Enerji tasarrufu için en hızlı hareketin binalar özelinde başlatılması gerekliliğini ifade eden Yüksek Mimar, Pasif Ev Tasarımcısı ve Danışmanı ZeroBuild Türkiye Genel Sekreteri Yasemin Somuncu ile İnşaat Yüksek Mühendisi ve ZeroBuild Türkiye İnşaat Mühendisleri Ağı Lideri Ilgaz Doğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın olası bir depremde can kayıplarını önlemek amacıyla gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm çalışmalarının aynı zamanda enerji kazanımı için önemli bir fırsat sunduğuna dikkat çekti.
Enerji verimliliği ve tasarrufu, ülkemiz ve dünyamız açısından büyük önem taşıyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de enerjinin büyük kısmı binalar tarafından kullanılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olası bir depremde can kayıplarını önlemek amacıyla yoğun şekilde kentsel dönüşüm projelerini hayata geçiriyor.
Kentsel dönüşümle birlikte sıfır enerji binaların yaygınlaştırılması ile enerji alanında önemli oranda tasarruf elde edileceğini ifade eden Yüksek Mimar, Pasif Ev Tasarımcısı ve Danışmanı, ZeroBuild Türkiye Genel Sekreteri Yasemin Somuncu, “Türkiye’deki binalarda enerji performansı iyileştirme politikaları kapsamında T. C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 20.11.2020 tarihinde Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar (NSEB) için Rehber Kitap yayınlandı. Yürürlükteki kanunları göz önüne aldığımızda, önemli bir adım olan bu rehberde yapılan tanımlamaların bir ötesine uzanarak Sıfır Enerji Binalar kavramına dikkatleri çekmek istiyoruz. Sıfır Enerji Binalar, özünde genel enerji tüketimimizi azaltırken, enerji fiyat artışlarından etkilenmemizi sınırlayan, sosyal, ekonomik ve çevresel refahı koruyan, mevcut kaynaklarımızı sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir şekilde kullanmamızı sağlayan binalardır. İklim değişikliğinin zararlarını fazlasıyla hissettiğimiz son yıllarda Sıfır Enerji Binalar artık olmazsa olmaz bir ön koşuldur.” dedi.
VERİMLİLİK BİRİNCİL ENERJİ KAYNAĞI
Sıfır Enerji Binalar ile ilk hedefin binalarda ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarını azaltılması olduğunu belirten Somuncu, “Bu alanda en kesin çözüm; iyi yalıtım, yüksek verimli pencereler, ısı veya enerji geri kazanımlı havalandırma sistemi ve hava geçirmez bina kabuğudur. Kullanılmayan enerjinin üretilmesine de gerek olmadığı için, verimlilik ‘birincil enerji kaynağımızdır”. Sıfır Enerji Binanın tasarımı, büyük ölçüde yerel iklime ve ayrıca bina geleneklerine, inşaat alanına ve bina türüne bağlıdır. Yalıtım, hava geçirmezlik veya mekanik sistemler açısından böyle bir binayı tasarlamak ve inşa etmek yetkin bir planlama gerektirir. Uzman tasarımcılar ve danışmanlar, tasarım aşaması boyunca ve inşaat boyunca önemli bir role sahiplerdir. Bugün dünyada ve Türkiye’de konularında uzman ve yetkin yeterli sayıda mimar, mühendis ve tekniker bulunmaktadır. Konu ile ilgili talep arttıkça uzman ve yetkin profesyonellerin Sıfır Enerji Bina üretmeleri ve fayda sağlamayan, pahalı ve asgari iç mekan kalitesi sunmayan yapılardan uzaklaşılması da sağlanacaktır.” dedi. Binalarda enerji tüketimini en az seviyeye indirgedikten sonra hala ihtiyaç duyulan enerjiyi binanın bulunduğu coğrafyanın iklimsel, sosyal ve ekonomik şartlarına en uygun olacak yenilenebilir enerji kaynakları ile sağlamanın Sıfır Enerji Binaların olmazsa olmaz bir diğer şartı olduğunu söyleyen Somuncu sözlerine şöyle devam etti:
