Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, SOLAR ENERGY NEWS - Tarih : 09 February 2024
Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜNEŞDER) Başkanı Serdar Ekiz, 01.02.2024 tarihinde TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülüp kabul edilen Maden Yasası kapsamındaki 5346 sayılı Kanunun 6. maddesinde yapılan değişikliğe tepki gösterdi. Ekiz “10 yıllık YEKDEM desteği süresi dolan lisanssız GES’lere bedel karşılığı lisans hakkı verilerek GES’lerin satacağı elektriğin birim fiyatının, piyasa fiyatlarının çok altına çekilmesi kabul edilemez” dedi.
Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜNEŞDER) Başkanı Serdar Ekiz, Maden Yasası kapsamında 2.12.2020 tarih 31322 sayılı resmi gazetede yürürlüğe giren 5346 sayılı Kanunun 6. maddesinde, 1 Şubat 2024 tarihinde TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülüp oy çokluğuyla kabul edilen değişikliğe tepki gösterdi. Yapılan değişikliğin kabul edilemez olduğunu ifade eden Ekiz “10 yıllık YEKDEM desteği süresi dolan lisanssız GES’lere bir bedel karşılığı lisans hakkı verilerek GES’lerin satacağı elektriğin birim fiyatı, piyasa fiyatlarının çok altına çekildi. Yatırımcıyı mağdur eden bu düzenleme komisyonda maalesef kabul edildi. Kabul edilen 8. madde içerik olarak çelişkilerle dolu, gerekçe olarak savunulan tezler hatalı, manipülatif, hayatın doğal akışına, serbest piyasa ekonomisine aykırılıklar içermektedir.” dedi.
Bu düzenlemenin gerekçesi olarak sunulan argümanlar hatalı ve manipülatiftir
Toplam güneş enerjisi yatırımlarının yüzde 85’ini oluşturan lisanssız GES’lerin içinde YEKDEM destekli lisanssız GES’lerin toplam gücünün 6500 MWe, yatırımcı sayısının ise 3 binin üzerinde olduğunu ifade eden Ekiz yasanın ilk yürürlüğe girdiği 2012 yılında 1 MWp gücündeki santralin 1.5 milyon dolara mal olduğunu, finansman ve operasyon maliyeti dahil bu yatırımın 10 yılda ancak kendini amorti edebildiğine dikkat çekti. Yapılan düzenlemenin gerekçelerinin hatalı ve manipülatif olduğunu ifade eden Ekiz, doğru sanılan yanlış bilgileri şu şekilde düzeltti:
“Dolarla satanlar çok kazandı” ifadesi gerçek dışıdır
Yukarıda da ifade edildiği gibi YEKDEM desteğiyle 10 yılda ilk yatırım maliyetini ancak ödeyebilen GES yatırımları için “çok kazandılar” demek hem gerçekle uzaktan yakından alakası olmayıp, hem de iradeyi de zan altında bırakacak bir ifade içermektedir. Aynı şekilde bugün dünyada nükleerden üretilen elektriğin birim maliyeti 7 cent iken biz ülke olarak 12.35 cent ödeyeceğiz. O zaman Ruslara da aynı yaklaşımı sergilemeliyiz. Üstelik GES yatırımcısı bu ülkenin vatandaşı.
“YEKA’larda düşük fiyatlar var” argümanı da doğru değildir
Yasa için bu argümanı savunanlar en büyük çelişkiyi burada yaşıyor. Savunulan YEKA’larda 2,5 -3 cent/kwh gibi bir rakam yok. En son YEKA 4 ihalesinde ortalama fiyat 4,5 cent/kwh. Üstelik ölçek ekonomisi denilen kavram da göz ardı edilmiş. 100 mWe ile 1 mWe’nin ürettiği elektrik birim fiyatının nasıl aynı olması beklenebilir? Ayrıca lisanssız GES’lere referans olması açısından YEKA’ları örnek gösterilmesi de büyük bir çelişkidir. YEKA’larda düşük fiyat verip sonrasında hesap hatası yaptıklarını farkeden yatırımcılara Maden Yasası’nın 7. Maddesi kapsamında af geliyor.
‘’10 yıl süresinde yatırım maliyeti çıktı. Şimdi PTF fiyatından alırsak çok kar edeceksiniz’’ argümanı doğruları yansıtmıyor
GES’ler açık arazide çalışan sistemler olduğu için iklim şartlarından etkileniyor. İnverterlerin değişme zamanı geldi. 10 yıl önce sahalara monte edilen inverterlerin teknolojileri değiştiği için DC kablo ve Şalt malzemeleri de yenileniyor. Konstrüksiyonlar zamanla deforme oluyor, trafo ve elemanlarının zaman içinde değişimi gerekecek. Panel teknolojisi yeni bir teknoloji olduğu için degregasyon beklenenin üzerinde gerçekleşti. 10 yıl – 15 yıl içinde 300.000 – 400.000 dolarlık yenilenme maliyeti var. Yıllık 40.000 dolar geliri olan bir santral sahibi bunları yenileyemez.
