Kategori : DOĞALGAZ ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ - Tarih : 20 Aralık 2016
KPMG tarafından her ay düzenli olarak hazırlanan petrol ve gaz piyasaları analizi yayımlandı. KPMG Enerji Sektör Lideri Onur Okutur, geçtiğimiz ay sonunda gerçekleşen OPEC toplantısında alınan üretim kısma kararıyla moral bulan petrol piyasalarının, ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın göreve başlayacağı 20 Ocak 2017’ye odaklandığına dikkat çekti. Analize göre Trump’ın iki önemli anlaşmadan çekilip çekilmeyeceği petrolün kaderini belirleyecek.
KPMG Enerji Sektör Lideri Onur Okutur, Donald Trump’ın ABD Başkanlığı’na seçilmesinin dünya petrol piyasalarını da etkilediğini belirterek; “30 Kasım 2016’da Viyana’da toplanan OPEC, üretim kısma kararıyla biraz moral buldu. Toplantıya katılan üretici ülkeler petrol piyasalarına denge getirmek için günlük üretimi 32.5 – 33 milyon varil seviyelerine indirmeye karar verdi. Üretim kesintisi aslında OPEC’in uzun süredir gündemindeydi. Söylemlerin bu kez eyleme dönüştürülmesi, petrol fiyatlarını tekrar 50 dolar seviyesine yükselterek, OPEC’in petrol fiyat hedefi olarak telaffuz ettiği 55-60 dolar bandına tekrar yaklaştırdı” ifadelerine yer verdi.
Pasifik kıyılarında Çin hakimiyet kurulabilir
Okutur şöyle devam etti: “Petrolün kaderi Trump’ın seçim çalışmaları sırasında çekileceğini açıkladığı Paris İklim Değişikliği Anlaşması ve Trans-Pasifik Ortaklığı’nın devam edip etmeyeceğine bağlı. Trump başkan seçildiği gün, ABD’nin 12 Pasifik kıyıdaşı ülkeyle imzaladığı ticaret anlaşması olan Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan çekileceğini söyledi ve ABD Hazine Bakanı’na Çin’i, döviz kuru manipülatörü olarak tanımlama talimatı verdi. ABD’nin Trump’ın yapacağı ticaret reformlarıyla elde edeceği ekonomik kazançlar, Pasifik kıyıdaşı ülkelerin ticaret alternatiflerinin azalması sonucu Çin’in bölgede daha da güçlenmesiyle silinebilir. Asya pazarlarının, Trump’ın başkanlığının olası etkilerini değerlendirmek ve fiyatlamak için Trump’ın resmen göreve başlayacağı 20 Ocak 2017 tarihine kadar zamanları var.”
Paris İklim Anlaşması rafa kalkabilecektir
Petrol piyasalarını etkileyebilecek diğer önemli gelişmenin ise Trump yönetiminin iklim değişikliği politikası olacağını belirten Okutur, “Son birkaç yıldır önemli bir ivme kazanan iklim değişikliği politikaları, ABD Başkanı Obama’nın da katkılarıyla Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın imzalanmasına kadar uzanmıştı. Trump ise ABD’yi Paris Anlaşması’ndan çekmeyi ve buna bağlı olarak ABD’nin anlaşmanın getirdiği yurt içi hedeflerinden vazgeçip belirlenen hedeflere ulaşmak için yürürlüğe konan yönetmelikleri yürürlükten kaldırmayı düşünebilir” yorumuna yer verdi.
İklim engeli kalkınca ne olacak?
KPMG analizine göre ABD yurt içi petrol ve gaz sektörünü, arama ve üretim yönetmeliklerini hafifletecek ve boru hattı onaylarını kolaylaştıracak ‘daha sektör dostu’ bir yönetim bekliyor. Bu tespiti değerlendiren Okutur, “İyileştirilen mevzuat ortamı, yeni alanlarda arama yapmaya izin verilmesi gibi ABD’nin rekabet gücünü artırabilir ve bu sektöre yeni yatırımlar çekebilir. Obama’nın iklim değişikliği ajandasının odak noktası Temiz Enerji Planı’ydı. Bu nedenle Temiz Enerji Planı, Trump’ın Obama’nın iklim değişikliği mirasını yok etme çabalarının da başlıca hedefi olabilir. Plan henüz uygulamaya konmamış olsa da yürürlüğe gireceği 2022 yılında enerji üretim kaynakları arasından kömürü olabildiğince çıkarıp yerine gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarını koymayı hedefliyor. Ancak Trump yönetiminin beklenen politikalarına rağmen, gaz talebi düşük fiyatlardan, yenilenebilir enerji kaynakları ise vergi indirimleri ve eyalet politikalarından faydalanmaya devam edecek gibi görünüyor” dedi.