Kategori : DOĞALGAZ ENERJİSİ, ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, NÜKLEER ENERJİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 28 Ekim 2016
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak dev projelerle ilgili son gelişmeleri açıkladı. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, gündeme ilişkin soruları yanıtlayarak enerji sektöründeki son gelişmeleri de değerlendirdi.
Albayrak, “Tuz Gölü depolama tesisinde 2017 Ocak ayından itibaren gaz basmaya başlayacağız” dedi.
Bakan Albayrak’ın açıklamalarından satır başları ise şöyledir:
“Türkiye’de yerli ve yenilenebilir kaynaklar üzerinde ciddi bir potansiyeli mevcut. Yüzer LNG terminal, kış öncesi devreye girecektir. Türkiye’nin arz güven
liğiyle ilgili alternatif kaynakları çeşitlendirmesi gerekmektedir. Türkiye olası enerji sıkıntılarına hazırlıklı olmalıdır. Kaynak çeşitliliğine yönelik adımlar atılıyor. Tuz Gölü’nde depolamaya dayalı çalışmamız var. Bunun da bu kış devreye alınması için çalışıyoruz. Tuz Gölü depolama tesisinde 2017 Ocak ayından itibaren cavernlere sırasıyla gaz basmaya başlayacağız. Aliağa’daki santralin kapasitesinin artırılması bu kış devreye girecektir.
Dünya Enerji Kongresi belki de son dönemde Türkiye açısından çok başarılı bir program oldu. Bugüne kadar yapılan enerji kongrelerinin yanında sektörün farklı alanların paydaşların katıldığı diğerlerinin katılım gösteremediği bir görünüm çizerken bu kongrede gaz piyasası petrol piyasası, nükleer piyasası, elektrik piyasasından birçok paydaş ve üst düzey yöneticileri katılırken 2016 yılındaki enerji politikalarının çok yoğun bir şekilde müzakere edildiği yoğun bir kongre oldu. Ben o açıdan Türkiye açısından çok önemli katkıları olduğunu düşünmekteyim.
İsrail ile de Haziran ayındaki gelişmelerden sonra normalleşmeye dayalı ilk görüşmemizi yaptık. Türkiye İsrail özelinde değil tüm bu bölge üzerindeki herhangi bir projeye bakış açısını üç ana kriterde değerlendiriyor. Biz diyoruz ki herhangi bir proje varsa masada bunun üç tane ana noktası var. Bir; bu projenin paydaşlara kazan kazan çerçevesinde bir katkısı olması lazım. İkincisi bölgenin enerji arz güvenliğine ciddi anlamda bir katkısı olması lazım. Üçüncüsü ise bölgenin ve küresel çerçevedeki barış ve huzuruna katkıda bulunması lazım.
Doğu Akdeniz gazı sadece Türkiye için değil bölge ve Avrupa içinde çok önemli bir alternatif. Bu çerçeveye uydurduğumuz durumda Doğu Akdeniz’de gelişecek projelere olumlu bakacağımızı ilettik. Teknik düzeyde görüşmeler başladı. Önümüzdeki dönemde gelişmelere şahit olacağız.
Gazze’ye elektrik sağlanması için teknik ekipler çalışmalara başladı. Doğu Akdeniz gazı Avrupa için de önemli. İletim, sistem alt yapısı anlamında ciddi eksiklikler var. Yaşanabilecek her türlü olumsuzluğa dayalı en makul çalışmalar içerisindeyiz. Konun birçok farklı ayağı var. Bu çerçevede tüm bunları bugünkü ihtiyaçlar çerçevesine çalışıyoruz. İnşallah en yakın dönemde olumlu çalışmalar atacağımıza inanıyorum.
Türk Akımı’nın ikinci hattı Avrupa piyasasının akıbetiyle ilişkili bir husus. Türk Akımı, Türkiye’nin özellikle Batı hattı özelinde yaşanabilecek krizleri elimine etmek için önemli bir proje. 2017 itibarıyla inşaatın başlaması planlanıyor, projenin ilk kısmının 2019’a yetişmesi konusunda bir gecikme öngörmüyoruz.
Nükleer enerji Türkiye’nin 60 yıllık rüyası ve hayali. Nükleer enerji Türkiye’nin 1956 yılında Sayın Menderes ile başladığı bir yolculuk. Nasip çerçevesi içerisinde bakıldığı vakit AK Parti iktidarı döneminde Cumhurbaşkanımızın 2007, 2008, 2009’da yoğun bir diplomasi ile bir noktaya getirmesi ve bu çerçevede talep arz dengesinde strateji ve kritik adımlar ile birlikte Rusya ile başlayan bir yolculuğun ikincisinde ciddi bir gelişmeye dayalı Japon ve Fransız ortaklığında ve bugün üçüncü ile ilgili görüştüğümüzde Türkiye’nin artık nükleer enerji piyasasında önemli bir pazar, sadece pazar değil aynı zamanda yerli üretim açısından alternatif bir oyuncu olması potansiyeli ile yeni bir sayfa açıldı.
Akkuyu açısından bakınca projenin bölge ve Türkiye açısından önemli bir yatırıma dönüşmesi açısından önemli. Türkiye ve Rusya ilişkilerinde önemli olacağını düşünerek adım attık. Önümüzdeki dönemde resmi adımlar atılacaktır. Türkiye nadir ülkelerden biri. Bu teknolojiye biz en yeni teknoloji ile yapalım diyoruz. Ermenistan’a bakınca 40 yıllık bir nükleer santralden bahsediyoruz. Ciddi sorunlar yaratabilecek bir santral bu. Biz en yeni teknoloji ile yapalım istiyoruz. Enerjideki kaynak çeşitlendirilmesi açısından bundan vazgeçemeyiz. Bununla yürüyüşümüze devam edeceğiz. Rusya’ya önemli bir görev düşüyor.
Bizim de bilgimiz dahilinde gerçekleşiyor. Biz burada yatırımcı değiliz. 20 milyar dolarlık yatırımdan bahsediyoruz. 10 yıllık bir yolculuk 2023 yılında ilk reaktörün devreye alınması için adım atmaya çalışmaktayız.
Rusya da adımlar atıyor. 3. nükleerle ilgili bir çalışma devam ediyor. Kafamızın estiği yere inşa edemeyiz. Birçok farklı element var. 17 nokta var. Bu çerçevede son noktalara yaklaştık. Hem bölgeye hem yatırımcıya yönelik 2017’de en geç adımımızı atacağız. Hali hazırda çalışmalarımızı başlattık. Şu an biz çalışmalara başladık. Yeri konusunda son aşamaya geldik. Her şeyi çok hızlı yapalım diye bakmamak lazım. Ama çok yoğun mesai ortaya koyarak bu anlamda bu sektörde önemli bir yatırımcı olarak adımları atmamız da gerekmektedir.”
Kaynak: Enerji Enstitüsü
