Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 09 Haziran 2022
SKD Türkiye, ‘’Duyarlı şirketler duyarlı çalışanlar ile mümkün’’ mottosundan yola çıkarak, şirketlerin gönüllü çevre yönetim sistemi kurması amacıyla DUYARLI OL! (do!) Projesi’ni 2015 yılında hayata geçirirken şirketlerde çalışma alanlarında farkındalık yaratarak kaynak tasarrufu sağlamayı amaçlayan bu proje, çalışanların çevresel ayak izini azaltarak kurumların net sıfır karbon hedeflerine de katkı sağlıyor.
Proje, çağın dijital dönüşümüne uygun formata getirmek amacıyla, P&G sponsorluğunda dijital platforma taşındı. Dijital platformun lansmanı 08 Haziran 2022 tarihinde düzenlenirken proje şirketlere; Yönetişim, Sürdürülebilir Satın Alma, Enerji Yönetimi, Su Yönetimi ve Atık Yönetimi’nden oluşan 5 ana başlıkta entegre çevre yönetim sistemini hayata geçirmeleri konularında rehberlik edecek ve yol gösterecek.
SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, “Sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını şirketlerin kurum kültürüne ve çalışanların gündelik yaşamlarına taşımalarını ve bu alışkanlıkları yaygınlaştırmayı hedefleyen Do! Projesi, SKD Türkiye üyeleri ile sürdürülebilir kalkınma konusunda çözümün bir parçası olmayı amaçlayan tüm kurumların katılımına açık. Do!, aynı zamanda, yaratacağı çalışan farkındalığı ile kurum içinde herkesin kaynak tasarrufu yapmasını sağlayan bir iç iletişim projesi. Derneğimizin devam eden en eski projesi olma özelliğini de taşıyan do!, bugün sıfır atık kavramına uygun olarak geliştirilmiş dijital bir araç haline geldi. Ayrıca do! ile çalışanlar bireysel ayak izlerini azaltarak kurumların net sıfır karbon hedeflerine de katkıda bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
Sözlerine devam eden Ebru Dildar Edin; “SKD Türkiye’nin bugün 25 farklı sektörde, her biri sektörlerinde lider 99 üye şirketi bulunuyor. Üyelerimiz 800 bin kişiye istihdam sağlıyor. Üyelerimizin do! projesinde yer alması, çalışanların iş yerlerinde elde ettikleri alışkanlıkları günlük yaşamlarına ve evlerine taşıdığında 3 milyonun üzerinde insana dokunacak bir etkiye ulaşabiliriz” dedi.
8 Haziran Dünya Okyanus Günü’ne de değinen Ebru Dildar Edin; “Dünya Okyanus Günü’nde bu lansmanı yapmamızın bir nedeni var. Çünkü gelecek nesillere yaşanabilir bir gezegen bırakmanın yolu okyanusları ve denizlerimizi korumaktan geçiyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Breaking the Plastic Wave raporuna göre, döngüsel ekonomi stratejilerine dayanan sistem değişikliği senaryosu 2040 yılına kadar denizlere ve okyanuslara sızan yıllık plastik atık hacmini %80’in üzerinde azaltma, sera gazı emisyonlarını ise %25 düşürme potansiyeline sahip” ifadelerini kullandı.
Lansman toplantısına konuk konuşmacı olarak katılan Beslenme Uzmanı ve Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak, “Duyarlı Ol (do!) projesine katılımın çok olmasını diliyorum. Böylelikle bir kişiden ne olur demeden 1.000.000 kişi bunu derse çok şey olacağına eminim” dedi. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile birlikte çalıştığını belirten Dilara Koçak, sözlerine şöyle devam etti:
“Hava hasta, toprak hasta, su hasta iken bizim sağlıklı olmamız mümkün değil. Artık gezegeni beslemek, geleceği beslemek hepimizin sorumluluğundan öte bir zorunluluk. Sürekli artan bir dünya nüfusu var ve kaynaklarımız yetmiyor. Fiyatların yükselmesi ve sera gazı etkisiyle oluşan iklim değişiklikleri bizi daha da zora sokuyor. Bir tarafta şirketlerin kâr odaklı bakış açısı, bir tarafta toplumsal çıkarlarımız var. do! uygulaması bu anlamda güzel bir örnek. Herkes üstüne düşen sorumluluğu alacak diye düşünüyorum.”
Gıda konusunu fazlasıyla önemsediğini vurgulayan Dilara Koçak, şunları söyledi:
“Gıdamız tükenirse, açlık olursa açlığın olduğu yerde barış da olmaz, eğitim de olmaz. Gıda üretilirken eğer çevreyi düşünmeden aşırı kimyasal ve pestisit kullanılıyorsa, doğa acımasızca sömürülüyorsa, artan nüfus için daha fazla verim elde etmek üzere yapılanlarla bizim gıdamız sürdürülemez hale geliyor. Bize iyi gelmeyen, gezegene de iyi gelmiyor. Bize iyi gelen gezegene de iyi geliyor.
Bugün Dünya Okyanus Günü. Aldığımız her 2 nefesten birini okyanuslara borçluyuz.
Ancak aldığımız her bir petrol türevi içeren kıyafet, içinde sentetik veya polyester olan bir kıyafet her yıkama sonrasında okyanuslara mikroplastik göndermeye, temiz su kaynaklarımızı kirletmeye devam ediyor. Artık duyarlı olup tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Artık satın alınan ürünlerin etiketini okumak da bu duyarlılığın göstergesi”
Projenin sponsoru P&G Türkiye Kafkasya Kurumsal İletişim Başkanı Ayça Turgay ise konuşmasında, “P&G olarak, 2015 yılından bu yana desteklediğimiz, geniş bir çerçevede sürdürülebilirliği ve entegre çevre yönetimini ele alan DUYARLI OL! (do!) Projesi’nin, pandemiden beri uzaktan çalışma pratikleri ve dijitalleşmenin hayatımızda daha fazla yer aldığı gerçeğinden yola çıkarak, SKD Türkiye ekibiyle beraber projenin dijital bir araç olarak yeniden ele alınması gerektiğine karar verdik. Projenin dijital olarak hayata geçtiği bu yeni dönemde katılımcı şirketlerin artarak çoğalmasını diliyoruz” ifadelerini kullandı.