Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, GREEN TECHNOLOGY AND INFORMATION NEWS - Tarih : 26 June 2014
Ürettiği elektrik ve benzin karışımı hibrid otomobiller uzun yıllardır yollarda bulunan Toyota, bu kez de hidrojen yakıt hücreli modelleriyle benzer bir atağa kalkmaya hazırlanıyor. Çevreci otomobil kavramını doğrudan elektrikli otomobille eşleştirmek, günümüzün teknoloji yoğunluğunda pek mümkün değil. Benzerlerinden daha az yakıt tüketenler, karbondioksit emisyonu düşürücü önlemlere sahip olanlar, hem elektrik hem de benzin veya dizel motora sahip hibrid sınıfındakiler, tamamen elektrikliler…
Liste uzun, son birkaç yıldır prototip olarak gördüğümüz bu çevreci teknolojilerden biri olan hidrojenle doldurulmuş yakıt hücreleri, Toyota’ya göre geleceğin en popüler otomobil yakıt tercihi olacak. 10 yıl kadar önce Prius modeliyle hibrid dünyanın kapılarını açan Toyota, 2015′ten itibaren FCV adını verdiği hidrojen yakıt hücreli ilk seri üretim aracının satışına başlayacak.
Bu teknoloji aslında Toyota ve bir diğer büyük Japon üretici olan Honda’nın çok da yabancısı olduğu bir sistem değil. Evlerde yaklaşık 20 yıldır benzer bir sistemi kullanan Toyota, 2002′de kiralama yöntemiyle FCHV adını modeli sınırlı sayıda sunmuştu. Aracın o zamanlar çok fazla tutulmamasının nedeniyse hem hidrojen yakıt hücresi teknolojisinin geliştirilmeye ihtiyaç duyması hem de o yıllarda çevreci model olarak hibrid Prius’un ön planda olmasıydı. Honda da FCX adını verdiği bir prototipi dünyadaki otomobil fuarlarında gezdirmiş, hatta İstanbul’daki Auto Show’da da sergilemişti. Yine aynı hidrojen desteğini kullanmayı tercih eden Hyundai ise İzlanda hükümetiyle yaptığı anlaşmayla ix35 modelinin yakıt hücreli modellerini kullanıma açmıştı.
Hidrojen elektrikten daha mı avantajlı?
Toyota’nın hidrojen tercihini destekleyecek pek çok madde var. Bunların ilki, günümüz tam elektrikli otomobillerin henüz aşmayı başaramadığı menzil sorunu. Satışta olan elektrikli otomobiller 150 km civarında bir menzil sunabilirken, en yüksek değere sahip olanlar bile ancak 400 kilometre kadar yol alabiliyor. Toyota’nın satışa sunacağı modeli için vaat ettiği menzil ise 700 kilometreyi buluyor.
İkinci avantaj ise şarj/dolum sürelerinde kendini gösteriyor. Bir benzinciye gidip, dakikalar içinde deposunu dolduran günümüz şoförleri, elektrikli otomobillerin hızlı şarjla bile 30 dakikanın altına pek inemeyen sürelerinden haliyle hoşnut değil. Şarjın, standart bir prizle 6-8 saati bulması ise bu teknolojinin ciddi bir handikapı. Toyota, burada yeniden dolum için 3 dakikanın yeterli olduğunu ifade ediyor.
Son olarak, bu araçların egzoslarından yalnızca “su buharı” çıktığının altını çizelim.
Türkiye’ye gelir mi?
Toyota’nın Nisan 2015′te ilk olarak Japonya’da satışa sunacağı araç, yaz aylarında ABD ve Avrupa ülkelerinde de yollarla buluşacak. Japonya için açıklanan 7 milyon yen, 70 bin dolar ya da 40 bin Euro anlamına geliyor. Japon hükümetinin, daha çevre dostu bir ulaşım için bu tip araçlara, araç başına yaklaşık 2 milyon yen destek olduğunu da belirtelim.
Aracın Türkiye’de satışa sunulup sunulmayacağına dair henüz net bir bilgi yok. Ancak ülkemizde vergilendirme sisteminin emisyon oranlarına göre değil, eski usül silindir hacmine göre yapıldığını düşündüğümüzde satış fiyatının çok düşük olmayacağını, hatta Prius’tan daha yüksek olacağını öngörebiliriz.
Kaynak: Bilgi Çağı