Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 18 Aralık 2019
Mercer Türkiye ‘Küresel Yetenek Trendleri & 2019 Ücret Araştırması’nı EGİAD Dernek Merkezi’nde üyelerle paylaştı. Mercer Türkiye’nin 2019 Ücret ve Yan Haklar Araştırması Sonuçları’na göre 2020 planlanan ücret artış bütçesi % 12 ila 15 arasında olacak.
Mercer, Türkiye ve Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) işbirliğinde düzenlenen ve ‘Küresel Yetenek Trendleri & 2019 Ücret Araştırması’nın paylaşıldığı toplantı EGİAD Dernek Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya Mercer Genel Müdürü Dinçer Güleyin, Mercer Türkiye Kariyer (Yetenek Yönetimi, Ödüllendirme ve Bilgi Çözümleri Danışmanlığı) Bölümü Lideri Okan Sezer, Mercer Türkiye Ücret Yönetimi ve Mobil İşgücü (Expat Yönetimi) Danışmanlığı Lideri Güneş Nalbantoğlu konuşmacı olarak katıldı. EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, Yönetim Kurulu ve EGİAD üyelerinin katıldığı etkinlikte, Mercer’ın her sene küresel ölçekte gerçekleştirdiği ve dünya genelindeki 16 coğrafyadan ve 9 kilit sektörden 7 bin 300’den fazla üst düzey yönetici, İK lideri ve çalışanın katıldığı araştırma aktarıldı. Ayrıca, Türkiye’nin 2019 Ücret ve Yan Haklar Araştırması Sonuçları da EGİAD Üyeleriyle paylaşıldı.
YETENEK ZİHNİYETİ YERLEŞMELİ
Toplantının açılışında üyelere seslenen EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan, üstün yeteneğin gelecekte en önemli rekabet avantajı kaynağı olacağına dikkat çekerek, “Üstün yetenekten fayda sağlamak isteyen herhangi bir şirket en üstten başlayarak, şirket içindeki tüm seviyelerde yetenek zihniyetini yerleştirmelidir. Yetenek yönetimini bir öncelik haline getiren organizasyonlar daima kazanacaktır. Yetenek yönetiminin artık örgütler için kilit bir şekilde stratejik bir zorunluluk haline geldiğini söylemek mümkündür. Çünkü yeni pazarlara girme, globalleşme, rekabetçi pazar koşulları ve daha gelişmiş olan ve hızla değişen teknolojilerin giderek yaygınlaşması, yetenekler konusunda da yeni ihtiyaçları beraberinde getirmek durumunda kalıyor” dedi.
GENÇLERİMİZ ARTIK GÖÇ ETMİYOR
Aslan, İzmir’in yerel olarak küreselleşmesi gerektiğinin altını çizerek, “İzmir’in metropolitan bölgesinin küreselleşmesi ile gelecekte istesek te istemesek te hem işletmelerimizin uluslararası rekabet ortamında daha etkin performans sergilemesi sağlanacaktır. Aynanın diğer tarafında da işgücünün de bununla beraber paralel hareket etmesi gerekiyor. Artık unutulmamalıdır ki gençlerimiz Türkiye’den Hollanda’ya göç etmiyor, geçici bir süre İzmir’den Rotterdam’a yaşamaya gidiyorlar ve ülkelerine geri dönüyorlar. Ya da başka bir ülkeye geçebiliyorlar. Mobilite gençler arasında oldukça yüksek” diye konuştu.
ÇALIŞMA STİLİ DEĞİŞİYOR, İŞYERİ ARKADAŞLIĞI BİTİYOR
Toplantıda değerlendirme yapan Mercer Türkiye Genel Müdürü Dinçer Güleyin ise, ‘esnek çalışma’ olarak bilinen modern çalışma saatlerinin yakın olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Bizim şirketimizde artık ofiste bulunmak zorunda değilsin. Haftada bir gün ‘kendini nerede iyi hissediyorsan orada ol, oradan çalış’ diyoruz. Çalışan açısından kritik nokta ise şu; ‘uzaktan çalıştıkça, o sosyal iklimin bir parçası olmayıp gözden uzak olursam bu benim kariyerim için sorun olur mu, şirketteki fırsatları elde etmemin önünde bir şeyleri kaçırmama neden olabilir mi?’ En önemli sorulardan biri bu oluyor. Burada esas ve ana sorumluluk bu çalışma modelini destekleme konusu yöneticilerde. Yöneticilerin bunu desteklemesi gerekiyor.” Modern çalışma uygulamasının negatif bir etkisini görmediklerini kaydeden Güleyin, “En önemlisi, insanlar işe geç kalma korkusundan sıyrıldı. Çünkü onlara ne zaman ofise gelebilecekleri ile ilgili bir serbesti tanıyorsunuz. Bu endişeden sıyrılmak müthiş bir konfor sağlıyor. Akşam iş çıkışı saatlerinde trafikte zaman kaybetmemiş oluyorlar. Ayrıca, çalışanlar kişisel gelişime daha fazla zaman ayırmaya başladılar. Biz bunu teşvik ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Bizim çekirdek saatlerimiz 10.00-16.00 arası. ‘Eğer müşteride değilsen bu saatler arasında buralarda ol’ diyoruz. Bunu daraltmayı ve daha esnek çalışmaya geçmeyi düşünüyoruz. Şu anda 25 bin çalışana sahip olan Mercer’da hiç ofise gitmeden çalışan pek çok danışman var. Er veya geç bu değişim her sektörde yaşanacak. Hepimiz deneyimliyoruz. Bizim ilk çıkış noktamız kadınlardı. Aslında buna ‘esnek çalışma’ değil, ‘modern çalışma’ demeliyiz. Çıkışımız kadınlarla oldu ama bitişimiz herkese dokundu. Yöneticiler olarak şunun farkında olmalıyız; bu değişim yaşanıyor, kaçınılmaz ve kendimizi değiştirmek zorundayız” diye konuştu.
