Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 31 Temmuz 2020
Türkiye’nin 2020-2030 döneminde elektrik üretim kapasite planlamasının 5 farklı senaryoya göre incelendiği rapora göre, enerji arz güvenliği ve uygun fiyatlı arz tedariğini sağlarken fosil yakıtlı kaynakların olumsuz çevresel ve ekonomik etkilerini sınırlandırmayı hedefleyen Türkiye’nin, enerji dönüşümünü planlaması gerekiyor.
Bu çerçevede Türkiye’nin 2023 hedef ve stratejilerini temel alan, kısa ve uzun vadeli, entegre bir enerji ve iklim değişikliği stratejisine ihtiyaç duyulmaktadır.
Raporda yer alan tüm senaryolar için rüzgar ve güneş enerjisi en az maliyetli kaynaklar olarak öne çıkıyor. Düzenleyici politikalarla verilen desteklerin bu kaynakların gelişimini hızlandırması beklenirken, rüzgar ve güneş enerjisinin toplam elektrik üretimindeki payının 2030’da % 30‘a çıkacağı öngörülüyor.
Dengeli Politikalar Senaryosu‘na göre, Türkiye’nin yıllık elektrik talebinin % 3,9 büyüyeceği ve 2030 sonunda toplam kurulu gücün 139 bin megavat seviyesine ulaşacağı hesaplanıyor. Bu kapasitenin yaklaşık 63 bin megavatının ise rüzgar ve güneş enerjisi kaynaklarından sağlanacağı tahmin ediliyor.
Yenilenebilir ve temiz enerjinin toplam elektrik üretimindeki payının ise bu dönemde % 52‘ye yükselmesi bekleniyor. Böylece, Türkiye’de ithal kaynaklara bağımlılığın azaltılması ve elektrik üretim kaynaklı sera gazı emisyonlarının düşmesi planlanıyor.
“Enerji verimliliği yenilenebilir enerjiyle desteklenmeli”
Diğer yandan, daha fazla yenilenebilir enerjinin entegrasyonu için sisteme esneklik sağlayan depolama teknolojilerinin de piyasa mekanizmalarıyla desteklenmesi tavsiye ediliyor.
Rapora göre, çok yönlü avantajları olan ve maliyet açısından etkin sonuç sağlayan enerji verimliliğinin artırılmasının yakın dönemde zaruri olacağı öngörülürken, hedeflere ulaşılması için enerji verimliliğinin yenilenebilir enerji ve çevreci politikalarla desteklenmesi gerekiyor.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın, raporun sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye’nin uzun dönemli bir enerji sistemi planlamasına katkıda bulunmak istediklerini belirterek, “Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıllık enerji dönüşümü süreci bugün verilecek politika kararlarıyla şekillenecek. Günümüzdeki elektrik arz fazlası ve yeni tip koronavirüs salgınının neden olduğu kısa vadeli iktisadi durgunluğa rağmen orta vadede ekonominin büyüme trendini devam ettirmesi bekleniyor.” dedi.