Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 03 Nisan 2017
İzmir İdare Mahkemesi, “Çeşme Yarımadası” olarak belirtilen (Çeşme, Urla, Karaburun, Seferihisar) bölgede RES kurulmaması ve kümülatif etkisi değerlendirmesi yapılması gerektiği iddiası ile İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne açılan davayı, “RES projelerinde kümülatif etki değerlendirmesi yapma zorunluluğunun olmadığı, mevzuatta böyle bir hükmün yer almadığını” belirterek reddetti.
Çevreci Enerji Derneği (ÇED) Başka
nı Tolga Şallı tarafından konuyla ilgili bir açıklama yapıldı. Rüzgar enerjisi yatırımlarıyla ilgili verilen idari kararların iptaline yönelik bilimsel temelden uzak davalar açıldığını belirten Şallı, “Bu davalar; ÇED gerekli değildir kararının, ÇED olumlu kararının, EPDK Kurul kararlarının, üretim lisansının, imar planlarının iptaline yönelik açılmaktadır. Derneğimiz birçok davada idarenin yanında müdahil olarak yer alıp yargılamalara bir nebze ışık tutmaya çalışmaktadır.” ifadelerine yer verdi.
“YENİLENEBİLİR ENERJİNİN HER ZAMAN YANINDA YER ALMALIYIZ”
Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyeli bakımından zengin sayılabilecek bir konuma sahip olduğunu ve toplam da 131 bin MW potansiyelinin olduğunu anlatan Şallı, “Ancak bu kadar gücümüz varken, ülkemizin rüzgar enerjisi kurulu gücü sadece 6150 MW seviyesindedir. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesi gerek ülkemizin enerji bağımsızlığı, gerekse dünyamızın iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli unsurdur. 2005 – 2015 yılları ortalamasına göre her yıl elektrik üretmek için ithal ettiğimiz hammaddelere yaklaşık olarak 46 milyar dolar harcamaktayız. Doğayı, ülkemizi ve dünyamızı savunmanın bir yöntemi ise kesinlikle yenilenebilir enerjinin yanında yer almaktır” dedi.
Kaynak: Medya Ege
