Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 24 Şubat 2015
Geçtiğimiz hafta düzenlenen Tesla konferansında Elon Musk, önümüzdeki birkaç ay içinde evlerdeki elektrik tüketimine yönelik sabit bataryalar üretileceğini söyledi.
Musk’ın hedefleriyle birebir örtüşen bu girişimin nedenini anlamak için öncelikle SolarCity’e bakmak gerekir. Elon Musk Başkanlığındaki SolarCity, Musk’ın kuzeni Lyndon Rive tarafından yönetiliyor. SolarCity, evlerin çatılarına kurduğu güneş panellerini, kullanıcılara normalde ödedikleri elektrik faturalarından daha düşük bir fiyata kiralıyor ve kullanıcılar fazla elektriği elektrik idarelerine satabiliyor. Bunun çok başarılı bir işletme modeli olduğu kanıtlandı; 2006’da kurulan şirketin şu an 168 bin müşterisi var ve şirket, hızla yükselen solar kiralama piyasasının yüzde 39’unu kontrol ediyor.
SolarCity modeline benzer finans sistemleri, devlet teşvikleri ve fotovoltaik fiyatlarındaki hızlı düşüşle -henüz ülkemizde olmasa da- güneş enerjisi sistemleri hızla büyüyor. Ancak bu büyüme, solar enerjinin bazı problemlerini de ortaya çıkarıyor: 1. Güneş, enerjiye ihtiyacınız olduğunda parlamaya başlamıyor. 2. Enerji ihtiyacınız olmadığında parlamayı kesmiyor. İlki, örneğin, hava bulutlu veya karanlık olduğunda şebekeden yararlanmak isteyen kullanıcı için bir sorun teşkil ederken ikincisi ise artan enerjiyi yönlendirmesi gereken şebekeler için sorun oluyor. Güneş enerjisinin pek çok avantajının yanı sıra şu anki teknolojiyle şebeke dengesini sağlamada zorlandığını görüyoruz.
Bu durum, ABD’nin yenilenebilir enerji konusunda en girişken eyaleti Kaliforniya’da 2020 yılına kadar 1.3 GW depolama hedefinin konulmasının nedenlerinden de biri. Güneş ve rüzgâr gibi dalgalı enerji kaynakları diğer eyaletlerde de benimsendikçe enerji depolama sistemlerine ihtiyacın artacak olması, Tesla aküleri için hazır bir pazar yaratıyor.
The Verge, bunun en başından beri Gigafactory planlarının bir parçası olduğunu belirtiyor. Geçtiğimiz sonbaharda New York’ta düzenlenen bir etkinlikte Musk ve Rive, SolarCity’nin devasa bir PV-panel fabrikası kurma planlarını duyurmuş ve her SolarCity biriminin 5 – 10 yıl içinde depolama sistemiyle birlikte geleceğini ve böylece doğalgazdan daha düşük maliyette enerji tedariki sağlanacağını söylemişti. Bu fabrika faaliyete geçtiğinde doğal olarak enerji depolamasına yönelik güçlü talep, üretimi artıracak. Aküleri arabalardan daha fazla sevebileceğini belirten Tesla CTO’su JB Straubel, sabit akü piyasasının otomobil piyasasından daha hızlı yükselebileceğini ve Gigafactory üretiminin yüzde 30’unun buna ayrılacağını belirtiyor.
SolarCity, AVM’ler gibi büyük ticari binalarda Tesla bataryalarının kurulumuna başladı. GTM Research araştırmacılarından Ravi Manghani, enerji ihtiyacı olmadığında depolanan solar enerjiyi tüketimin en yüksek olduğu zamanlarda kullanan bu binalarda enerji faturalarının yüzde 30 oranında düştüğünü belirtiyor.
SolarCity aynı zamanda Kaliforniya’daki 500 evde 10 kWs’lik akü gruplarıyla bir pilot proje uyguluyor. Bu aküler, elektrik kesintilerinde 2 günlük elektrik sağlayabilecek elektriği depolayabiliyor.
Fiyatları hızla düşen güneş panellerinin güçlü akülerle birleşmesi elektrik idareleri için çok harika bir haber değil tabii ki. Üyelerini elektrik şirketlerinin oluşturduğu Edison Elektrik Enstitüsü 2013 yılında olumsuz değerlendirdikleri bu gidişata karşı uyarmıştı. “Depolama teknolojisi veya mikro türbinler müşterilerimizin elektrik şebekesinden bağımsız olmasını sağlayabilir,” ifadesinin geçtiği raporda yaklaşmakta olan bu geçiş sürecinin hızı, sabit hatlardan mobil telefonlara geçişe benzetilmişti. Yani, elektrik tekelleri yakın zamanda kendi müşterileriyle rakip olabilir.
SolarCity burada da devreye giriyor. Geçtiğimiz Nisan ayında SolarCity CTO’su Peter Rive, şirketin kullanıcıları şebekeden kitlesel ayrılmaya teşvik etmekle ilgilenmediğini yazılı olarak açıklamıştı. “Şebekedeki bataryalar optimize edildiğinde solar enerji, en fazla ihtiyaç duyulan yere en fazla ihtiyaç duyulduğu zamanda yönlendirilebilir ve bu elektrik şirketleri ile vergi mükelleflerinin elektrik giderlerini düşürür,” diyen Rive, elektrik şirketlerini kendisiyle irtibat kurmaya çağırmıştı.
Manghani, bu durumun elektrik idarelerinin sonunu getireceğine inanmasa da bugünün merkezileşmiş sağlayıcılarında radikal bir değişime yol açacağını belirtiyor. Bu tür bir sistem, elektrik yükünde denge sağlamak ve elektrik tüketimi zirveye ulaştığında depolanmış enerjiyi vermek için fazla sayıda akü gerektireceğinden GTM, bugün 48 milyon dolar değerindeki pazarın da 2018 yılında 2 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor.
Batarya girişimi, aynı zamanda Musk’ın Tesla araçları için de önemli bir gelişme. Manghani Tesla’ya işaret ederek çok yerinde bir açıklama yapıyor: “Onlar yalnızca araba üreticisi değil, elektrik şebekesinin de bir parçası. En azından enerji endüstrisi oyuncuları Tesla’nın bir batarya üreticisi de olduğunun oldukça farkında.”
Kaynak: bilgi çağı