Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, HES & HİDROELEKTRİK SANTRALİ - Tarih : 12 Ekim 2014
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olduğunu anımsatarak, “Neden bu HES’lere karşı çıkıyorlar? HES’ler suyu tüketmiyor, temiz, yenilenebilir enerji. Dünyada teşvik ediliyor. Bundan 30 yıl önce bunların bitmesi lazımdı. Japonya, Amerika bunların potansiyelini 30 yıl önce kullanmış. Dışarıya bağımlı değil, elektriğin sigortası. Buna rağmen bazı yayın organlarında tepki var. Çünkü enerjide pasta büyük, biz HES’leri devreye soktukça fiyat belli yerde sabit kalıyor, dışarıdan doğalgaz ithalatı azalıyor dolayısıyla buna karşı çıkmaları gayet normal” dedi.
Bakan Eroğlu, Atatürk Kongre Merkezi’nde düzenlenen Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) 2014-2015 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, eski bir üniversite hocası olarak AKÜ’nün akademik yılı açılış törenine katılmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin kalkınmasında üniversitelerin çok önemli bir rolünün olduğunu ifade eden Eroğlu, “Muasır medeniyet hedefi, aziz Atatürk’ün bize verdiği çok önemli bir hedeftir. Bunu gerçekleştirmek üniversitelerimizin sayesinde olacaktır. Gençlerimiz var burada, onları çok iyi hazırlamamız, lazım onlar bize emanet. Aileler, çok büyük fedakarlık yaparak onları bize emanet ediyorlar. Eğitimli gençler, ülkemizin geleceğinin teminatıdır” diye konuştu.
Hükümetin eğitime çok büyük önem verdiğini belirten Eroğlu, eğitime, bütçeden önemli payın ayrıldığını kaydetti.
AKÜ’ye yapılan yatırımlar hakkında da bilgi veren Eroğlu, Rektör Prof. Dr. Mustafa Solak’a katkılarından ve çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Rektör Solak’ın, AKÜ’nün işlerini yakından takip ettiğini anlatan Eroğlu, kendisinin de AKÜ’ye her türlü desteği verdiğini ifade etti.
Eroğlu, konuşmasının bir bölümünde de “Su ve Suyun Yönetimi Nasıl Olmalı” konulu ilk dersi verdi.
“Hastalıkların yüzde 90′ı sudan geçiyor”
Dünyadaki insanların suya erişimi konusundaki sıkıntılarına da dikkati çeken Eroğlu, şöyle konuştu:
“Şu anda dünyada 2 milyara yakın insana yeterli miktarda uygun şartlarda içme suyuna erişemiyor. Susuzluk çekiyor. 400 milyon çocuk da içecek temiz su bulamıyor, dünyada her yıl 25 bin kişi sağlıksız su sebebiyle hastalanıyor. DSÖ’nün raporunu okumuştum, hastalıkların yüzde 90′ı sudan geçiyor. Neticede su çok önemli.”
Türkiye’nin su durumuna değinen Eroğlu, Türkiye’de yağışların yıllara göre değiştiğini dile getirerek, uzun yıllar ortalaması ele alındığında Türkiye’de bir yılda metrekareye ortalama 642 kilogram yağış düştüğünü bildirdi.
Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını, yarı kurak iklim bölgesinde yer aldığını anlatan Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Su akıllıca yönetilmezse, gereken alt yapı çalışmaları tesisler yapılmazsa ne insanlara, ne tarıma ne de hayvanlara su vermemiz mümkün değil. Biz, suyu çok akıllıca yönetiyoruz. Türkiye’de mevsimlere göre yağışlar çok değil büyük değişim gösteriyor. Bölgelere göre de değişiklik gösteriyor. Rize’de 2 bin 500 milimetre yağış düşerken Karaman’da, Karapınar’da 250 milimetre düşüyor. Su ihtiyacının en çok olduğu yaz aylarında yeteri kadar yağış olmuyor. Mayıstan itibaren eylüle kadar geçen süre en çok suya ihtiyaç duyduğumuz aylardır. Bu aylarda yeteri kadar yağış yoktur, hatta nehirlerin çoğu da kurur. Suyun en büyük kısmını yüzde 70-75′ni sulamada kullanıyoruz. O zaman sulamada çok akıllıca kapalı sistem damlama yağmurlama yapıldı. En büyük tasarrufu buradan yapacağız.”
“Su kaynaklarını iyi değerlendirmek için çok sayıda tesis açtık”
“Suyumuzu çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor” diyen Eroğlu, “2011 yılında suyla alakalı bir değişiklik yaptık, DSİ’nin yanına bir de Su Yönetimi Genel Müdürlüğü kurduk. Artık biz suyu bir nokta olarak görmüyoruz, bir nehir havzasının tamamını planlamak için bu birimi kurduk. Arkasından bir de bütün dünyada gelişmelerin takibi su politikalarının yeteri kadar izlenmesi açısından Türkiye Su Enstitüsü’nü kurduk. Bu enstitüde pek çok ülkeden gelen kişiler de eğitiliyor” diye konuştu.
Su kaynaklarını iyi değerlendirmek için çok sayıda tesis açmak durumunda kalındığını belirten Eroğlu, Türkiye’de baraj ve göletlerin keyif için değil, coğrafyanın verdiği zaruretten kaynaklandığını yapılan tesislerle de su problemi bulunan 76 şehre su götürdüklerini anlattı.
“Neden bu HES’lere karşı çıkıyorlar?”
Hidroelektrik enerji konusuna da değinen Eroğlu, konuştu:
“Türkiye, enerjide dışa bağımlı. Yüzde 70 civarında enerjimizi, dışarıdan ithal ediyoruz. Ama geçmişte akarsularımızın su gücünden zamanında faydalanamamışız, yabancılar da ‘Su akar siz bakarsınız’ diye bizimle dalga geçmiş. Biz şimdi bununla alakalı harekete geçtik. Neden bu HES’lere karşı çıkıyorlar? HES’ler suyu tüketmiyor, temiz, yenilenebilir enerji. Dünyada teşvik ediliyor. Bundan 30 yıl önce bunların bitmesi lazımdı. Japonya, Amerika bunların potansiyelini 30 yıl önce kullanmış. Dışarıya bağımlı değil, elektriğin sigortası. Buna rağmen bazı yayın organlarında tepki var. Çünkü enerjide pasta büyük, biz HES’leri devreye soktukça fiyat belli yerde sabit kalıyor, dışarıdan doğalgaz ithalatı azalıyor dolayısıyla buna karşı çıkmaları gayet normal. Yok, çevreyi kirletiyormuş… Ne kirletmesi, ormanlık alanlardan en az HES’lere yer veriyoruz. Bir tane ağaç kesilmişse 5 tane ağaç diktiriyoruz. Her yıl 11 milyar dolar dışarıya doğalgaz parası ödeyecektik. Onu yatırıma ayırdık, cebimizde kaldı, DSİ’nin bütçesi, kendi kazandığını kendisi her yıl harcıyor.”
Bakan Eroğlu’nun konuşmasının ardından Ahmet Necdet Sezer Yerleşkesi’ndeki kütüphane, saat kulesi ve “AKÜ’yü çok seviyorum” adlı meydan çalışmasının açılışı yapıldı.
Eroğlu, üniversite tarafından üretilen ve “Akülü araba” adı verilen elektrikli otomobili bir süre kullandı.
Kaynak: Energy World