LÖSEV geçen hafta sonu Ankara’da dünya çapında bir kanser sempozyumu gerçekleştirdi. Farklı ülkelerden onkoloji ve hematoloji alanında uzman bilim insanları, “İmmünoterapinin kemoterapinin yerini alır demek henüz erken. Kör erkeklerin ve gece vardiyasında çalışan kadınların kansere yakalanma oranlarında artış görülmesine dair çalışmalara devam ediliyor.” şeklinde güncel çalışmalardan bahsederken, 2. Dünya Savaşı verileriyle Japonya’dan ABD’ye göç ve artan kanser vakaları ile ‘batıya göçle kanserde paralel artışı tespit ettiklerinin altını çizdi.
LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı,Uluslararası Lösemili Çocuklar Ayı kapsamında geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Dünyada kanser çalışmalarına
“İmmünoterapi kemoterapinin yerini alır demek için erken”
Prof. Biondi yaptığı konuşmasında kanser tedavilerinde yüksek gelirli ve düşük gelirli ülkelerdeki yaşanan farklılıklara değinerek tedavi ile birlikte desteklenmesi gereken başlıklara da vurgu yaptı. Kendisine yöneltilen immünoterapi ileride klasik kemoterapi gibi konvansiyonel terapinin yerini alır mı sorusuna karşılık şunları kaydetti, “Çok iyi sonuçlar aldık ama tamamen yerini almayacak. Bunun yerine başka bir şey geçmesi için çok erken. Belirli adımlar var. Bir kısım zorlukları elimine edebiliyoruz. Özellikle yetişkinlerde çok iyi sonuçlar aldık. Bunlar tedavinin bir parçası olacak immüno terapilerle de çok iyi gelişecek.”
Hayat ritmi değişince kanser artıyor mu?
Beslenme ve yaşam tarzının kanserle ilişkili bağı hakkında anekdotları paylaşırken pestisite maruz kalmanın etkisini vurgulayan Prof. Kampman ise şu paylaşımlarda bulundu, “Tüm dünyada kanser tırmanmakta. Türkiye ile ilgili durum ne diye baktığımızda hala akciğer kanseri, meme kanseri en fazla görülen kanser çeşitleri. 2’inci dünya savaşından sonra Japonlar çok klasik yaşam tarzlarını ABD’ye geçince koruyamadı. Göç ile paralel mide kanseri de arttı. Çok hızlı bir şekilde 1- 2 jenerasyon içinde kanser artışı gözlendi. Genler bu kadar hızlı değişmiyor başka bir şey değişti o zaman. Pek çok kişinin kaygısı var ve kanser tüm dünyada artıyor. Kentleşme ve batı tarzı hayat yaşamakla paralel diyebiliriz.” Diğer yandan kendisine yönlendirilen gece vardiyasında çalışan kadınlarda ve kör erkeklerde kanserin görülme sıklıklığı ile ilgili soruya ilişkin “Hayat ritmi değişiyor uyku düzeni de değişiyor ve yine normal ritminizin dışına çıktığınızda kanser artıyor mu bunlarla ilgili çok çalışma devam ediyor. Bu sorunun cevabını netleştirmek üzere çabalıyoruz.”
LÖSEV & LÖSANTE Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematolog Onkolog Dr. Üstün EZER, yaptığı açılış konuşmasında şunları kaydetti, “90’lı yıllarda Pediatri hematoloji lisansımı yaptıktan sonra mesleğime başladığımda hemen hemen çoğu çocuğumuzu kaybediyorduk. Bu kayıpların altındaki en büyük sebepler enfeksiyon, maddi sıkıntılar, açlık ve yokluktu. Bu yıllarda en iyi ihtimalle %20‘lerde olan tedavi başarı oranı bizi bir yol ayrımına götürmüştü. 1998 yılında arkadaşlarımla birlikte LÖSEV’i ve büyük bir çaba sarf ettik. Biz LÖSEV’i kurduğumuzda herkes dalga geçti. ‘Lösemi tedavi edilebilen bir hastalıktır’ diyorduk herkes bana para toplamak için halkı kandırıyor diyorlardı. O günden bugüne %92 + 2 başarıya geldik. Hem bilimsel hem fiziksel yapı ve etki alanındaki çabalarımızla LÖSEV olarak tek bir çocuğumuzu dahi kaybetmeyene kadar çalışmalarımız daha güçlü devam edecektir.”