atılması gereken adımların olduğunu görmekteyiz. Tüketim toplumunun getirdiği fazla harcama eğilimini tasarruf ile daha az harcama yönünde değiştirmeliyiz. İmkânın fazla olması harcamanın fazla olması anlamına gelmemektedir. Bireysel olarak daha az tüketme ile biraz daha tasarruf artırarak topluma yaygınlaştırarak ülkeye katkıda bulunmalıyız. Bu tasarrufların artması için topluma eğitimlerin verilmesi ve ekonomi okuryazarlılığının artırılması önemlidir. Yatırımlar için hisse senetleri, yatırım fonları, bonolar ve katılım bankaları gibi düzenlenen birçok alan mevcut. Fakat düzenlenmeyen alanların olduğunu da görüyoruz. İnsanların zaruri ihtiyaçlarını (ev, araba) temin etmek için tasarruf ederek tasarruf şirketlerine başvuruyorlar.
Bu şirketler son zamanlarda fazlasıyla artış göstermiştir. Bu şirketlerin faaliyetleri bir düzen içerisinde gerçekleşmelidir. Düzenlemelerin olması durumunda birçok riskin önlenebileceğini görmekteyiz. Bu şirketlerin ve sektörün zarar görmesini engellemek adına önlemler baştan alınmalıdır. Bu alanla alakalı çok hızlı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu alanda düzenlemelerin yapılması hem bireysel hem toplumsal hem de küresel faydayı sağlayacaktır ve tasarruf açığını büyük oranda kapatacaktır. Bu konuda hem akademik kuruluşlar hem de kamu olarak her birimize birçok görev düşüyor. Bizler üzerimize düşen görevleri en erken şekilde yerine getirerek bu sistemi daha etkili ve yetkili biçimde ortaya koyarak ülkemize ve insanlığa daha faydalı olmasını sağlamalıyız.” dedi.
2 gün süren sempozyum, temelde tasarruf kavramı özelde ise tasarrufa dayalı finans modelleri, Türkiye ve dünyadaki uygulamaları ve söz konusu modellerinin İslâmî finans ilkeleri açısından tetkiki bağlamında içeriklerden oluşan dikkat çekici oturumları ve katılımcıları ile Tasarrufa Dayalı Finansman Modelinin öneminin vurgulanmasında önemli bir rol üstlendi.