BAZ ÜCRET ALGISI HALA YÜKSEK
Mercer Bilgi Hizmetleri Lideri Güneş Nalbantoğlu, çalışanların aldığı ücretin, futbol ve politika gibi herkesin içinde olduğu bir konu olduğunu belirterek, “Ücret deyince akla maaş geliyor. Ama artık şirketlerin çalışanlarına sağladığı başka ücret enstrümanları da var. Yol yardımı, yiyecek yardımı gibi toplam garanti ücret, toplam nakit ücret, toplam ücret ve toplam gelir paketi var. Türkiye’de şirketlerin sağladığı olanaklar bakımından zengin bir ülkeyiz. Cep telefonu, şirket aracı, özel sağlık sigortası ve sosyal kulüp gibi çeşitli ayrıcalıklar var. Ancak bizde baz ücret algısı AB’ye göre hala yüksek. Daha zengin yan hak paketler tasarlanıyor ama hala yeterli seviyede değil. Türkiye’nin ücret konusunu etkileyen en büyük şey ise enflasyon. Türkiye enflasyonda çok dalgalanma gördü. Bu yıl yüzde 12 ile enflasyonu kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Geçen sene asgari ücret yüzde 26 artmıştı” şeklinde konuştu.
EN DÜŞÜK ÜCRET ARTIŞI BANKACILIKTA
Nalbantoğlu, İzmir ve Manisa’dan 138, Türkiye genelinden 500’e yakın firmanın katılımıyla gerçekleştirilen, 2019 Ücret ve Yan Haklar Araştırması Sonuçları’na göre şu bilgileri paylaştı: “2020 planlanan ücret artış bütçesi yüzde 12 ila 15 arasında olacak. Yabancı şirketler enflasyonun üstünde artış yapacaklar. Bankacılık sektörü yüzde 12 ile en düşük artışı yapacak. Ege Bölgesi’nde yabancı sermayeli şirketler ücret artışında daha iyi ücret veriyor. Üst düzey yöneticilerde İzmir, İstanbul’a göre geride kaldı. İzmir çok göç alan bir yer olduğu için zamanla farkların kapanacağını düşünüyoruz” dedi.
ŞİRKETLERİN YÜZDE 99’U GELECEĞE HAZIRLANIYOR
Mercer Türkiye Kariyer (Yetenek Yönetimi, Ödüllendirme ve Bilgi Çözümleri Danışmanlığı) Bölümü Lideri Okan Sezer ise işlerin doğasının değiştiğini, işlerin evrildiğini ve değişime uğradığını ifade ederek, “Bu olguyu takip edenler süreci iyi yönetiyor. Şirketlerin yüzde 99’u geleceğin işlerine hazırlanmak için aksiyon içindeler. Bu bir hazır olma mücadelesi. Temel nokta insan stratejisi geliştirmektir. Şirketler yeni beceri geliştirmek için kişi başına 1000 dolar yatırım yapıyor” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE BECERİ AÇIĞI VAR
Türkiye’de beceri açığı olduğunu ve şirketlerin eleman ararken çok zorlandığının altını çizen Sezer, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Şirketler, deneyimi ve beceriyi şirketlerine çekmek için çok zorlanıyorlar. Yetenek kapışılıyor ancak gelecek için önemli olan potansiyel kavramı. Bu anlamda kimin potansiyeli var kimin potansiyeli düşük bunu ayırt etmekte zorlanıyoruz. Ödüllendirme sadece baz ücret değil, geleceğin İK’sında pozisyona ücret ödenmeyecek. Çalışanlara becerileri doğrultusunda ücret ödenecek.”