Bütün dünya yenilenebilir enerji yatırımlarına hız verirken, Türkiye’de ‘şehir efsaneleri’ sebebiyle rüzgâr enerjisi yatırımında yeterli büyüme sağlanamıyor. Uzmanlar, hem bağımlılığın hem kirliliğin azaltılması için fosil yakıtlar yerine yenilenebilir kaynakları tavsiye ediyor. Rüzgâr da bunların başında geliyor. Enerji Tasarrufu Derneği belirlemelerine göre, rüzgâr enerjisinde doğru bilinen yanlışlar, bu enerji türünde büyümenin önündeki en büyük engel.
1. YANLIŞ: Türkiye rüzgâr enerjisinden yeterli verimi alamaz.
DOĞRUSU: Ülkemizin rüzgâr potansiyeli İspanya’nın rüzgâr potansiyeline eşdeğer. Bunu Almanya tespit etti.
2. YANLIŞ: Rüzgâr enerjisi kesintisiz bir güç kaynağı değildir.
DOĞRUSU: Türkiye’nin her yerinde rüzgârdan enerji üretilebilir. Depolama kapasitesi saatlik üretimin ortalama 6 katı civarında.
3. YANLIŞ: Rüzgâr enerjisi doğal yaşama zarar verir, kuş ölümlerine yol açar.
DOĞRUSU: Her rüzgâr enerji santrali kurulurken kuş ya da yarasa gruplarının göç yolları gözetilir. ABD istatistiklerine göre, her yıl binalara çarparak ölen kuş sayısı 1 milyar, taşıtlara çarparak ölen kuş sayısı ise 80 milyon.
4. YANLIŞ: Rüzgâr enerjisi santralleri gürültü kirliliği oluşturur.
DOĞRUSU: Sessiz kırsal bölgelerde esen rüzgârın sesi, türbinlerin sesinden daha yüksek.
5. YANLIŞ: Rüzgâr santralleri tarımsal faaliyetlere zarar verir.
DOĞRUSU: Tam tersine rüzgâr enerjisi santralleri kurulu olduğu alanın yalnızca yüzde 1’ini işgal eder. Alanın geri kalanı tarım, ormancılık gibi faaliyetlerde kullanılabilir. Hiçbir atığı olmadığı için topraklar, göller, akarsular temiz kalır. Rüzgâr santralleri su da kullanmaz. Oysa termoelektrik santrallerde her gün binlerce ton su tüketilir.
Kaynak: Enerji Enstitüsü