Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali 2019, Büyük Yeşil Duvar / The Great Green Wall filminin gösterimi ve Susamam konseri ile sona erdi.
Dünyanın dört bir yanından derlenen etki odaklı seçkisi ile Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali, İstanbul’da izleyenlerine yoğun bir dört gün yaşattı. Festival, filmleriyle sürdürülebilirlik
İstanbul’da 21-24 Kasım 2019 tarihlerinde Institut Français ve SALT Beyoğlu’nda gerçekleşen SYFF2019, etki odaklı seçkisi ile büyük beğeni topladı. Festival seçkisi iklim değişikliği, sosyal girişimcilik, bir insan hakkı olarak barınma ve konut, toplumsal dönüşüm, yerel ekonomi, sürdürülebilir ormancılık, turizm, çocuk işçiliği ve çocuk köleliği, sürdürülebilir üretim, sorumlu tedarik zinciri, barış, ekosistem restorasyonu, deniz permakültürü, enerjinin demokratik üretimi ve paylaşımı gibi konuları içeriyordu. Türkiye’nin de dahil olduğu 27 ülkeden, uzun ve kısa metrajlı 28 film izleyicilerle buluştu.
Sohbetler ilgiyle izlendi
Yarını Yaratmak/ Inventing Tomorrow film gösteriminin ardından Bilim Kahramanları Derneği kurucusu Hakan Habip, yapılan çalışmalarla ilgili paylaşımda bulundu ve izleyenlerin sorularını yanıtladı. Bilimin dünyanın her tarafında çocukları birleştirdiğini, onların hayatına anlam kattığını belirten Habip, yaptıkları çalışmalarda mümkün olduğunca birleştirici kelimeler kullandıklarını, ayırıcı kelimeler kullanmamaya çalıştıklarını; yarışma kelimesi, rekabet kelimesi, hatta sonuç kelimesini kullanmadıklarını belirtti. Gerek eğitimde gerek iş dünyasında sürekli olarak sonuç konuşulduğu için “sonuca ulaşmak için yapılan her şey mubahtır” kavramının ilkokulda sınavlara başladığımız andan itibaren kafamıza işlendiğini belirten Habip izleyenleri Bilim Kahramanları Derneği’nin etkinliklerine davet etti.
Bu yılın konukları arasında film seçkisinde yer alan Turist İstilası / Overbooking filminin yapımcısı Joe Holles ve yönetmen Álex Dioscórides Gomis vardı. Film gösteriminin ardından, aynı zamanda sürdürülebilir turizm ile ilgili çalışmalar yürüten filmin yapımcısı Joe Holles bir konuşma yaptı ve gelen soruları yanıtladı. Turizmin güzel hayaller üzerine kurulu bir araç olduğunu, ancak birçoğumuzun fark ettiği üzere, genellikle bir zamanlar düşündüğümüz gibi olumlu değişime neden olmadığını söyledi. Turizmin olumlu değişim için itici bir güç olması konusunda birçok imkana sahip olduğumuzu; özellikle son dönemde sürdürülebilir, sorumlu veya otantik turizmin giderek daha fazla insan için önem kazandığına dikkat çekti. İnsanların yerelde ne yeniyorsa onu yemeyi, nasıl yaşanıyorsa onu deneyimlemeyi istediklerini; bu sayede yaşamak için iyi olan bir yerin, turizm için de iyi olmasının giderek daha fazla öneme sahip olacağını belirtti.
Cesur Barış / A Bold Peace filminin ardından sohbet programının konuğu gelişme hakkı alanında araştırma yürüten Bilgi Üniversitesi’nde hukuk doktora öğrencisi Sinan Odabaşı oldu. Latin Amerika ülkeleri üzerine araştırmalar yapan Odabaşı, aslında soyut bir kavram olan gelişme hakkının içeriği konusunda bilgiler paylaştı. Sürdürülebilirlik ile gelişme hakkı bağlantısından söz eden Odabaşı, son dönemde BM çevrelerinde “gelişme/kalkınma” kelimesinin başına “sürdürülebilir” kelimesi olmadan kullanılmaz hale geldiğini; bunun birçok bağlamda bir bakıma ödev gibi yapıldığını söyledi. Ama bunun bir ödev değil, özellikle gelişmekte olan ülkeler için bir hak olarak tanımlanması gerektiğini ifade etti.