“Yatırımcı risk alır; risk’in mükafatı kazançtır”
GES yatırımları ilk yatırım maliyetini ödedikten sonra bu santrallerde üretilen elektriğin üretim maliyetine satılması akla mantığa ve serbest piyasa ekonomisi kurallarına aykırıdır. Eğer devlet bu konuda bir yaptırım uygulayacaksa o zaman ekmek üreten fırınlar da ilk yatırım maliyeti karşılandıktan sonra indirimli ekmek satsın; evinin borcunu ödemiş ev sahibinin de amortisman hesabını yapsın devletimiz piyasadaki konut kiralarını düşürmek için rayiç bedelinin altında kiraya vermeye zorlasın. Amortismanı ödenmiş uçaklarla daha düşük ücretli uçak bileti satılsın, özel sektörün ürettiği emtia’nın amortismanına bağlı olarak piyasa fiyatı belirlensin.
Lisanssız üreticiler hiçbir katkı payı ödemeden yarışmaya girmeden doğrudan üretici olma hakkı kazandı. O zaman lisans alan üreticiden aldığımız katkı payı haksız olmuyor mu?
Başlangıçta brüt gelirin % 5.3’üne denk gelen sistem kullanım bedeli 2023 yılında toplam brüt gelirin % 27’sine çıkarıldı. 10 yıl sonunda 1 MWe’lik lisanssız GES 1 mWe’lik lisanslı GES’e göre 240.000 USD fazladan sistem kullanım bedeli ödeyecek. 2013 yılında yapılan lisans ihalesinde 1 mWe için alınan katkı payının yaklaşık 150.000 USD olması dikkate alındığında aynı şartlar altında lisanssızların 1.5 kat fazladan ödeme yaptığı kolaylıkla hesaplanmaktadır. Üstelik Lisanslı GES’lerin 49 yıl gibi bir süre üretim hakkı olması sebebiyle bu katkı payının ne kadar komik bir rakam olduğu gözden kaçmamalıdır.
Ayrıca son yapılan depolamalı GES lisans başvurularında da herhangi bir katkı payı talep edilmemiştir.
Yatırımcı güveni zedeleniyor
‘’12 yıl önce devletin kurumlarına güvenip risk alan ülkemizi güneş enerjisi endüstrisinde atılım sağlatan Lisanssız Güneş Enerji Yatırımcıları bu değişikliğe son derece tepkilidir. Yapılan düzenleme güneş enerjisi sektöründe yatırımcı güvenini zedeleyecektir’’ diyen Serdar Ekiz şöyle konuştu:
‘’2012 yılında 1 tane panel bile üretilemezken bugün 70’den fazla panel üreticimiz var. Toplam kapasite yaklaşık 25 GWp/yıl. Panel üretiminde kullanılan hücre, alüminyum, bağlantı kutusu, DC kablo, konnektör, EVA gibi bileşenler, trafo ve orta gerilim şat malzemelerinin tümü yerli üretilebiliyor. Altyapı sistemlerinde kullanılan çelik ve alüminyum yerli üreticiler tarafından dünyanın birçok noktasına gönderiliyor, yüzlerce yerli montaj şirketi ve personeli Avrupa’nın birçok ülkesinde ülke santraller kuruyor. Yine yüzlerce genç mühendis projeler çiziyor, onlarca yatırımcı İtalya, Yunanistan, Romanya, Balkan Ülkeleri ve dünyanın birçok noktasında güneş santrali yatırımları yapıyor. Peki bu başarı bir sihirli değnek dokunmasıyla mı oldu?
“Şunu unutmamak lazım: Bundan 12 sene yerleşim yerlerinden uzak dağlık taşlık bir araziye enerji nakil hattı yapacaksınız, trafo kuracaksınız, çelik profillerin üzerine alüminyum çerçeveli içinde lacivert-mor renk karışımı yarı iletken malzeme olan binlerce camı birleştirip 25 yıl bu camdan elektrik üreteceksiniz dediklerinde bunu yapmaya göze alıp bir de varınızı yoğunuzu ipotek vereceksiniz ; üstüne üstlük bu konuda bankaları da ikna edeceksiniz, 1 milyon dolar yatırıp yılda 40.000 dolar kazanacaksınız ( operasyon, finansman ve sistem kullanım bedeli ödendikten sonra) sonra da çok kazandılar diyeceksiniz. Çok kazandılar diyenlerin bulundukları pozisyondan istifa edip sektörde yatırımcı olması en büyük dileğimiz.”