“Yenilenebilir enerji kaynağı güneş, rüzgar, toprak, su, biyokütle kaynaklarından biri veya birkaçı olabilir. Bu kaynakların en uygun şekilde enerjiye dönüştürülmesi ve binada veya yerleşkede kullanılacak şekilde sistemlerin uzmanlar ve yetkin kişiler tarafından kurgulanması ve gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Türkiye’de deprem gerçeği göz önüne alınarak, yıkılması gereken binalar yerine yenileri tasarlanıp inşa edilirken ya da mevcut binaların deprem güçlendirmesi yapılırken burada belirttiğimiz Sıfır Enerji Bina özelliklerini sağlayacak çalışmalarla beraber ilerlenmesi binalarımızı depreme karşı dayanıklı hale getirirken, hem genel enerji tüketimimizi azaltacak, sera gazı etkisini azaltacak, sosyal, ekonomik ve çevresel refahı koruyacak, hem de mevcut kaynaklarımızı sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir şekilde kullanmamızı sağlayacaktır. Avrupa Birliği’nde 1 Ocak 2021 itibariyle zorunlu hale getirilen ‘Sıfır Enerji Binalar’a dönüşümün ülke gündeminde yer alması için bu sene “Right Now, GO! – Hemen Şimdi, Harekete Geç” sloganı ile 22-26 Eylül 2021 tarihleri arasında dijital ortamda 2’incisi düzenleyeceğimiz “ZeroBuild Türkiye’de”, Türkiye ve dünya kanaat önderleri ile birlikte kentsel dönüşümde yapılan yeni binalarda yeni yol haritaları kapsamında konuyu her açıdan ele alacağız. Sıfır Enerji Binalar ortak akıl, ortak niyet ve iş birliği ile gerçekleştirilebilir, amacımız tüm paydaşları harekete geçirmek.”
YENİ İNŞA EDİLEN BİNALARDA ENERJİ KİMLİK BELGESİ ZORUNLU
Yeni inşa edilen binalar için Enerji Kimlik Belgesi (EKB) alınmasının zorunlu olduğunu belirten İnşaat Yüksek Mühendisi, ZeroBuild Türkiye İnşaat Mühendisleri Ağı Lideri Ilgaz Doğan ise, “Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği ile binalarda ve tesisatta yalıtımın önemi arttı. Binaların enerji sınıfını gösteren EKB, binada kullanılan enerji miktarını da gösteriyor. 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve buna bağlı olarak çıkartılan “05.12.2008 tarihli ve 27075 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” (BEP) gereğince, yeni yapılacak veya yapılmakta olan binaların enerji kimlik belgesi sınıfının en düşük C sınıfında olacak şekilde tasarlanması ve inşa edilmesi zorunluluğu bulunuyor. C sınıfından daha düşük seviyede çıkan yeni yapılacak veya yapılmakta olan binalar ise yasaya göre iskan ruhsatı alamıyor. “Enerji Kimlik Belgesi” uygulaması için Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin Geçici 4’inci maddesinin birinci fıkrası gereğince 01 Ocak 2011 tarihinden sonra yapı ruhsatı alan binalar “Yeni Bina”, bu tarihten önce yapı ruhsatı alan binalar ise “Mevcut Bina” olarak değerlendiriliyor. Bu tanıma istinaden 1 Ocak 2011 tarihinden sonra yapı ruhsatı almış binaların (yeni binalar), yapı kullanma izin belgesi (iskan ruhsatı) alınması aşamasında Enerji Kimlik Belgesi’ni ilgili idareye sunması gerekiyor. Aksi takdirde, yapı kullanma izin belgesi kanunen verilmiyor. Aynı şekilde, 01 Ocak 2011 tarihinden sonra güçlendirme ruhsatı almış yapılar da, ‘’Mevcut Bina‘’ olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla güçlendirme ruhsatı alan binaların da, enerji kimlik belgesi sınıfının en düşük C sınıfında olacak şekilde tasarlanması gerekiyor. Bu tanıma istinaden 1 Ocak 2011 tarihinden sonra yapı ruhsatı almış binaların, yapı kullanma izin belgesi alınması aşamasında Enerji Kimlik Belgesi’ni ilgili idareye sunması gerekiyor. Aksi takdirde, yapı kullanma izin belgesi kanunen verilmiyor. Aynı şekilde, 01 Ocak 2011 tarihinden sonra güçlendirme ruhsatı almış yapılarda, ‘’Mevcut Bina‘’ olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla güçlendirme ruhsatı alan binaların da, enerji kimlik belgesi sınıfının en düşük C sınıfında olacak şekilde tasarlanması gerekiyor. Bu nedenle yapı güçlendirme ve enerji verimliliği çalışmalarının birlikte yürütülmesi en mantıklı ve verimli yol olarak karşımıza çıkıyor.