Sofra / Soufra filmin ardından Türkiye’den güzel bir örnek olan “Hayatın Sofrası” festival konuğuydu. Ocak 2018’in başlarında Şenhayat Alp’in başlattığı bu proje “ev kadınlarının mutfaktaki bilgeliğini taşımak” amacındaydı. Ana önceliklerinin hizmet ettikleri insanlara sağlıklı gıdaların ulaştırılması olduğunu söyleyen Alp, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Sefertası Hareketi’ni başlatan Hayatın Sofrası ekibi kendileri ile ilgili bilgiler aktardılar. Şenhayat Alp, sürdürülebilirlik başlığı altında kendilerinin “temiz gıda” bölümünde yer aldıklarını belirtti. Bunun için de çok fantastik şeyler yapmaya gerek olmadığını söyleyen Alp, atalık tohum, mera eti ve mevsiminde yemenin zaten sorunların %90’ını çözeceğini ifade etti.
Evrensel ve birleştirici dil: Müzik
Festival seçkisinde yer alan belgeseller ve davet edilen konuşmacılar gibi müzik toplulukları ve müzisyenler de ekolojik ve sosyal konulara dikkat çeken, müziğin birleştirici gücünü kullanan sanatçılardan oluşuyordu.
Festivalin ilk günündeki müzik molasında müziğin anlamı, üretim ve paylaşım biçimlerine dair özgün ve duyarlı yaklaşımı ile dikkat çeken In Hoodies yer aldı. Yasemin Özler, Zeynep Oktar ve 2015’ten bu yana In Hoodies adıyla müzik yapan müzisyen ve söz yazarı Murat Kılıkçıer tadı damaklarda kalan mini bir konser verdiler. İncelikli söz yazımı, zengin melodileri ve güçlü sahne performanslarıyla tanınan In Hoodies, Ütopya’ya Dönüş filmi’nin ardından samimi performansıyla festival izleyicileriyle buluştu.
Festivalin bir başka konuğu Barış İçin Müzik Yaylı Grubu’ydu. İmkanları sınırlı binlerce çocuğa ortak sosyal ve kültürel yaşam alanları oluşturarak, sanata katılım hakkı önündeki engelleri kaldırmayı hedefleyen Barış İçin Müzik Vakfı, Barış için Müzik Yaylı Grubu ile mini bir konser verdi. 10-20 yaş aralığında 20 çocuk ve gençten oluşan orkestra mini programlarında Holst, Vivaldi ve Mozart’ın eserlerinden seslendirdiler. Konserlerini Astor Piazzolla’nın Libertango’su ile noktalayan grup izleyicilerden büyük beğeni ve alkış aldı.
Festivalin 3’üncü gününde sahne alan, Alternatif Yaşam Derneği’nin bir alt projesi olan “Herkes için Müzik” sloganıyla 10 yılı aşkın bir süredir dünyanın dört bir yayından profesyonel müzisyenler ile “Düşler Akademisi”nde sanat eğitimi alarak yeni bir kariyer fırsatı kazanan öğrencileri aynı sahnede buluşturan Social Incluison Band izleyicilere keyifli dakikalar yaşattılar.
Festival kapanışı ise Susamam ile gerçekleşti. Fuat, Şanışer, Sokrat St, Mert Şenel ve Ados’un birlikte seslendirdiği Susamam şarkısı, SYFF2019’un kapanışına imza attı. Malili ünlü şarkıcı ve aktivist Inna Modja’nın gözünden Afrika’da gerçekleşmesi planlanan Büyük Yeşil Duvar / The Great Green Wall projesini anlatan belgeselin ardından sahne alan müzisyenler, Festival’in yarattığı farkındalığı şarkıları ile desteklediler.