Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 23 Eylül 2015
Deloitte’un ‘2015 Küresel Elektrik Enerjisi Sektörünün Geleceği’ raporuna göre elektrik enerjisi sektöründe talep giderek artıyor, regülasyonlar sıkılaşıyor ve sektör oyuncuları eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşılaşıyor. Elektrik üreticilerinin ise maliyetleri azaltmaya, akıllı şebekelere geçmeye, iş modellerini gözden geçirmeye, müşteriye ve yeni yeteneklerin yönetimine odaklanmaya ihtiyacı var.
Deloitte’un ‘2015 Küresel Elektrik Enerjisi Sektörünün Geleceği’ raporu Küresel elektrik enerjisi üretim sektörünü değerlendiriyor ve bu sektörün aktörlerine kilit noktaları ve geleceğe ilişkin trendleri aktarıyor. Rapora göre hangi ortamda olursa olsun, elektrik enerjisi alanında faaliyet gösteren kurumlar fiyat indirimleri, hizmet kalitesinin artırılması, yeni ürün ve hizmetler için gelen talep, çevrenin korunmasına daha yüksek önem verilmesi, geleneksel iş yapış biçimini değiştiren teknolojik gelişmeler gibi etkenlerle değişen ortama ayak uydurabilmek için yönetim modelini değiştirmeli.
Elektrik enerjisi sektöründe yer alan kurumlar için önümüzdeki dönem trendleri raporda şu şekilde sıralanmakta:
· Üretim portföyü optimizasyonu: Fiyatlarda görülen dalgalanma ve sürekli değişen çevresel etkenler sebebiyle kurumların, bu gibi değişkenlerden etkilenmeyi minimuma indirmek için daha ‘esnek’ stratejiler geliştirmesi faydalı olabilir.
· Akıllı şebekelerden avantaj elde etmek: Akıllı şebekelerde, bilgi teknolojilerinin etkin kullanımı gerçek zamanlı altyapı yönetimini destekliyor; güvenirliğini, ulaşılabilirliğini ve etkinliğini artırıyor.
· Yenilenebilir enerjiye dayalı dağıtık üretimi desteklemek: Özellikle akıllı şebekeler ve yenilenebilir teknolojilerin geliştirilmesi ve daha düşük maliyetler ile yenilenebilir enerji kapasitesinin kurulabilmesi, dağıtık üretimin daha uygun fiyatlı olmasının yolunu açıyor.
· Müşteri bağlılığının dönüşümü: Müşteri beklentilerinin artması, tüketicilerin online dünyada varlıklarını artırması ve dağıtık üretimin ivme kazanması, enerji sektörünün müşteri odaklı olmayan yapısını değişmeye itiyor. Enerji sağlayıcı kurumların, müşterinin değişen ihtiyaçlarını anlayan çözümler geliştirmesi gerekiyor.
· Verimliliği artırma ve maliyeti azaltmak: Elektrik fiyatı, bir ülkenin rekabetçi avantajını ve vatandaşın refahını belirleyen temel etkenler arasında yer alıyor. Fiyat indiriminin gerçekleştirilebilmesi için ise kurumların süreçlerinde verimliliği ve etkinliği artırması gerekiyor.
· Regülasyonları değere çevirmek: Dünyanın birçok bölgesinde enerji sektörüne ilişkin regülasyonlar, genelde çevre, hizmet kalitesi ve tedarik süreçlerine odaklanıyor. Değişimlere ayak uydurmak isteyen enerji şirketlerinin, düzenleyici değişikliklerini öngörebilmesi ve iş modellerini değişikliklere göre uyarlayarak rekabet avantajı sağlamaları gerekiyor.
· ‘Uluslararası’laşma: Ulusal pazardan uluslararası pazara geçiş yapan şirketlerin çoğu Avrupa Bölgesi’nden… Zira bu ülkelerdeki piyasalar olgun ve düşük büyüme oranlarına sahip. Kimi şirketlerin nakit akışını sürdürülebilir kılması için ise, rekabet avantajına sahip olacakları uluslararası piyasalara açılması gerekiyor.
· Yeni yönetim modelleri ve yetkinlikler: Elektrik sektörünün geleceğe ilişkin pek çok öngörüsü, teknolojik inovasyonun dönüşüm yaratma potansiyeline dayanıyor. Kamu teşvikleri, tüketici talepleri, daha etkin bir varlık yönetimi ihtiyacı gibi faktörler, pek çok kurumu –bazı bölgelerde ekonomideki düşük büyüme oranları köklü bir değişim yapılmasına engel olmasına rağmen- yeni modeller geliştirmeye itiyor.
· Yetenek yönetimini geliştirme: Sektördeki değişime paralel olarak sektör oyuncuları, bu değişimi yönetecek yeni yeteneklere gereksinim duyacak. Enerji firmaları daha karmaşık, veriye dayalı ve akıllı teknolojileri benimsedikçe, kurumlar analitik, yönetsel ve ticari yetkinliklere sahip profesyonellerin istihdamına odaklanacak.
Kaynak: Deloitte