Sera gazlarının her geçen gün artışı dünyayı daha istikrasız bir gezegen haline getiriyor. Haziran’da Sibirya bölgesinde bir şehirde sıcaklık 38 C’yi bulurken bu mevsim ortalamasının 10 C daha yükseğidir. Yapılan araştırmalar, kutup bölgelerinin dünyanın geri kalan kısmından iki kat daha hızlı şekilde ısındığını gösteriyor. Antarktika ise dünyanın geri kalan kısmından 3 kat daha hızlı ısınıyor. Amazon ormanları karbon emilimi kapasitesini geçen her gün yitiriyor. Yapılan araştırmalar, 2035’ten itibaren Amazon ormanlarının karbondioksit emilimi potansiyelini tamamen yitirip karbondioksit salımınına başlayacağını gösteriyor. 2070’e kadar 3 milyar insan uygun olmayan iklim koşullarında yaşıyor hale gelecek.

COVID19 nedeniyle, küresel karbon salımını Nisan ayında %17 düşüş gösterdi ve 2020 yılı genelinde ortalama %7 düşüş göstermesi bekleniyor. Fakat dünyanın aynı oranda düşüşü önümüzdeki 20-30 yıllık dönemde inovasyon ve teknolojik yeniliklerle sağlaması lazım.

Yapılan araştırmalar, bu düşüşün gerçekten sağlanabileceğini gösteriyor. Potsdam Institute for Climate Impact Research yaptığı araştırma sonucunda 2030 yılına kadar dünyanın karbon emisyon sorununu çözüme kavuşturmak için 36 çözüm önerisinde bulundu. Öneriler arasında rüzgar enerjisinin yaygınlaştırılmasından, evden çalışmaya, bitki odaklı diyetlerden güneş enerjisine kadar birçok çözüm önerisi bulunuyor.

Diğer yandan fosil yakıtların atmosfere yaydığı karbondioksitin yarısı ormanlar ve okyanuslar tarafından emiliyor. İnsanoğlu yeryüzünün %50’sini son yüzyılda değiştirdi. Ekosistemin vazgeçilmez olduğu gerçeğine artık daha fazla önem vermeliyiz.

Kaynak: “Why we need to declare a global climate emergency now”, Financial Times

Yayına Hazırlayan: Dünya Enerji Konseyi / Türk Milli Komitesi