Enerji nakil hatlarının, baz istasyonlarına göre daha tehlikeli ve riskli olduğu bildirildi. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şükrü Özen, “En fazla enerji nakil hatlarından elektromanyetik dalga yayılıyor. Daha sonra cep telefonları, radyo ve televizyon vericileri, baz istasyonları ile evlerde kullanılan elektrikli ev eşyaları risk taşıyor” dedi.
Özen, günümüzde teknolojinin gelişmesine bağlı olarak sanayi başta olmak üzere birçok alanda elektromanyetik enerji kullanıldığını ifade etti.
Yüksek gerilim ve enerji dağıtım hatları başta olmak üzere enerjiyle ilgili tüm tesisatların çevresinde elektromanyetik alan oluşturduğunu belirten Özen, “Dünya genelinde enerji nakil hatlarının geçtiği bölgelerde yaşayan insanlara yönelik riskin belirlenmesi amacıyla epidemiyolojik çalışmalar (belirli bir konunun görülme sıklığı ve etkileyen faktörlerin araştırılması) yapılıyor. En fazla enerji nakil hatlarından elektromanyetik dalga yayılıyor. Daha sonra cep telefonları, radyo ve televizyon vericileri, baz istasyonları ile evlerde kullanılan elektrikli ev eşyaları risk taşıyor” dedi.
Enerji nakil hatlarının yakın çevresinin yerleşim yeri olarak kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Özen, enerji nakil hatlarını elektromanyetik yayan geniş bölgeler olarak adlandırdıklarını dile getirdi.
Yüksek gerilim hattının altında yaşayanlar var
Buna rağmen çarpık kentleşmeden dolayı Türkiye’de enerji nakil hatlarının çevresi bir yana, altında dahi yerleşim yerleri bulunduğuna dikkati çeken Özen, şöyle konuştu:
”Enerji nakil hatlarındaki frekansımız Türkiye’de 50 Hertz (hz). Dünyada ise bu, standart olarak 50-60 hz. Düşük frekanslı alanlar biyolojik dokularla etkileştikle
Enerji hatlarının 50-100 metre yakınında yaşayan insanlarda risk güvenliğinin sorgulanması gerekiyor. Malesef ülkemizde imar yasalarındaki boşluklar nedeniyle bazen evlerin üzerinden enerji nakil hattı geçiyor. Bu ciddi bir sorun. Enerji nakil hatlarında cep telefonu baz istasyonlarına göre daha tehlikeli ve riskli bir durum söz konusu. Riski ortadan kaldırmak için enerji nakil hatlarının güvenlik koridorundan geçirilmesi gerekir. Sağlı sollu olarak hat boyunca 100 metrelik bir alanın oluşturulması lazım.”
Özen, son yıllarda bazı belediyelerin çocuk parkları başta olmak üzere sosyal donatı alanlarını enerji nakil hatlarının altına yaptığına dikkati çekerek, bu tür yerlerin park veya benzeri yapıların yapılmaması gerektiğine dikkati çekti.
Evdeki elektromanyetik alanlar
Evlerde kullanılan elektrikli cihazlar konusunda dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Özen, özellikle tüplü televizyonların yaydıkları elektromanyetik alan nedeniyle çocuklar için büyük risk taşıdıklarını söyledi.
Özen, “Televizyon en az 2 metre mesafeden izlenmeli. Televizyonun odadaki yeri de çok önemli. Televizyon bulunan duvarın hemen arkasında yatak varsa ve burada özellikle çocuk yatıyorsa yayılan elektromanyetik dalgalardan kesinlikle etkilenir. Duvar ile televizyon arasındaki 30-40 santimetre mesafe dalgaları geçirir. Bu tür cihazlar arkası dış duvara gelecek şekilde yerleştirilmeli” diye konuştu.
LED ekranlı televizyonlarda elektromanyetik alan riskinin tüplü televizyonlara göre daha düşük olduğuna işaret eden Özen, ayrıca elektrik süpürgesi ve mikrodalga fırın, saç kurutma makinesi gibi ev aletlerinin de elektromanyetik alan oluşturduklarını anlattı.
Manyetik alanların sağlığa zararları
Özen, elektromanyetik alanlara maruz kalan kişilerde baş ağrısı, yorgunluk, uyku bozukluğu, unutkanlık, dikkat dağınıklığı gibi sorunlar ortaya çıkabildiğini ifade ederek, ayrıca yapılan çalışmalarda uzun süre cep telefonu kullananlarda beyin tümörü gibi hastalıkların istatiksel olarak artma eğilimi gösterdiğinin ortaya konulduğuna dikkkati çekti.
Özellikle hamile olanların elektromanyetik enerji yayan cihazlardan olabildiğince uzak durmalarını isteyen Özen, “Hamile bir kadın cep telefonunu vücudundan uzak tutacak. Çalışıyorsa cep telefonu el erişimi mesafesinde olmalı. Kullanım süresini olabildiğince kısa tutmalı” dedi.
Kaynak: Enerji Enstitüsü